Halkın adamı olacak

Zafer Çam

Çarşının ateşi geçim. İktidarın muhalefetin ateşi seçim.

İktidar genel kurlunu yaptı tek başkan, tek aday, tek lider tekrar seçildi.

Aday olmayınca seçimlerin tadı da olmuyor. Rakipsiz şampiyonluk kolay geçiyor.

Genel kurullarda atışmalar, sataşmalar, küfürler, yumruklaşmalar olmuyor.

Sırada CHP var. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu koltuğu kaptırmam diyor.

Geldiği günden beri koltuğa sarıldı gitmiyor.

CHP tabanı yeter artık yenilme şampiyonu çekil diyor. Kim ne derse desin tek adam, tek lider, tek başkan benim diyor.

Genel kurlunun iki adayı görülse de seçilecek aday Kılıçdaroğlu gözüküyor. Sandık kurulunca CHP’li demokrasi hamileri geri duruyor. Demokrasi diyenler kurala uymuyor.

Koltuk tatlı, demokrasi kimin umurunda tek adam olunca. Az kaldı CHP’nin kurultayı bitince adaylarda netleşecek gibi gözüküyor.

Son birkaç gündür sahada edindiğim izlenimler bu seçimlerin tüm partiler için zor geçeceğini düşünüyorum.

Siyasi liderler çok güven içindeler. Ortak seçime girmeyeceğiz diyen ortakların hali sıkıntılı.

Ankara’yı ortaklar almıştı bu seçimde ortak girmezlerse cumhur ittifakı şanslı deniyor.

Beş yıldır CHP’li başkanın çalışmalarını seçmen görüyor, bakıyor, tartıyor geçmiş başkanla kıyaslıyor.

Bu seçimde başkan tekrar aday olacak mı CHP içinde netlik kazanmış değil. Öyle ki bu toplum geçmişe göre daha çok sorgulama yapıyor.

Hem partileri hem adayları olabildiğince kıyaslıyor. Seçeceği adayı kendinden bekliyor.

Şehrini tanıyan, halkıyla barışık olan, hizmet aşkıyla bilinen aday istiyor. Genel merkezlerin tek adamlarının gönderdiği aday istemiyor artık.

Oy vereceği partiyi hem şehri için neler yapacağını düşünüyor. Dedim ya bu toplum geçmiş senelere göre bu anlamda daha iyi bir durumda.

Sahada edindiğim izlenimlerden biri de “kimse kimseye mecbur değil” söylemi.

Bu toplum farkı alternatiflerin olmadığını ve kimsenin vazgeçilmez olmadığını en yüksek sesle dile getiriyor.

Hem en yüksek sesle hem de açık ve aleni bir şekilde. Bu halk, “Partiler ve siyasiler her alanda kendilerini düzeltmek zorunda” diyor.

Her seçimde düzelir diyen seçmen bir türlü düzelmeyen bir seçim yaşıyor. Halkını, şehrini geliştirecek gönül insanına kavuşamıyor. Nedense.

Yanlış okumadınız, “düzeltmek zorunda” diyorlar. Kısacası “onlar kendilerini düzeltmezlerse biz onlara oy falan vermeyiz” diyorlar.

Bu yüzden de bu seçimde hem partilerin hem adayların işi oldukça zor gözüküyor.

Hani vardı ya gündelik yaşamımızda çokça kullandığımız o tabir, “kimse çantada keklik değil.”

Benim partim değil bizim adağımız kazansın diyen seçmene kulak verilmeli. Hangi parti olursa olsun ama bizden biri olsun diyen bir seçmen var.

Bakın AK Parti üç dönem yatırım yaptı, çalıştı, hizmet verdi sonunu nasıl oldu CHP’li ortak başkan kazandı.

Bu seçimde aynısı olacak diyen seçmene kulak tıkamayın. Partiler, düşünen ve sorgulayan bir toplum için en iyisini ve en doğrusunuz ortaya koymak zorunda.

Aksi halde ezip geçer bu seçmen. Kimsenin gözünün yaşına da bakmaz.

Belirlenecek başkan adaylarında her parti ince eleyip sık dokumak zorunda. Buna dikkat eden partiler seçimlerde rakiplerine oranla 1-0 önde başlar unutmayınız.