Korkunç detayların gün yüzüne çıktığı ifadelerde, hemşire Hakan Doğukan Taşcı, "Doktor yerine epikriz raporu yazdım, usulsüz ilaç satışı yaptım. Pişmanım." diyerek suçlamaları kabul etti. Diğer bir hemşire olan Hasan Basri Gök ise, hastaneye getirilen bir bebeğin ağır narkotik ilaçlarla uyutulduğunu, müdahalelere rağmen bebeğin kalp anomalisi nedeniyle günden güne morardığını aktardı.
Soruşturma, bebeklerin ölümlerine neden olan ihmal ve usulsüzlüklerle ilgili olarak hazırlanarak Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen bir fezlekeyle sonuçlandı. İddianame, Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne iletildi ve mahkeme inceleme sürecine devam ediyor.
Şüphelilerden bilgi sahibi olarak ifade veren Sema U., Bağcılar TRG Hospitalist Hastanesi’nde yoğun bakım hemşiresi olarak çalıştığını belirtti. Yöneticilerle ilgili sıkıntılar yaşadığını ve bu nedenle istifa ettiğini anlattı. Başka bir şüpheli olan Çağla Durmuş, bir hastaya yönelik kaydettiği "ölüyor mu ne yapıyorsa yapsın" ifadesinin, o anki gerginlikten kaynaklandığını belirtti.
Hakan Doğukan Taşcı, Fırat Sarı'nın kendisini usulsüz işlerin içine soktuğunu, birçok suç ve usulsüzlüğün yapıldığı hastanede çalışmak zorunda kaldığını ifade etti. Usulsüz ilaç satışlarının yanı sıra epikriz raporlarını da doktor yerine kendisinin yazdığını kabul eden Taşcı, "Tüm işlemlerden pişmanım." dedi.
Hasan Basri Gök, yoğun bakımda gelen hasta bebeklerin sağlık durumlarıyla oynandığını ve SGK’ya kesilen fazla faturalarla usulsüz gelir elde edildiğini aktardı. Bebeğin durumu kötüleştiğinde, Fırat Sarı'nın onu tedavi edemeyecek koşullarda başka bir hastaneye sevk ettiğini anlattı. Gök, "Ben yapmış olduğum tüm usulsüzlükler sebebiyle pişmanım." şeklinde konuştu.
Öte yandan, başka bir hemşireyle arasında geçen "gebert onu" ifadesinin de hastane ortamındaki stres altında kurulduğunu belirten Gök, bu tür cümlelerin kasti olmadığını vurguladı. Son olarak, birçok usulsüzlük ve ihmalin yaşandığı bu süreçte, bebeklerin sağlığına zarar veren eylemlerden dolayı pişmanlık duyduğunu ifade etti.