Türk Metal Sendikası’nda seçim heyecanı… Türk Metal Sendikası’nın iki gün sürecek 17. Olağan Genel Kurulu’nun ilk günkü programına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in yanı sıra Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Başkanı Ergün Atalay, Türk Metal Sendikası Başkanı Pevrul Kavlak ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol katıldı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, “Sermayenin emek düşmanlığı yapmasına izin vermeyiz” açıklamasında bulundu.
Genel Kurulun ilk günkü açılış programında önemli mesajlar veren Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak’ın konuşmasında öne çıkanlar şöyle: "Depremlerde 50 binin üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetti. On binlerce vatandaşımız yaralandı. Kadim şehirlerimiz yerle bir oldu. Halkımız kurulan çadır kentlerde yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldı. Acımız çok büyük, yaralarımız çok derin.
*Devletimiz, gönüllüler, sivil toplum kuruluşları yabancı ülkelerin arama-kurtarma ekipleri herkes ama herkes oradaydı. Türk Metal Sendikası olarak biz de oradaydık. Bizim de kayıplarımız oldu. Bu süreçte iki üyemizi aileleriyle birlikte kaybettik. İskenderun Şubemize üye yaklaşık üç bin üyemiz mağdur oldu
*Bütün otellerimizi ve sosyal tesislerimizi üyelerimizin ve depremzedelerin hizmetine açtık. Bölgede yemek ve erzak dağıtımı yaptık. Bununla da kalmadık, bölgedeki üyelerimize 10 milyon liralık nakdi destek sağladık. Önümüzdeki süreçte bu desteği 25 milyon liraya çıkartmak için de karar aldık. Elbette tüm bunlarla yetinmedik. Bir yandan onların yaralarını sarmak için seferber olurken, diğer yandan da kurtarma çalışmalarına katıldık.
DEPREMDEN ÖNCE PANDEMİ VARDI…
*Pandemiyle birlikte ağırlaşan hayat şartları, giderek artan enflasyon, durgunluk, üretim krizleri, işten çıkartmalar, ölümcül bir virüs gibi önce bize bulaşmaya başladı. Yeni koşullar herkesten önce emekçileri vurdu. Özellikle örgütsüz işçiler, işlerinden oldu, ücretlerini alamadı. Olan, yine emekçilere oldu. İşte o zaman örgütlü toplumun ve sendikanın önemi bir kez daha ortaya çıktı. İşte o zaman ancak birleşirsek, birlikte mücadele edersek kazanacağımızı bir kez daha anladık. Nitekim öyle de oldu. Zamanında aldığımız önlemlerle bir tek Türk Metal üyesi bile işsiz kalmadı. Bir tek Türk Metal üyesi bile ekmeğinden olmadı. Çünkü onların arkasında sendikaları vardı.
*Ülkemiz bir ekonomik krize girmiş her şeyin fiyatı üçe, dörde katlanmış. Enflasyon almış başını gitmiş ama patronlara, zenginlere hiçbir şey olmamış. Onlar her zamanki gibi karlarına kar katmış. İşte bakın büyüme rakamlarına, Türkiye 2022 yılında yüzde 5,6 oranında büyümüş. Sermayenin bu büyümeden aldığı pay 52,4’ten 54,5’e yükselmiş. Çalışanların aldığı pay ise yüzde 31’den yüzde 26,3’e düşmüş. Dünyanın neresinde böyle adaletsiz bir gelir transferi var? Dünyanın neresinde sürekli fakirden alıp zengine vermek var? Dünyanın neresinde birilerine vergi affı gelirken, bizim sırtımıza vergiyi yüklemek var? Dünyanın neresinde böyle adaletsizlik, haksızlık var? Soruyorum neresinde var?
DEMOKRASİMİZ İÇİN BİR FIRSATTIR
*Cumhuriyetin ikinci yüzyılına tanıklık ediyoruz. Ancak Cumhuriyet bizim yaşantımıza gökten zembille inmedi. Dedelerimiz, nenelerimiz bu Cumhuriyeti kanlarıyla, canlarıyla kurdu. Cumhuriyetimizi yoktan var ettiler. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı, onlara olan borcumuzu ödemek için bir fırsattır. Demokrasimizin ve kardeşliğimizin pekişmesi için bir fırsattır. Ve cumhuriyetin ikinci yüzyılı, milli gelirden hakça pay almak için. Emeğin sömürülmediği bir düzen için, vergi adaleti için, örgütlü mücadele ve toplu sözleşme hakkı için velhasıl insan gibi üretmek, hakça bölüşmek ve insanca yaşamak için bir fırsattır.
ZAFER SÖZLEŞMESİ OLACAK
*Son iki yıldır yaşadıklarımızı kimse aklından çıkartmasın. Küçülen ekmeğimizi, eriyen ücretimizi, sırtımıza yüklenen vergileri, hele hele sürekli çarpıtılan TÜİK rakamlarını kimse aklından çıkartmasın. İşte buradan ilan ediyorum, öyle bir sözleşme imzalayacağız ki, kaybettiklerimizin hepsini yerine koymakla kalmayacağız, bir de üstüne koyacağız. Hakkımızı, kayıplarımızı son kuruşuna kadar alacağız. Bu sözleşme, adına yaraşır bir sözleşme olacak. Çünkü bu sözleşme, Türkiye işçi sınıfı için Cumhuriyet sözleşmesi olacak. Bu sözleşme, Türkiye işçi sınıfının ayağa kalktığı, yeter artık dediği bir haykırış sözleşmesi olacak, bir direniş sözleşmesi olacak. Bu sözleşme, işçi sınıfının gözbebeği, buzkıran gemisi, Türk Metal’in yiğit üyelerinin zafer sözleşmesi olacak.