Osmanlı ulemasının en büyüklerinden da müderrislerinden olan Zembilli Ali efendi Yavuz Sultan Selim Hanın, döneminde hak severliği ve doğruluğu ile dikkati çekmiş ve Padişahın her hareketinde, İslâmiyet'e uymasında yardımcı olmuştur. 1516 (H. 922)’de yapılan Mısır Seferi için fetva vermiş, zühdü, takvası, istikameti ve doğruluğu ile dine uymayan her çeşit hükme ve karara şiddetle karşı çıkardı.
Kanuni Sultan Süleyman Han devrinde de vazifesinde kalıp, Rodos Seferine katıldı. Rodos’un fethinden sonra orada imamlık ve hatiplik yapıp, İslâm müesseseleri kurdu. Zembilli Ali Efendi; İkinci Bâyezîd Han, Yavuz Sultan Selim Han ve Kanuni Sultan Süleyman Han devrinde olmak üzere, 24 sene şeyhülislâmlık yaptı. Ömrünü ilme, talebe yetiştirmeye ve İslâma hizmete harcamıştır. Üstün hâlleri, ahlâkı, başarılı hizmetleriyle meşhur olup, tasavvufta da kemale ermiştir. Kanuni Sultan Süleyman Han, meyve ağaçlarını karıncaların sarması üzerine, karıncaları kırmak için meseleyi, Zembilli Ali Efendiye güzel bir beyitle sorar ve şöyle der: “Dırahtı (ağacı) sarmış olsa eğer karınca Zarar var mı karıncayı kırınca.” Zembilli Ali Efendi zarif bir ifade ile sorulan bu sualin altına şu beyti yazarak cevap vermiştir: “Yarın divanına Hakk’ın varınca Süleyman’dan alır hakkın karınca.”
Hanımından hiç memnun değilmiş. Uzun bir müddet her türlü kötülüğüne fenalığına katlanmış. Biraz kafa dinlemek için İstanbul’dan Çatalca’ya gitmeye karar vermiş. Yolda iki dervişe rastlamış. Beraber yolculuk etmeye başlamışlar. Yolda giderlerken acıkmışlar ve dervişlerden biri bunun üzerine dua etmiş
Karşıdan bir adam elinde bir sofralık yemekle çıkagelmiş. Karınlarını doyurmuşlar.
Derken biraz daha gitmişler yine karınları acıkmış bu sefer diğer derviş dua etmiş karşıdan bir adam elinde sofrayla yine gelmiş ve karınlarını doyurmuşlar.
---Bir müddet daha gitmişler ve yine mola vermişler. Sıra zembilli Ali efendiye gelmiş.
---Daha önce hiç böyle bir dua etmemiş nasıl dua edeceğini biraz düşünmüş sonra şöyle dua etmiş.
---Ya Rabbi dervişler kimin hatırı için senden yiyecek istedilerse bende onun hürmetine senden yemek istiyorum. demiş bunun üzerine karşıdan iki adam ellerinde iki sofra yemekle çıkagelmişler.
---dervişler çok şaşırmışlar nasıl dua ettin diye sormuşlar zembilli Ali Efendiye o da
---Önce siz söyleyin siz nasıl dua ettiniz demiş. dervişlerde
---Biz duamızda; Allah’ım bize karısının zulmüne sabredip erenler arasına karışan Zembilli Ali hürmetine yiyecek gönder;diye dua ettik derler.
---işte o zaman Zembilli Ali Efendi işin farkına varmış. Dervişlere
---arkadaşlar benim yolculuğum burada bitiyor. Benim evime karımın yanına dönmem gerekiyor der.
---o mertebeyi karısının eziyetine katlanmak suretiyle elde ettiğini anlar.
Görülüyor ki böyle hanımlara sabretmek zor. Tabi sırf hanımlara değil erkeklere de sabretmek zor. Öyle ki Cenabı Hak bu sabrın mükafatını evliyalıkla değerlendiriyor. Hiç bir hanım bu kadar kötü olmak istemez. Kadınlar ben kötü olayım da eşim evliya olsun diye düşünmesinler. Bu tür hanımlar yani kocasına eziyet eden hanımlar veya hanımlarına eziyet eden erkeklerin ne bu dünyada nede öbür dünyada yeri yoktur.