ÖZEL HABER: ESRA SARI
Dünyada son yıllarda şiddet vakalarında artış yaşandı. Dünya genelinde yükselen şiddet vakaları, Türkiye’de de benzer bir artışla kendini gösteriyor. Son yıllarda Türkiye’de de kadın ve çocuklara yönelik fiziksel ve psikolojik şiddet olaylarında kayda değer bir artış gözlemleniyor. Birçok sivil toplum kuruluşu ve araştırma merkezi, bu durumun endişe verici boyutlara ulaştığını belirtiyor. 2023 yılında yapılan araştırmalara göre, kadınlara yönelik şiddet oranları, önceki yıllara kıyasla yüzde 25 oranında artış göstermiş durumda. Özellikle aile içi şiddet, toplumda yaygın bir sorun haline gelirken, çocukların da bu durumdan olumsuz etkilendiği ifade ediliyor.
EKONOMİK SORUNLAR ŞİDDETİN ARTMASINA NEDEN OLUYOR!
Uzmanlar, ekonomik zorluklar, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve pandeminin getirdiği stres faktörlerinin, şiddet vakalarındaki artışın başlıca sebepleri arasında yer aldığını vurguluyor. Ayrıca, sosyal medya ve dijital platformlar üzerinden de kadın ve çocuklara yönelik tehdit ve tacizlerin arttığına dikkat çekiliyor.
Uzmanlar, eğitim programları, farkındalık kampanyaları ve şiddet mağdurlarına yönelik destek hizmetlerinin artırılması gerektiği belirtiliyor.
Türkiye’deki bu olumsuz gidişatın durdurulabilmesi için toplumun her kesiminin sorumluluk alması gerektiği ifade ediliyor. Kadınların ve çocukların güvenli bir ortamda yaşaması için mücadele eden tüm bireylere destek verilmesi gerektiği vurgulanıyor.
GANDHİ, ŞİDDETSİZ DİRENİŞİN ÖNCÜSÜ OLARAK BİLİNİYOR
2007 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından ilan edilen Uluslararası Şiddetsizlik Günü, Hindistan'ın bağımsızlık mücadelesinin lideri Mohandas Karamchand Gandi'nin de doğum günü. Gandhi, şiddetsiz direnişin öncüsü olarak biliniyor ve dünya çapında birçok insanı ilham verici mücadeleleriyle etkiledi.
Uluslararası Şiddetsizlik Günü, sadece bir hatırlatma değil; aynı zamanda herkesin barış içinde bir arada yaşama sorumluluğunu üstlenmesi için bir çağrı. Barış, sevgi ve anlayışla dolu bir dünya için hep birlikte çalışmanın önemi bir kez daha vurgulanıyor. Tüm bireyler, bu günün ruhunu yaşatarak şiddetsiz bir geleceğe katkıda bulunabilir.
Bu özel günde, şiddetsizliğin yaygınlaştırılması ve barışın güçlendirilmesi adına atılacak her adım, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için önem taşıyor.