Ankara Gar patlaması davasında gergin anlar

Yargıtay'ın bozma kararının ardından tekrar görülen terör örgütü DEAŞ'ın Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015'te düzenlediği ve 101 kişinin öldüğü saldırıyla ilgili 10'u tutuklu 26 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tutuklu sanıklarla bulundukları cezaevinden videokonferans yöntemiyle bağlantı kurulurken taraf avukatları ise salonda hazır bulundu.

CHP, DEM Parti, EMEP'in bazı milletvekilleri ve çeşitli meslek örgütlerinden temsilciler duruşmayı takip etti.

Gelen evrakları okuyan mahkeme başkanı,Türkiye Barolar Birliğinin (TBB) davaya katılma talebinin olduğunu bildirdi.

Katılma talebiyle ilgili söz verilen TBB Başkanı Erinç Sağkan, TBB'nin kamu kurumu niteliğinde bir meslek örgütü olduğunu belirterek, Avukatlık Kanunu'nun da birliğin hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını ve insan haklarını koruma görevi yüklediğini söyledi.

Bu davanın, Türkiye tarihinde yaşanmış en büyük katliam davası olduğu değerlendirmesinde bulunan Sağkan, terör saldırısında yüzlerce vatandaşın hayatını kaybettiğini ve yaralandığını anımsattı. Sağkan, saldırıda bir meslektaşlarını da kaybettiklerini belirterek, davaya katılma taleplerinin kabulünü istedi.

Ara karar veren mahkeme heyeti, TBB'nin davaya katılma talebini kabul etti.

Daha sonra müşteki avukatlarının, savcının esas hakkındaki mütalaasına karşı verdiği itiraz dilekçesi okundu. İnsanlığa karşı işlenen suçun tüm unsurlarının oluştuğu kaydedilen dilekçede, sanıklara "anayasayı ihlal" suçu yerine "insanlığa karşı suç"tan ceza verilmesi istendi. Ayrıca, delillerin toplanmadığı, mahkemenin yaptığı yargılamanın eksik ve yetersiz olduğu belirtildi.

Söz alan müşteki avukatı İlke Işık, savcının esas hakkındaki mütalaasıyla ilgili avukatlar yerine katılanların beyanda bulunacağını, kendilerinin de izleyici sıralarında duruşmayı takip edeceklerini bildirdi. Cübbelerini masaya bırakan avukatlar, izleyici sırasına geçti.

DURUŞMAYA GERGİNLİK NEDENİYLE ARA VERİLDİ

Görüşü sorulan savcı, bir önceki celsede verdiği mütalaa doğrultusunda sanıklara ceza verilmesini talep etti. Bunun üzerine duruşmada kısa süreli gerginlik yaşanırken, salonda bulunanlar "Adalet istiyoruz!" diye bağırdı. Sonrasında salonda "mikrofon" gerginliği yaşandı. Müşteki avukatları, katılanların beyanlarının el mikrofonuyla alınmasını talep etti ancak mahkeme başkanı, salonda hoparlörün olmadığını bildirdi. Gerginliğin devam etmesi üzerine gerekli ekipmanın sağlanması için duruşmaya yaklaşık yarım saat ara verildi.

Ara sonrası salona gelen mahkeme başkanı, teknik nedenlerle mikrofon bağlantısının sağlanamadığını, katılanların, müşteki avukatlarının masasında yer alan mikrofondan beyanda bulunabileceğini bildirdi.

KATILANLARIN BEYANLARI ALINDI

Nuray Coşgun, terör saldırısında oğlu Uygar Coşgun'un hayatını kaybettiğini belirterek, torununun ömrü boyunca babasını göremeyeceğini söyledi. Coşgun, adaletten başka bir şey istemediklerini kaydetti.

Hayatını kaybeden Güney Doğan'ın annesi katılan Derman Doğan ise oğlunun üniversite öğrencisi olduğunu ifade ederek, "Evimin direğiydi, ilk göz ağrımdı. Güney, karıncayı incitmeyen bir çocuktu. Hayatımı, yaşamımı, her şeyimi elimden aldılar. Bomboş bir beden bıraktılar. Ben, sadece adalet istiyorum." dedi.

Ankara Baro Başkanı Mustafa Köroğlu da salondakilerin mahkemeden adalet beklentisinin olduğunu söyledi.

Davada "insanlığa karşı suç" kavramının tartışılacağı bir durumun olmadığını belirten Köroğlu, "Ben, bugün vicdanınıza sesleniyorum. Bir hukukçu olarak, insan ve değerler sistemi kaygısıyla bir karar vermeniz gerektiğini hatırlamanızı istiyorum. Kararınızın bir yerine, bunun insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu yazmayı unutmayın." diye konuştu.

Duruşmaya, öğle arası sonrası katılan beyanlarının alınmasıyla devam edilecek.

DAVANIN GEÇMİŞİ

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının terör saldırısıyla ilgili hazırladığı iddianame, 13 Temmuz 2016'da Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmiş ve ilk duruşma 7 Kasım 2016'da görülmüştü.

Yargılama sonucu mahkeme 3 Ağustos 2018'de davayı karara bağlamış ve 9 sanığı "anayasal düzeni ihlal" suçundan birer, "100 kişiyi kasten öldürme" suçundan da 100'er kez olmak üzere toplam 101'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırmış, davanın firari 16 sanığı hakkındaki dosyanın da ayrılmasına hükmetmişti.

"Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan 18 yıl hapisle cezalandırılan sanık Ekici'nin ayrıca "anayasal düzeni ihlal", "100 kişiyi kasten öldürme" ve terör eyleminde yaralanan müştekileri için "öldürmeye teşebbüs" suçlarından da yargılanması için suç duyurusunda bulunulmuştu.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi dosyayı bazı sanıklar yönünden kısmen bozmuştu. Ekici hakkında "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme" suçlamasıyla kurulan mahkumiyet kararını da bozan daire, Ekici'nin "kasten öldürme" ve "insanlığa karşı suç"tan yargılanması gerektiğini belirtmişti.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılama sırasında Ekici hakkındaki dava, saldırıyla ilgili firari 16 sanıklı dava ile 9 kişi hakkında açılan davaları birleştirmiş, yargılamada sanık sayısı 26 olmuştu.

Bir kişinin de saldırıda aldığı yaralar sebebiyle sonradan vefat etmesi sonucu maktül sayısı 101'e yükselmişti.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri