Harflerin dansı, kelimelerin sihri ve ‘Oğan’sal bir hal daha

Dursun Erkılıç

Önce bir not:

Türk siyaseti; bugünden itibaren partiler arası ilişkileri, ittifakları ve cumhurbaşkanlığı seçimi yarışını derinden etkileyecek görüşmeler ve açıklamalara sahne olacak. Bekleyelim ve yazımıza bakalım…

*

Kelimelerin sihrine kapılınca, kalem ve kelam halayına durmak kaçınılmaz oluyor bazen.

O dem, bir şeyden emin hale getiren cümlelerin içindeki doğru / yanlış bilgilere rağbet şapa oturtabiliyor insanı!

Yaşadım, anlatayım…

*

Kısa süre önceydi; 20 Mayıs 2023 tarihli “Atatürk, seçim ve haşa ‘oğan’sal durum!” başlıklı yazımda, önemsediğim duygu ve düşüncelerimi paylaşmıştım.

Bir kaynakta yer alan bilgileri yorumlayarak ve birkaç tartışmada geçen cümleye dayanarak, yazının içine, “Padişah Vahdettin’in onu “Paşa paşa git vatanı kurtar” diyerek Anadolu’ya gönderdiğinden bihaberler” diye bir cümle döşemiştim…

Başkent Ankara’da iş ve sivil toplum dünyamızın önemli isimlerinden M. Kemal Bereket, yazıyı paylaştığım medya ortamlarında, “Dursun bey Vahdettin’in Atatürk’ü bu amaçla Anadolu’ya gönderdiğine ilişkin kaynaklarınız nelerdir? Bu tezin antitezlerini de yer vermeyi düşünüyor musunuz?” sorusunu yöneltince ilk şapa oturmam gerçekleşti!

Kendisine faydalandığım kaynağı gönderdim ama o yazı bazı tartışma ortamlarındaki cümlelerle bir araya gelince bendenize o cümleyi kurdurmuştu, o kadar.

Hatamı düzeltme imkanı verdiği için kendisine teşekkür ettim…

*

Aynı yazıdaki ikinci şapa oturuşum ise siyaset dünyamızın şu an en popüler isimlerinden olan Sinan Oğan ile ilgiliydi…

Aynı yazımda şöyle ifadeler vardı:

ATA İttifakı ortağı ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın “Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmeye büyük ihtimalle Sinan Oğan ile birlikte gideceğiz” demesi…

Kılıçdaroğlu’nun Oğan’ı araması ve ‘hastayım’ cevabıyla beklenen görüşmenin olmaması. Ancak Ümit Özdağ’ın Kılıçdaroğlu ile görüşmesi ve ayrıntılı açıklamalarda bulunulması…

Bu arada, Sinan Oğan’ın ‘hasta’ olmasına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek için İstanbul’a gitmesi ve 1 saat görüşmesi…

Okuyunca, ‘ee ne var bunda’ diyebilirsiniz ama öyle değil. Sinan Oğan, Kılıçdaroğlu ile gizlice görüşmüş ve bu görüşmenin ardından gitmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanına…

Böyle durumlarda, yapılan duyurulara itibar edip, yorumunuzu o yönde yaparsanız benim gibi şapa oturmaktan kurtulmanız mümkün olmaz.

Allah’tan kısa süre içinde düzeltme şansım oldu da oturduğum yerden kalktım!

*

Bu yanılgılarımı, yenilgilerimi unutmam adına bir güzelliği, dünkü yazımla ilgili bir dönüşü paylaşmak istiyorum.

Mehmet Akif Işık, kültür / sanat dünyamıza büyük emekler vermiş ve vermekte olan çok değerli bir bürokrat ve yazar…

“Pazarlık seçim / sandık gelgitleri” başlıklı yazıma katkı adına şu mesajı gönderdi:

- ‘Cahil’ ile ilgili olarak katkı yapmak istedim. “Cahile verme kitabın, kim üstünden yel eser? Okuyup yazmak bilmez ise, belki kağıdın keser” derler.

Bu güzel katkı için kıymetli üstadımıza teşekkür ediyorum.

*

Gelelim bugün dikkat çekmek istediğim, -‘Oğan’sal bir hal daha- konusuna.

Önceki yazımda ele alış şeklimden farklı olarak dikkat çekmek istediğim ‘oğan’sal hal şu:

- Erd/Oğan, Sinan Oğan!

Bu defa “Haşa! Tövbe tövbe!” dememe gerek yok!

Hadise harflerin dansı, kelimelerin sihri!

Bu hal, bugün yapılacak açıklamalara bir etki eder mi göreceğiz…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.