Gündüz kuşağı

Orhan Aksakal

Televizyon ekranlarında gündüz saatlerinde yayınlanan programların içler acısı durumu hepimizi düşündürmeli. Cinayetler, tecavüzler, adam kaçırmalar ve daha sayamadığım birçok konuyu içinde barındıran bu gündüz kuşağı toplumumuzun bana göre kanayan yarası.

Aşağı yukarı her kanalda yayınlanan bu programlar toplumumuzu yüksek oranda etkilerken, çocuklarımızın gelişimine de kötü örnek olmaya devam ediyor. Bu kanallardaki programlar öyle bir hal aldı ki insan ne söyleyeceğini şaşırıyor.

Programlarda ortaya çıkan tablo tam bir rezillik dam bir dram. Katılan konuklar özel hayatlarını en ince ayrıntısına kadar deşifre ederek aile yapılarının altına dinamit koymaktan zerre kadar çekinmiyorlar.

Malum kış ayları soğuklarının yavaş yavaş hissettiğimizde şu günlerde grip salgınına yakalananlardanım. Hal böyle olunca da iş yerimden bir günlük idari iznin ardından, uzun bir süre sonra gündüz kuşağı programlarını izlemek zorunda kaldım. Zorunda kaldım diyorum, çünkü televizyonlarda izlenecek başka bir program yok. Ne yazık ki bir programı yarım saatlik bir süre zarfı içerisinde izlediğimde ülkem insanının halini gördüm. Hemen televizyonu kapatmamla kitabımı elime aldım ve okumaya başladım. Çünkü okumasam o televizyonu izlemek zorunda kalacaktım...

Nitekim ben bir günlük izinde bu tarz programları izlemek zorunda kaldım. Ama bizim ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerimiz saat 14’ten sonra aşağı yukarı gün içerisinde evdeler. Es kaza bu programlara denk gelirlerse, seri bir katil veya bir uyuşturucu bağımlısı olabilir. Bu yüzden bu gündüz kuşağı programlarına biran evvel çeki düzen verilmelidir.

Ben bu örneği çocuklarımız üzerinden verdim ama aynı durum anne ve babalarımız içinde geçerli. Özellikle annelerimiz büyük bir hayranlıkla bu programları kaçırmadığını çok iyi biliyorum. Lütfen onları normal hayata yönelik daha farklı şeylerle meşgul olabilecek işlere yönlendirelim. Yoksa toplumumuzun gidişatı hiç iyi bulmuyorum...

Bu programlardaki yozlaşma böyle devam ettiği sürece aile yapısının sağlıklı kalması çok zor görünüyor. Evini, eşini, sevdiğini terk edenler soluğu buralarda alacaktır bundan yana kuşkum yok.

Tabi burada Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) devreye girmeli ve mutlaka bu programları bir çeki düzen verilmesi konusunda televizyon kanallarını uyarmalı. Eğer bu durum böyle devam ederse iş işten çoktan geçmiş olacak…