Birliğin merkez binasında "20 Mayıs Dünya Arı Günü" dolayısıyla düzenlediği basın toplantısında sektöre ilişkin değerlendirme yapan TAB Başkanı Ziya Şahin, bu yılki sloganlarının "Gelecek Arının Kanadında" olduğunu belirtti.
Türkiye'de 4 bin 319 endemik bitki bulunduğunu belirten Şahin, bu kapsamda ülkenin Avrupa'daki bitki varlığına tek başına sahip olduğunu vurguladı.
9,2 milyon arılı kovan varlığıyla Türkiye'nin bu alanda dünyada 3. sırada olduğunu, yılda ortalama 115 bin ton bal üretimi yapıldığını belirten Şahin, 27 alt bal türünün 6'sı Türkiye'de, 8 ekotipin var olduğunu söyledi. Türkiye'nin 10 ton propolis üreten bir ülke konumunda olduğunu kaydeden Şahin, "Bunun yanında 9 ay arıcılık yapılabilecek iklimsel potansiyele sahibiz." dedi.
Şahin, ıslah çalışmalarının 7 bölgede de bitirildiğinin ifade ederek, çam, kestane, narenciye, geven, pamuk, ayçiçeği gibi 7 bal türünün kimliklendirilme faaliyetlerinin sonuçlandırıldığını aktardı.
Bal ürünlerinde tağşişle ilgili projeleri bitirdiklerine dikkati çeken Şahin, bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığına nükleer manyetik rezonans (NMR) alınmasıyla ilgili görüşlerini sunduklarını
Şahin, Türkiye'nin bir tarım ve hayvancılık ülkesi olduğunu anımsatarak, arıcılığın da tarımın vazgeçilmez bir unsuru olması gerektiğini vurguladı.
Dünyanın her geçen gün doğal kaynakların yok edildiği ve var olanların da tahribata uğradığı bir süreci yaşadığını dile getiren Şahin, her yıl yaklaşık 150 bitki ve hayvan türünün yok olduğunu kaydetti.
Bal arılarının ekosistem için önemli bir canlı olduğunu belirten Şahin, arıların tozlaştırıcı özelliği sayesinde tarım ve hayvancılığın vazgeçilmezi olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Her geçen gün dünyada nüfus artmakta, tarım arazileri azalmaktadır. Bunun neden olduğun gıda krizine ancak arılar umut ışığı olabileceğini ifade ediyoruz. Salgın hastalıklar için arı ürünlerinin tüm dünyada umut ışığı olduğunu unutmamalıyız."
Tarım sektöründekilerin bilinçsizce kullandıkları ilaçlar sebebiyle her yıl binlerce arı kolonisinin yok olduğunu vurgulayan Şahin, dünyadaki küresel iklim değişikliğinin yaratacağı krizin ciddiye alınmadığını savundu.
"KOVAN BAŞI 60 LİRA DESTEKLE TÜRKİYE ARICILIĞI DESTEKLENEMEZ"
Şahin, kovan başına üretimi artırmak gerektiğini belirterek, son yıllarda kovan sayısında yüzde 100'ü geçen bir gelişmenin üretime yansımadığını söyledi. Arıların korunup, ıslah merkezlerinin sürdürülebilir olmasını istediklerini ifade eden Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Basralı çam orman alanlarının 200 bin hektara çıkarılmasını, geven balı üretim alanlarımızın korunmasını istiyoruz. Üretim alanları planlı bir şekilde artırılmalıdır. Meraların da arı yerleşimine açılması sağlanmalıdır. Bitkisel tozlaşmada arının yarattığı katma değer çerçevesinde farklı destekleme modelleriyle arıcılarımız desteklenmelidir. Sahadaki arıcılarımız, 'Kovan başı 60 lira destekle Türkiye arıcılığı desteklenemez.' diyor."
Merdiven altı bal üretimine artık son verilmesi gerektiğini belirten Şahin, "Doğal arı ve bal ürünlerinin pazarlanmasıyla piyasaya arz edilmesi konusunda da çalışmamız lazım." diye konuştu.
Şahin, marketlerde satılan bal ürünlerindeki fiyat farkına ilişkin, marketlerdeki etiketli boş bir kavanozun maliyetinin 35 ila 40 lira arasında değiştiğini, bu ürünlerin marketlerde 80-150 lira arasında satıldığını belirtti.
"Emeklerimiz sömürülüyor" diyen Şahin, "Çocuklarımıza, genç nesillerimize kötülük yapıyorlar. Ben sahadaki bütün balların denetime açılmasını istiyorum. Bir kilo balın üreticiye maliyeti 200 liradan aşağı değil. Sahada 300-350 liraya satılan bal da koca bir soru işareti." dedi.