Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılı "Yaşlı İstatistikleri" raporuna göre, 2018'de 7 milyon 186 bin 204 olan 65 yaş ve üzeri birey sayısı, beş yılda yüzde 21,4 artarak 8 milyon 722 bin 806'ya çıktı. Bu süreçte, yaşlı nüfusun toplam içindeki payı yüzde 8,8'den yüzde 10,2'ye yükseldi.
2023 itibarıyla yaşlı popülasyonun yüzde 44,5'ini erkekler, yüzde 55,5'ini ise kadınlar oluşturdu. Gelecek yıllara yönelik nüfus tahminlerine göre, yaşlı nüfusun oranının 2030'da yüzde 12,9'a, 2040'ta yüzde 16,3'e, 2060'ta yüzde 22,6'ya ve 2080'de yüzde 25,6'ya ulaşacağı öngörülüyor.
Yaş grubuna göre incelendiğinde, 65-74 yaş aralığındaki bireylerin oranı 2018'de yüzde 62,2 iken, 2023'te yüzde 64'e çıktı. Aynı zamanda, 100 yaş ve üzeri birey sayısı 2023'te 6 bin 609'a ulaştı.
Türkiye'nin yaş yapısında gözlemlenen bu değişim, nüfusun yaşlanmasının bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Sağlık hizmetlerindeki gelişmeler ve yaşam standartlarının yükselmesiyle birlikte, toplumun yaş yapısı da değişikliğe uğradı. Nüfusun yaşlanmasıyla ilgili bir diğer gösterge olan ortanca yaş, 2018'de 32 iken, 2023'te 34'e yükseldi.
Yaşlı bağımlılık oranı, 2018'de yüzde 12,9 iken, 2023'te yüzde 15 olarak kaydedildi. Gelecek yıllarda bu oranın daha da artması bekleniyor.
"TÜRKİYE 184 ÜLKE ARASINDA 67. SIRADA YER ALIYOR"
Dünya çapında yaşlı nüfusun durumuna bakıldığında, Türkiye 184 ülke arasında 67. sırada yer alıyor. Yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu il yüzde 20 ile Sinop olurken, en düşük yüzde 3,5 ile Şırnak'ta görüldü.
Türkiye'deki hanelerin yaklaşık dörtte birinde en az bir yaşlı birey yaşamakta. Bu durum, ülkenin demografik yapısının değişimini ve yaşlı nüfusun önemini vurguluyor.