31 Mart Yerel Seçimlerinin hemen ardından oy sayımında yapılan usulsüzlük nedeniyle İstanbul Belediye Başkanlığı’nın Yüksek Seçimi Kurulu tarafından iptale dilmesinin ardından gözler 23 Pazar günü yapılacak olan İstanbul seçimlerine çevrilmiş durumda.
Yapılan mitingler, televizyon programları ve propagandaların ardından asıl söz İstanbul’da oy kullanacak olan vatandaşlarda. Artık son sözü onlar söyleyecek Binali Yıldırım mı? Ekrem İmamoğlu mu? bunu Pazar günü göreceğiz fakat hepsinden önemlisi kim hayırlı ise onun İstanbul’u yönetmesini temenni ediyorum.
Atalarımızdan miras kalan bu kadim şehri kim layıkıyla yönetecekse onun göreve gelmesini isterim. Çünkü İstanbul bence dünyanın en güzel şehri. 16 milyonu aşan nüfusu ile birçok ülkeden daha büyük olan bu “Camiler” şehrine layık olmak kolay değil.
Yani elini taşın altına koyuyorsan çok şeye katlanacaksın. Taş ağır geldi elim ezildi, yok bu taş bana göre değilmiş demeyeceksin. Çünkü dile kolay 16 milyon insan ve bu insanlar dünyanın birçok yerinden gelmiş. Hepsine hizmet edeceksin hepsinin gönlünü alacaksın ve onlara layık olmaya çalışacaksın.
Trafiğinden tutun, gece yaşamına, eğlencesinden tutun, güvenliğine kadar he şeyiyle ilgilenmek ve onları memnun etmek zorundasınız. Bütün kesimlerin başkanı olmak zordur. Gittiğiniz yerde tepkiyle karşılaşabilirsiniz, olmadık laflar söylenebilir bunlara katlanacaksınız. Esnafı, sokaktaki vatandaşı dinleyecek onları tehdit etmeyeceksiniz ve sabırlı olacaksınız dile kolay Allah seçilenin yardımcısı olsun.
Yapılan anketler, kamuoyu yoklamaları, adayların kapı kapı dolaşması, Türkiye turları falan filan derken geldik işin sonuna şunun şurasında seçimlere iki gün kaldı. Binali Yıldırım da iddialı Ekrem İmamoğlu da iddialı. Biz halkımıza güveniyoruz diyor ve halkımız en doğru kararı verecektir bundan kuşkumuz yok diyor.
Evet seçim çalışmaları kapsamında çok şey söylendi. Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu’nun uzun yıllar sonra bir araya gelerek yaptıkları açık oturum bile eleştiri konusu oldu. Sonrasında oturumu yöneten gazeteci İsmail Küçükkaya’nın adaylardan Ekrem İmamoğlu ile bir otelde gizli gizli görüşmesi olay oldu. Bence hoş olmadı ve yakışık almadı. Bir gazeteciye yakışmadı tarafsızlığını kaybetmiş oldu. Ya her iki adayla da görüşecektin ya da birinin ayağına kadar gitmeyecektin.
Bunun ardından büyük bir tartışma koptu. Bu yapılan hiç etik değil ve bir gazeteci için karşı tarafa soruların önceden sorulması ve ona göre tartışmada bir pozisyon alması sağlandığı iddialı hala gündemde. Bir adım ötesi sorulan sorulara göre grafikler hazırlanmış, ona göre cevaplar önceden planlanmış ve soru sorulduğu anda şak diye grafiği çıkarıp cevabı yapıştırmış söylemleri masanın üstünde duruyor.
Fakat Cuma sabahı olmadık bir gelişme yaşandı. İmralı Cezaevinde bulunan terörist başı Abdullah Öcalan’ın yazılı açıklamışı gündeme bomba gibi düştü. Öcalan 23 Haziran Seçimlerinden kürt vatandaşların tarafsız kalmasını ve HDP tarafından yapılan baskıya boğun eğmemelerini istemesi işi başka bir boyuta taşıdı. Bakalım bu sonucu ne kadar değiştirir, Kürtler Abdullah Öcalan’ın sözünü ne kadar dinler bunu Pazar günü akşamı göreceğiz.
Artık sözün bittiği yerdeyiz yüce Türk Milleti en güzel cevabı yine sandıkta verecektir. Şimdiden hayırlı olsun diyor oyların adil sayıldığı, yolsuzluğun ve adaletsizliğin olmadığı güzel bir seçim olmasını temenni ediyorum.