Tunç, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Yargıtay arasında bu konu hakkında bir görüş ayrılığı bulunduğunu belirtti.
Tunç'un açıklamalarına göre, Gezi Davası kapsamında milletvekili seçilen Can Atalay hakkında Yargıtay, Anayasa'nın 14. maddesi çerçevesinde bir karar vermiş ve dokunulmazlığın kapsam dışı olduğunu belirtmiştir. Yargıtay’ın bu kararı, Atalay’ın milletvekilliğinin dokunulmazlık kapsamında olmadığını ve bu nedenle cezai sorumluluğun devam ettiğini ifade etmektedir.
Buna karşılık, Anayasa Mahkemesi (AYM) ise, Meclis’in bu konuda işlem yapmasına gerek olmadığı yönünde bir karar almıştır. Bu karar, AYM’nin Meclis’in bu konuda herhangi bir adım atması gerekmediği görüşünü ortaya koymaktadır.
Adalet Bakanı Tunç, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) bu konudaki yetkilerini ve mevcut hukuki durumu şöyle özetledi: "Yargıtay’ın verdiği karar, AYM’nin kararının aksine, kesin hükmün kalkmadığını ifade etmektedir. Yargıtay’ın bu kararı sonrasında AYM, Meclis’in işlem yapmasına gerek olmadığı yönünde bir karar aldı. Yani, Meclis’in Can Atalay’ın durumuyla ilgili atabileceği bir adım bulunmamaktadır."
Tunç, "Kesin hüküm okunduğunda TBMM'de vekilliği düşüyor. Ancak bu durum şu an için geçerli değil," dedi. Yani, Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşmesi için kesin hükmün ortaya çıkması gerektiğini ifade etti.
Cuma günü TBMM Genel Kurulu'nun olağanüstü toplanacak olmasının ardından, muhalefet ve iktidar partilerinin konuyla ilgili görüşlerini ifade edeceğini belirten Tunç, "Cuma günkü toplantıda partiler görüşlerini dile getireceklerdir," dedi. Bu toplantı, TBMM üyelerinin ve partilerin Can Atalay'ın durumu hakkında görüşlerini açıklayacakları önemli bir oturum olacak.