Ankara Barosu Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada 9. Yargı Paketi içinde yer alan ve TCK’nin 339/a maddesindeki düzenleme ile "etki ajanlığı" olarak adlandırılan “Diğer Faaliyetler” başlığını taşıyan bir suç ihdas edilmek istendiği iddia edildi.
Söz konusu düzenlemenin, hukuki güvenlik amacına hizmet etmek bu ilkeyi açıkça tehdit ettiği belirtilen açıklamada basın mensubu olsun veya olmasın, kişilerin “araştırma yapması” gibi meşru bir faaliyetin suç haline getirilmek istendiği öne sürüldü.
Mevcut haliyle, söz konusu düzenlemenin basın özgürlüğü, haber verme ve alma hakkı ile ifade özgürlüğü gibi toplum için vazgeçilmez anayasal hakları tehdit ettiği vurgulanan açıklamada şu görüşlere yer verildi:
"Bireyler ve basın mensupları, bu belirsiz kanun hükmü karşısında, suçlamaktan korkarak kamunun bilmesi gerekenleri araştırmaktan ve yazmaktan kaçınacaklardır. Dahası, böyle bir düzenlemenin, ilgili düzenleme kapsamında suç işlediği iddia edilen kişiler kadar, toplumun geneli yönünden de ciddi sorunlar doğurabileceğine işaret etmek gerekmektedir. Gerçekten de bu türden belirsiz düzenlemelerin yarattığı asıl sorun; bu hükümlerden hareketle kurulan mahkûmiyet hükümlerinin sayısı değil; özgür araştırma, haber alma ve kamusal tartışma ortamlarını bir bütün olarak 'donmasına' yol açma potansiyelidir. Bu durum, AİHM kararlarında özellikle basın özgürlüğüne yönelik tehditleri açıklarken kullanılan 'caydırıcı etki' kavramının ta kendisine denk düşmektedir."
TASLAKTA NE ÖNGÖRÜLÜYOR?
Taslakta yer alan düzenleme uyarınca “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda; Türk vatandaşları veya kurum ve kuruluşları ya da Türkiye’de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapan veya yaptıranlar, Türkiye’de suç işleyenler, hakkında, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verileceği…” hüküm altına alınıyor.