Haram yeme

Bahattin Demiray

Ebu Dücane (r.a.); sabah namazlarını Rasûlûllah (a.s.)'ın arkasında kılmayı adet edinmişti.

Ancak namaz biter bitmez süratle camiden çıkar giderdi. Bu davranışı Rasûlullah (a.s.)'ın dikkatini çekmiş olacak ki bir gün Ebu Dücane'yi durdurdu ve: “Ey Ebu Dücane, Allah'a ihtiyacın yok mudur? ki dua etmeden çıkıp gidiyorsun” buyurdu.

Ebu Dücane; “Allah'a olan ihtiyacım o kadar fazladır ki bir an bile Allah'ı unutmuyorum ya Rasûlallah!” dedi.

Rasûlullah (as): “O halde niçin namaz bitip Allah'a dua edinceye kadar bizimle kalmadan çekip gidiyorsun?”

Ebu Dücane; “Ya Rasûlallah, benim Yahudi bir komşum var, bahçesindeki hurma ağacının dalları evimin avlusuna sarkmış. Gece rüzgâr esince, hurmaları bahçeme düşmektedir. Küçük çocuklarım aç olarak uyanıp o hurmaları yemeden önce gidip onları topluyor ve sahibi olan Yahudiye veriyorum.”

Bir gün sabah namazından sonra eve biraz geç gidince, yeni uyanan bir çocuğumun o hurmalardan birini ağzına koyup çiğnediğini gördüm. Parmağımı ağzına sokup dışarı atmasını sağlayınca çocuk ağlamaya başladı. Ben ona, “Allah'ın huzuruna Yahudi’nin hurmasını çalan bir hırsız olarak çıkmandan utanmıyor musun ki hurmasını yiyorsun?” dedim.

Dolayısıyla bu durumun bir daha tekrarlanmaması için namazdan hemen sonra çıkıyorum.

Duruma vakıf olan Hz. Ebu Bekir Yahudi’ye giderek hurma ağacını satın aldı.

Ebu Dücane ve çocuklarına hediye etti.

Yahudi, Hz. Ebu Bekir'in bu ağacını satın almasının sebebini öğrenince bütün ailesini yanına alarak Rasûlullah (as)'ın huzuruna çıktılar ve ailecek Müslüman oldular.

Kısa sürede İslam'ın bütün Arap Yarımadası'na ve kıtalara yayılmasının ve bölük bölük insanların İslam'ı girmelerinin sebebi o günkü Müslümanların İslam'ı bu şekilde yaşamalarıydı.

-Onlar İslam'ı az konuşur, çok yaşıyorlardı, biz ise çok konuşmaktan yaşamaya zaman bulamıyoruz.

Bugünkü zilletimizin sebebi de bu değil midir?

Rasulullah (sav) her zaman çok güzel ve örnek davranışları bize öğretiyor.

Hadisleri sadece okumak tekrarlamak değil: örnek alarak hayatımıza geçirmeliyiz.

Namazdan sonra dua etmeli, Müslüman Anne ve baba haram kazanmamaya ve çocuklarına kesinlikle haram yememesi gerektiğini öğretmeli haram kapısının önüne gelse de. Adı ne olursa olsun. Tefeci kazanca, faize, ayete uymayan miras, öşürü ve zekatı verilmemiş kazançtan oluşan mallar, Çalışma yerinde akşama kadar siyaset futbol film ideolojik taraf ırkçılık anlatma sonunda haksız kazanca, yalan sözle satılan mal ve ayıplı mal satma, şans oyunlarından kazanma vb. Müslüman kardeşinin sorununu sormalı, elinden geldiğince ona yardım etmelidir. Durumu iyi olan diğer kardeşine yardım etmeli. Dövüz olarak değil Türk parası (karzı hasen) olarak. Peygamberimiz (sav) onlara "bu duayı okursanız doyarsınız. Sen de şu duayı bu kadar tekrarla ve oku" demedi. Bunun yerine, çevresinden bizzat ona yardım edilmesini istedi. Hz Ebu bekir(r.a) ona sadece dua değil bizatihi maddi yardımda bulundu. Onlar kuru kuru vaaz vermiyorlar ve bizzat yaşamlarında güzel ve örnek hareketleriyle İslam’ı öğretiyorlardı.

"İnanan erkekler ve kadınlar, birbirlerinin velisidirler. İyiliği emrederler, kötülükten menederler..." (Tevbe, 9/71) âyeti gereğince müminliğin alâmeti olan, o vazifenin yerine getirilmesinden memnun olup, "İyilik ve takva üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerinde yardımlaşmayın ve Allah'tan korkun." (Mâide, 5/2) âyetine göre yardımlaşmak "Birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler…" olmalıyız.

Başka din sahiplerini, din düşmanlarını bile Müslüman ediyordu. Günümüzde ise artık maddi yardım: sadece dua ve salavat zincirine bırakılmıştır. Halbuki maddi yardımla birlikte dua edilmeliydi.

Beden ölür, ceset çürür, imanlı imansız, giden insana bakın siz. Burada ve ötede kim kiminle yürür, olanlarla olanın mutlulukları var her yerde. Bırakın fırıldak işleri döndürsünler, dönsün bütün dönme dolaplar, haktan, hakikatten yana olana bakın siz.

Misafirsin bu hanede ey gönül! Umduğunla değil, bulduğunla sevin! Hane sahibi ne isterse o olur. Ne kimseye sitem eyle, ne çevrene küs, ne de üzül. Mazlum ol, zalim olma. Üzül de üzen olma. Mahşerde hesap zordur, kadere ve gayba iman et de, Verdiği ömre isyan etme vahiy ve hadise duyarsız olma da, Rabbin katından kovulan olma! Ezil ama ezen olma Dua et, karanlıklar ışık olsun. Şükret, gönlün huzur ile dolsun. Tövbe et, Mevlam kabul buyursun. Şeytana uyma ki, Allah korusun. Namazlarını vaktinde aşkla müsaitsen cemaatle kıl, üşene üşene kılma ki münafıklıktan kurtulursun. Günümüz hayırlı bereketli mübarek olsun.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.