Hayi hak
- Nasılsın Karagöz’üm
- Şu kış gününde kara gözlükte ne Hacivat’ım
- Ne kara gözlüğü yahu Karagöz’üm diyorum, Karagöz’üm.
- O kara üzümü bende severim. Antep karası mı?
- Yok, Urfa sofrası
- Hacivat'ım ziyafet var desene. Gelsin kebaplar.
- Ne ziyafeti Karagöz’üm ne kebabı, ne ziyafeti.
- Vah vah. Hacivat'ım vah vah.
- Ne oldu yine Karagöz’üm neden oflayıp, pufluyorsun?
-Zafiyet mi geçiriyor musun yoksa?
- Ne zafiyeti, yahu ziyafet diyorum.
- Bende ziyafet dedim işte.
-Karagöz'üm akıl mı bıraktın bende. Ne ziyafet var bende ne de zafiyet.
- Desene bana yemek ısmarlamayacaksın çamura yatıyorsun yani, öyle mi? Yazık be sana yazık. Koskoca Hacivat olacaksın birde arkadaşına bir yemek bile ısmarlamıyorsun.
- Ne yemeği ya Karagöz’üm kovit var kovit.
- Hakikaten bizim orada da bir it var. Kovuyorum kovuyorum gitmiyor.
- Karagöz’üm yine yanlış anladın. O it, o it değil.
- Nasıl bir itmiş bu kudurmuş mu yoksa.
- Kudurmuştan beter Karagöz’üm. Kudurmuştan beter.
Hastalık bu hastalık Karagöz’üm.
- Salatalık mı? Yok, ben salatalık yemem. Mevsimi değil yazın yerim salatalığı. Aklımı peynir ekmekle yemedim ben. Salatalık, domates yemem şimdi.
- Karagöz’üm bu bir hastalık salatalık değil.
-Hastalık diyorsun onu bende anladım.
- Hele şükür anladın. Hastalık bu şimdi dışarıda yemek yemek yasak!
- Desene aç kaldık.
- Yok, eve söyleriz eve gelir. Hem senin masken nerede?
- Hayırdır, Hacivat’ım. Soyguna mı gidiyoruz. Bende seni adam sanırdım. Tuh yüzüne hırsız çıktı bizim Hacivat.
- Aman tükürme Karagöz’üm hastalık bulaşır. Al şu maskeyi tak. Şu koviti hep beraber kovalım.
-Anladım Hacivat’ım demek bu it maskelilerden korkuyor. Elimize bir sopa alalım gelince vururuz kafasına. Eşek cennetine gider.
- Aman Karagöz’üm öyle değil. Sadece maske yeter.
- O zaman hemen takayım. İti kovalım.
- Ha şunu bileydin Karagöz’üm.
- Oh pekte güzel oldu. Çokta yakıştı değil mi? Bakkal Hamdi de tanıyamaz artık beni.
- Yakıştı yakışmasına ama sen yine borç mu taktın bakkala yoksa.
- Sorma üstadım. Bu ara iş yok. Para suyunu çekti.
-Al Karagöz’üm şu parayı borcunu kapat.
- Hay Allah razı olsun. Şu hastalık iti gidince veririm.
- Gerek yok Karagöz’üm. Biz arkadaşız. Dostluk arkadaşlık zor günler için. Düğüne herkes gelir oynar. Dost zor gün içindir.
- Hadi o zaman yemek söyle de yiyelim, Hacivat’ım.
- Yemekten vazgeçmeyeceksin değil mi?
- Hadi arada yemeğimizi yiyelim. Acıktım vallaha Hacivat'ım.
- Tamam söylüyorum.
Uğur böceğiniz diyor ki;
Şu zor günlerde birbirimize gücümüzün yettiğince maddi, manevi destek olalım. Yeni mutasyonlu virüs ülkemizde 17 vilayette görülmüş. Daha hızlı yayıldığını ve daha ölümcül olduğunu söylüyorlar. Bazı uzmanlar maskeyi iki tane takmayı öneriyorlar. Aşı olsanız bile maskeden vazgeçmeyin. Çünkü hasta olmasanız bile taşıyıcı oluyorsunuz. Temizliğinize, hijyeninize özen gösterin. Sonu it ile biten hastalıklara da dikkat edin. Bunlar iltihabi hastalıklardır. Kısacası sonu it’le biten her şeyden korkun.
Sağlıcakla kalın. Mutlu kalın.
- Hacivat’ım Uğur böceği doğru söylüyor. Bir maske daha ver de takayım. Şu iti kovalım. Keyfimize bakalım. Yoksa işimiz zor. Yemek ne oldu yemek? Unuttum sandın demi…