TRT World Citizen tarafından Atatürk Kültür Merkezi'nde bu yıl 6'ncısı düzenlenen "Humanitarian Film Festival" (İnsani Film Festivali) ödül töreninde konuşan Altun,festivalin odağında insan ve insana dair meseleler olduğunu söyledi.
Son bir yılda, dünyanın yaralarından çok daha fazla kan sızmaya başladığını belirten Altun, Gazze, Batı Şeria, El-Halil, Refah ve Cenin'e işaret etti.
Son sığınaklarında, üzerlerine her gün tonlarca bomba yağan insanların şehirlerinden söz eden Altun, şöyle konuştu:
"Bugün bu kürsüden sesimizin ulaştığı herkese, ismini tarihe 'katil devlet' olarak yazdıran İsrail'in işlediği affedilmez insanlık suçlarını bir kez daha yüksek sesle haykırıyorum. İsrail bir soykırımcıdır, İsrail bir katildir ve biz var gücümüzle İsrail'in bu zulmüne son vermek, İsrail'in bu zulmünü durdurmak ve bu süreçte de İsrail'in zulümlerini, bütün cürümlerini, tüm dünyaya elimizdeki bütün imkanlarla, tüm iletişim, sanat imkanlarıyla göstermek için var gücümüzle çalışacağız."
2023'ün 7 Ekim'inden bu yana güneşin tam 393 kez doğduğunu, o günden bu yana, daha 1 yaşını bile görmemiş 786 bebeğin öldüğünü, son 393 kara günde, toplamda 17 bin 210 çocuğun Gazze'de hayatını kaybettiğini hatırlatan Altun, o günden bu yana, gökten ölüm olup yağan bombaların altında tam 11 bin 742 kadının da can verdiğini vurguladı.
Gazze'de, toplamda 42 bin 885 insanın artık nefes almadığını, 183 gazeteci, 1047 sağlık çalışanı ve 85 sivil savunma görevlisinin de görevleri başında katledildiğini belirten Altun, "İçinizden, 'Onlar sayı değil, onlar insan.' dediğinizi duyabiliyorum. Onlar birer sayı değil, insan. Her biri birer anne, baba, çocuk, eş, abi, kardeş… Aradan geçen bu 393 günde üzerlerine toplam 85 bin 500 ton patlayıcı yağan insanlar. Evsiz, barksız, camisiz, kilisesiz kalan ve vahşice katledilen insanlar." dedi.
Bu zulmün tüm bölgeye yayıldığını aktaran Altun, Gazze'de başlayan katliamın bugün Türkiye'nin yakın coğrafyasında bir kelebek etkisi ile büyüdüğünü ifade etti.
Sanatın birleştirici gücü altında insani değerleri savunmak için bir araya geldiklerine dikkati çeken Altun, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bizler tam da bu süreçte şu hakikati var gücümüzle, yüksek sesle haykırmak durumundayız. Bütün bunlar açık ve net insanlık suçudur. Bu suçları gizlemeye çalışanlar bu insanlık suçunun ortaklarıdır. Suçlu İsrail'dir ve bir o kadar da İsrail'e destek olan, İsrail'in cürümlerini görünmez kılmak için çaba sarf eden, bir yandan da o cürümlere malzeme sağlayan, o cürümleri işlesin diye İsrail'i cesaretlendiren Batılı müesses nizamdır. Batılı müesses nizamın öncü aktörleridir. Onlar suçludur ve biz haktan, hakikatten yana olan insanlar bu apaçık gerçeği her ne olursa olsun haykırmak durumundayız."
Her gün binlerce insanın öldüğünü, en iyi ihtimalle doğup doyduğu toprakları terk etmek zorunda kaldığını belirten Altun, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği verilerine göre bugün dünyada neredeyse 120 milyona yakın kişinin zorla yerinden edildiğini anımsattı.
Altun, "Türkiye'nin de çok iyi deneyimlediği üzere, refah seviyesi yüksek gelişmiş ülkeler ise bu insani trajediye duyarsız yaklaşıyor, sarkastik bir tavırla 'Görmedim, duymadım, konuşamam.' diyor. Üç maymun tavrını sergiliyor." dedi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin sahip olduğu binlerce yılın birikiminden oluşan manevi mirasın kendilerine, hayata dair her şeye vicdan penceresinden bakmak gerektiğini öğütlediğini ifade eden Altun, "Ülkemizin yakın ya da uzak gözetmeksizin çeşitli coğrafyalarda ortaya koyduğu, barış, adalet, istikrar ve güvenliğin tesis edilmesine yönelik girişimlerin şimdiden tarihe geçtiğini vurgulamamız gerekir." dedi.
Altun, Türkiye'nin küresel barış ve istikrar için sorumluluk almaktan asla kaçınmadığını sözlerine ekledi.