Eski Bakü’nün tarihi özellikleri
Bakü’ye altmışlı yıllarda geldim. Sumgayıt Boru Prokatı Sanayesinde Tornaçı öğrencisi olarak çalışmaya başladım. Altmış iki yılında Azerbaycan Devlet Tiyatro Üniversitesi Müzikli Aktörlük Fakültesine kabul olundum ve altmış üç yılından Devlet Operet Tiyatrosunda aktör olarak roller oynamaya başlamışımdır. Bütün bu yıllarda Bakü’de öyle ciddi değişlikler, yeni binalar falan inşa edilmedi. Bakü tarihi bir kent olarak tanınıyordu. Kadim İçeri şehrin mimari özellikleri IX-XI.yy. kadim İslam devleti olarak Mimar Sina’nın mimarisi üslubunda inşa olunmuş tam bir harika tarihi eser gibi hafızalarda yaşıyor. Hazarın kıyısında yükselen Kız Kalesi ise İçeri Şehrin göz bebeğidir diye biliriz. Bakü’nün inşası ise genelde Büyük şahsiyet, misyoner, petrol zengini Hacı Zenalabdin Tağıyev tarafından inşa olunmuştur. Başka bir zengin Muhtarov ve diğerleri de Bakü’nün inşasında emekleri vardır, fakat genel olarak Tağıyev sayesinde Bakü ve çevre bölgelerinde binalar, evler inşa olunmuştur. Genelde çift katlı ve tek katlı binalar üstünlük teşkil ediyordu. Bu binalar arasında ise üç metrelik ara caddelerde sadece faytonlar dolaşıyordu. Eşekle tuz, mazot satanların halayları Caddelerden duyulurdu. Nadir halde üç, beş katlı evler vardı ki sadece zenginler yaşıyordu. İnişli, yokuşlu Caddelerde çocuklar sağa-sola koşar, oynarlardı. Bakü’de tanınmış mahalleler vardı ki meşhurdu – Sovetski, Kubinka, Çyornıy qorod (Kara şehir) ve saire. Bir de İçeri şehir. Burada örf adetler sıkı korunurdu. Hiç kimse adet ve ananelerimizi bozamazdı; büyüğe, kadınlara saygı ve ihtiram yüksekti. Bu koralleri kimse bozamazdı, faturası çok ağır oluyordu. Hatta ölüme dek… Hala Sovetski mahallesinde (ben bu mahallede kirada oturuyordum) yabancı kadınlara laf atanlar cezalandırılırdı. Burada her şahıs rahat dolaşa bilirdi. Kara şehirde genelde sanayiler yerleşiyordu. Tütsü, mazot kokusundan geçemezdin Kara şehirde...
YENİ GELİŞEN MODERN BAKÜ
Altmışlı, yetmişli yılların Bakü’sü böyle idi. Fakat şimdi Bakü’yü tanımak mümkün değildir. Altmışlı yıllar hayal gibi hafızalarda kalmıştır. Bir kere Sayın İlham Aliyev karar aldı ve Kara şehir tümüyle söküldü, yerinde muasır, çağdaş bir Ak Kent inşa edilmiştir ki hayran kalmamak mümkün değildir. Sovetski mahallesi tümüyle sökülmüştür ve peş-peşe yükselen muasır binalar sırayla yükseliyor. Caddeler yeniden asfaltla döşenir. Şehrin tam merkezindeki tek ve çift katlı binalar top yekun sökülüyor, yeni parklar salınır. Evet, çok çok güzel binalar vardır, fakat bazı kibrit binalar da vardır ki mimari yönden fakir ve güzel değiller. Ayrıca kibrit kutusu gibiler ne yazık ki… Şehrin ufkunu, güzelliğini, mimarisini kirletirler. Neden böyle ucuz binalar inşa ediliyor? Ben, Cumhurbaşkanı, Sayın İlham Aliyev’i iyi tanırım. Üst düzeyde eğitim almış uygar insandır ve bu binaları görmüş olsa hemen yıkar ve çöpe atar. Ayrıca dünya devletlerin başkentlerine bakalım. Merkezde parklar, yeşillikler vardır ki adam hayran kalıyor. Şehir yeşillikler ile nefes almalıdır, değil mi? Nasimi pazarı çevresindeki kibrit kutuya benzer binalara baktığında insanın midesi rahatsız oluyor. Nerede o çağdaş ruh, milli özellikler? Nerede o Mimar Sinan mimarisinin kokusu?
BAKÜ BİR DÜNYA KENTİDİR
Örneğin, Akademik Dram Tiyatrosu binası çevresi tümüyle sökülmüştür. Burada güzel parklar salınır, yeşillikler inşa ediliyor ve gelecekte muhteşem güzel olacağının işaretidir. Sayın İlham Aliyev, Bakü’yü bir dünya kenti olarak inşa ediyor ve kendisini alkışlıyorum. Fakat bazı “kimseler…” kenarlarda kibrit kutuya benzer binalar inşa ediyorlar ki, iğrenç gözüküyor ve Bakü’nün çağdaş ruhuna, muasır kültür anlayışına tümüyle aykırıdır ve affedilemezdir. Evrensel manzarayı bozmaya kalkıyorlar. Ben Bakü’yü ve çevresini dolaştım, baktım ve iftihar hisleri yaşadım. Ama kibrit kutulu binaları gördüğümde içim sızladı. Kendime “bu da ne, bu kibrit kutulu evler kime lazım, neden şehrin mimarisini bozuyorlar, diye isyan ettim…” Ben Haydar Aliyev Fondu ‘nün Başkanı, İSESCO ve UNESCO’nun İyi Niyet Elçisi, Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı, Sayın Mehriban Aliyeva’yı iyi tanırım ve bu iğrenç binaların hemen sökülmesini yapacaktır. Cumhurbaşkanı, Sayın İlham Aliyev bu binaları inanıyorum ki görmemiştir. Onun Azerbaycan’ı Dünya Devleti yağacağım, felsefesine inanan biriyimdir ve bu binaları görür-görmez sökeceğine inamım tamdır. Çünkü Azerbaycan’ın il ve kasabalarında muasır, milli özellikleriyle süslenmiş binaları ekrandan görüyorum. İl ve köylerde dünya düzeyinde yollar, güzel asfalt döşenir, köylerimiz güzelleşir, insanlarımız mutlular. “Ben bütün Azerbaycanlıların Cumhurbaşkanıyım”, diyen İlham Aliyev ileri, köyleri aralıksız dolaşıyor, halkın arasına dalıyor, onların arzu ve isteklerini dinliyordur. Halk Cumhurbaşkanından çok memnundur ve ülkemiz günü-günden güzelleşir, yeni sanayi merkezleri inşa ediliyor, yeni-yeni iş yerleri açılıyor ki bu da halkın isteklerine tam cevap veriyordur. Fakat Bakü daima dikkat merkezinde olmalı ve her yerinden duran bina inşa etmemelidir, diye düşünüyorum. Eğer pulun var ise bir müessise kur, Sanayi inşa et ki orada elli, yüz adam çalışsın ve evine ekmek götürsün. Para kazanmak üçün kibrit binalar inşa etmek vicdansızlıktır. Ulu Önderimizin teklifi vardı, “yeni binalarda milli özelliklerimiz, mimari ananelerimiz eksini tapmalıdır”, demiştir bir zaman. Fakat pek çokları bu manalı talebi neden unutuyorlar, anlayamıyorum.
YÜKSELEN, GÜZELLEŞEN CAN AZERBAYCAN
Az. TV-de Azerbaycan bölgelerindeki yeni parklar, eğlence merkezleri, binalar ve en üst düzeyde yeni asfalt yollar, çocuklar üçün eğlence merkezleri, okullar, hastaneler, kreşleri gördüm ve içimde kurur hissi yaşadım. Önceleri böyle merkezler yoktu. Bu güzellikler Sayın İlham Aliyev’in talimatları ufkunda inşa ediliyor. Azerbaycan’ın hemen-hemen bütün köşelerinde, uç ilerimiz sayılan Lerik, Yardımlı, Astara, Lenkeran ve başka illerimizde mevcuttur. Hala Astara ilimizde Deniz kenarı park salınmıştır ki, Bakü bulvarına meydan okuyor. Geniş, temiz ve yeşillikler ile çevrelenmiş parkta inanlarımız rahatça dolaşıyor, Denizden esen mehin keyfini alıyorlar. Gence, Azerbaycan Cumhuriyetinin kurulduğu ilk Başkent olmuştur. Yakınlarda ülkemiz Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. Yılını muhteşem programlarla, kültür etkinlikleriyle kutladı. Öten yazılarımda bunlar hakkında geniş yazdım. Bu gün Gence yeni-yeni yakışıklı binalarıyla, Kültür Merkezleriyle, Hastaneler ve parklarıyla dünya kentlerine meydan okuyor. Yeni yollar, elektrik istasyonları modernleşir ve Gence bir dünya kenti olarak kalpleri okşuyor. Mingeçevir, Sumgayıt, Ağcabedi, Gabele gibi yeniden inşa olunan dünya kentlerimiz vardır. Başka bir özellik, uç köy ve kasabaların yeniden inşası ve yeni sanayi merkezlerinin oralara taşınmasıdır. Sayın İlham Aliyev ve eşi Hürmetli Mehriban Hanım Aliyeva ülkemizin en üç köy ve kasabalarını dolaşıyor ve her yerde halkın arzu ve isteklerini soruyorlar. Beyanlar, ihtiyar dedeler sadece dua ediyorlar ki bizleri unutmuyorsunuz, ayağımıza dek geliyorsunuz, diyorlar. Ve bütün bu gezintiler ve halkla olan konuşmaları Az. TV-de dünya insanları canlı olarak izliyordur.
Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelmiş uzmanlar, mühendisler, doktorlar, jeologlar, sivil insanlar Azerbaycan’ın çeşitli turistik bölgelerinde bulunuyorlar ve son yılların harika turistik merkezlerinde memnunluklarını ifade ediyorlar.
AZERBAYCAN DÜNYANIN TURİSTİK CENNETİDİR
Azerbaycan, dünyanın en gelişmiş turistik Merkezi haline gelmiştir. Sayın İlham Aliyev’in önemli programlarından bir tanesi ülkemizi gayri petrol merkezi olarak geliştirmektir. “Yarın petrol bitecektir, biz Azerbaycan ekonomisini geliştirmeliyiz. Özel sektörün önü açılmalıdır, devlet özel sektöre her türlü maddi desteği verecektir…” Son yıllarda özel sektörün ekonomik gücü yükselmiştir. Yeni-yeni sanayiler inşa ediliyor. Azerbaycan mahsulleri dünya pazarlarında yerini almıştır. Çin’de muhteşem Azerbaycan Ticaret Evi açılmıştır. Azerbaycan’da tarımda patlama vardır, gıda mahsullerimiz dünya pazarlarında ön sıradadır.
Ve en önemlisi Azerbaycan, dünya Turistik Merkezi haline gelmiş bulunuyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde hemen hemen bütün illerimizde turistik Merkezleri aktif faaliyettedir. Sadece Guba ilimizde Dünya Kış Olimpiyat Merkezinin ismi yer kıtasının her köşesinde tanınır. Yedi yıldızlı Oteller zinciri kalitesiyle dünya Otellerine meydan okuyor. Şeki’de iki yeşil yüksek dağların koynundaki “Marhal” Oteli bir dünya harikasıdır. Orada ailece on gün bulundum; temiz dağ havası, yüce dağların zirvelerinden akan çayların, bulakların şak-şaklı sesleri, bülbüllerin ötüşmesi ana ninnilerini hatırlatır. Gebele, Zakatala, Kah, Masallı, Lenkeran, Yardımlı, İsmayıllı ve başka illerimizdeki turistik merkezlerinde tatil yapan yabancılar Az. TV-deki programlarda ülkemizdeki turistik merkezlerinden ağız dolusu konuşuyorlar. Gebele ili artık Uluslararası Müzik Festivalleri Merkezi olmuştur. Her yıl dünyanın çeşitli ülkelerinden Senfoni Orkestraları, tanınmış şan ustaları Festivale renk katıyorlar.
AZERBAYCAN, EKONOMİSİYLE GÜÇLENEN DÜNYA DEVLETİDİR
Evet, bu gün can Azerbaycan gerçekten çağdaş devlet olarak dünya ülkeleri arasında hakiki yerini bulmuştur. Ekonomisi her yıl hızla yükseliyor ve dünyanın gelişmiş devletleriyle sırt-sırta yürüyen, güçlü Ordusuna malik çağdaş devlettir. Tek sorunumuz, zalim komşu Ermeni çeteleri tarafından işkâl olunmuş topraklarımıza kavuşmaktır. Dünya Ermenilerin Hocalı’da yaptıkları soykırımını tanıyor artık. BM almış olduğu dört karar ortada iken Batı ve Hıristiyan dünyası haklı olduğumuz halde topraklarımıza hala da kavuşamıyoruz.
Cumhurbaşkanımı, Sayın İlham Aliyev ve kardeş Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Sayın Tayyip Erdoğan’ın son konuşmalarında yakın gelecekte topraklarımızın azat edileceği sinyalini vermiş oldular. Elbette dünya devletleri ile her alanda ekonomik ilişkilerimiz vardır ve umut ediyorum ki topraklarımıza bir an önce kavuşacağız ve komşu devletler ile de ekonomik ilişkilerimizi geliştireceğiz.
Çünkü Azerbaycan artık gelişmiş dünya devletidir ve bütün dünya devletleri ile ekonomik ilişkilerimiz aralıksız üst seviyede yürütülecektir.
Yaşasın can Azerbaycan ve Türkiye kardeşliği. Çünkü bu tarihi kardeşlik ta kadimden günümüze dek gelmiştir ve ebedi olarak daima yüce tutulacaktır.
Ne Mutlu Türküm Diyene!