ÖZEL HABER - ANADOLUGAZETE.COM.TR
Ankara, sinema filmlerine ev sahipliği yapması konusunda İstanbul’un bir adım gerisinde kalsa da çekilen filmlerin sinemada bıraktıkları izler bakımından her zaman ayrı bir yeri oldu.
Kitaplardan uyarlanan filmler, romantik komediler, polisiyeler derken Ankara’nın ev sahipliği yaptığı filmleri sizin için derledik.
BEHZAT Ç.
Emrah Serbes’in yazdığı seriden uyarlanan Behzat Ç. dizisi, diziden sonra sinemada da kendine yer buldu. Diziden farklı olarak Son Hafriyat, Seni Kalbime Gömdüm, Ankara Yanıyor isimli üç sinema filmiyle Ankara sokaklarını şenlendiren Behzat Ç. hem gişede hem de sinema tarihinde adından söz ettirmeyi başardı.
YERALTI
Klasik bir Zeki Demirkubuz filmi sayılabilecek Yeraltı da Dostoyevski’nin Yeraltından Notlar’dan esinlenilerek senaryolaştırılmış ve çekilmiş bir film. Filmde, Engin Günaydın, , Serkan Keskin, Murat Cemcir’in başrolleri paylaşıyor. Filmde ana karakter Engin Günaydın’ın varoluşsal sorunlarına Ankara şahit oluyor.
AŞK TESADÜFLERİ SEVER
Yönetmenliğini Ömer Faruk Sorak’ın yaptığı Aşk Tesadüfleri Sever'; çocuklukları ve gençliklerinde yolları Ankara'da kesişen ve 2010 yılında İstanbul'da tekrar karşılaşan Özgür ve Deniz'in kendilerini engellerle dolu bir aşk macerası içinde buldukları hayatlarına odaklanıyor.
Hem geriye dönüşlerle ikilinin geçmiş hayatlarını izlerken, hem de bir yandan Türkiye’nin 70’li, 80’li, 90’lı ve 2000’li yıllarında gezerek, dönemin unutulmaya yüz tutmuş popüler kültür öğeleri, müzikleri, yaşam biçimleri filmin nostaljik yönünü tamamlıyor.
KÖYDEN İNDİM ŞEHİRE
Yeşilçam klasiklerinden yönetmenliğini Ertem Eğilmez'in yaptığı, 1974, Türkiye yapımı komedi filmi Salak Milyoner filminin devamı niteliğindedir. Baş rollerini Kemal Sunal, Zeki Alasya, Metin Akpınar ve Halit Akçatepe'nin paylaştığı filmde, köylerinde gömülü olan defineyi bulduktan sonra, altınları bozdurmak için Ankara'ya gelen dört kardeşin hikâyesi anlatılmaktadır.
Eski Ankara’yı görmek için de gayet ideal bir film.
DÜTTÜRÜ DÜNYA
Umur Bugay’ın yazdığı Zeki Ökten’in yönettiği film Kemal Sunal’ın Ankara’da başrol oynadığı ender filmlerden.
Filmin konusu ise; Mehmet; Ankara’da, geceleri pavyonda klarnet çalarak hayatını kazanmaktadır. Akşamları işe gitmekte, sabahın erken saatlerinde bir gecekondu mahallesindeki evine dönmektedir. Mehmet’in karısı, lisede okuyan kızı, engelli oğlu ve küçük kızı ile yaşadığı bu ev, sahibi olan kayınbiraderi tarafından müteahhitte verilmiştir ve evin bir an önce boşaltılması istenmektedir. Mehmet, bir taraftan ev aramaya, bir taraftan da para biriktirmeye çalışır. Ama asıl umudu bir gün kaset yapacağına inandığı besteleridir. 1980'li yılların atmosferini fazlasıyla yansıtan Düttürü Dünya, Yılmaz Güney'in Umut adlı Yeni Gerçekçi filminden sonra bu akımın Türkiye'de çekilen en önemli filmi sayılır. Umut ve umutsuzluk, hayatın acımasız gerçekliği, mevcut durumu bile koruyamama karşısında duyulan huzursuzluk, filmin ayırt edici özelliklerindendir.
Filmde ayrıca Zeki Demirkubuz, Zeki Ökten'in asistanıdır.
SÜRÜ
Filmde Ankara kurtuluş ve umudu temsil ediyor. Pervari’den Ankara’ya ulaşan sürünün şehirdeki yürüyüşü sırasında şehirdeki kişilerin onlara olan bakış ve ötekileştirmeleri filmde seyirciye sunulmaktadır. Köydeki feodalizmle şehirdeki kapitalizme Yılmaz Güney’in gözünden bir bakış imKanı sunan filmin başrollerinde Tarık Akan, Tuncel Kurtiz, Melike Demirağ oynuyor.
UÇURTMAYI VURMASINLAR
Uçurtmayı Vurmasınlar, yönetmenliğini Tunç Başaran'ın yaptığı 1989 yapımı uzun metrajlI film. Çekimleri Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi'nde gerçekleşti. Film, 62. Akademi Ödülleri'nde Türkiye'nin yabancı dilde en iyi film dalında Akademi Ödülü aday adayı olarak seçilmiştir.
Filmde beş yaşındaki bir çocuğun gözüyle kadınlar hapishanesinin ve sevginin öyküsü konu alınmıştır..
BİZİM BÜYÜK ÇARESİZLİĞİMİZ
Bizim Büyük Çaresizliğimiz yönetmenliğini Seyfi Teoman'ın yaptığı 2011 yılında vizyona girdi. Film Barış Bıçakçı'nın aynı adlı romanından uyarlanmıştır.
Film, geçmişe dayalı dostlukları olan otuzlu yaşlardaki Ender ve Çetin’in yaşamlarından bir kesiti konu alıyor. Çetin, yıllar sonra Ankara’ya dönmüş ve Ender'le bir ev tutarak tekrar bir araya gelmiştir. Bu sırada yakın arkadaşları Fikret de Amerika Birleşik Devletleri’nden Türkiye’ye tatile gelmiştir. Bu tatilde bir trafik kazasında anne ve babasını kaybeden Fikret'in yeniden Amerika Birleşik Devletleri’ne dönmesi gerekir fakat ortada bir sorun vardır: artık yalnız kalan kız kardeşi Nihal.
Nihal, Ankara Üniversitesi’nde öğrencidir ve okulunun bitmesine iki yıl vardır. Fikret’in Nihal’i emanet edebileceği kişi ise Ender ve Çetin’dir. Fikret, Nihal’i arkadaşlarına emanet eder ve Amerika Birleşik Devletleri’ne geri döner. Artık evde üç kişi yaşıyordur. Nihal anne ve babasını kaybetmiş olmanın yarattığı travmayı yaşarken Ender ve Çetin’le iletişim kurmak istemez. Fakat zamanla bu üç kişi arasında mecburiyetin de etkisiyle ismi konulamayan farklı bir yakınlaşma doğar.