Hasat Bayramı

Zafer Çam

İlkokul yıllarında okulumuzun bir köşesi Atatürk’ün resimleriyle donatılırdı.

Çocukların göre bileceği, okuya bileceği yerlere asılırdı.

Her gelen öğretmen Atatürk köşesini bir özveriyle hazırlardı, şimdiki gibi resim bulmak pek bu kadar kolay değildi.

O yıllarda gözümüze çarpan resimlerden bir tanesi Atatürk’ün sanırım Ankara çiftlikte hasat zamanı traktörün üzerinde çekilmiş bir resmiydi.

O yıllar ülke savaşta çıkmış, köylü aç, sefil, yoksul, yetimlerin çok olduğu yıllarda traktör nedir bilen kaç kişi var.

Köylü hasadını, nadasını, tarla sürümlerini öküzle, atla, katırla, eşekle yapıyor.

Tüm işlerini hayvanlarla görmekteler.

O yılların işgücü traktörü hayvanlar.

Geçim derdi çeken halkın Traktör alması tarlaları sürmesi öyle kolay değil.

İşte o yıllarda batı teknolojiye geçmiş, makini tarımla buluşmuş.

Tarımın değişmez aracı traktörü, Alman sermayesi Türkiye’ye sokmaya çalışıyor.

Alman sermayesi ürettiği Traktörün tanıtımını, Ankara’nın tarım ambarı olan Atatürk Orman Çiftliği’nde ilk defa Ankara çiftçisi traktörle tanışıyor.

Direksiyonda Türkiye devletinin cumhurbaşkanı Atatürk...

Traktör bugünkünler gibi çok görsel olmasa da ilerleyen zamanlar da tarım arazilerinin vazgeçilmezi oluyor.

Geçen süre içerinde köylü traktörle tanışıyor.

Köyün ileri gelen zenginler arazilerinde kullanmak üzere traktör alıyor.

Gariban köylü yine öküz, at, katır ve eşekle hasadını yapıyor.

Otuzlu, kırklı, ellili, altmışlı yıllarda ülke genelinde traktörle tanışan köylerin sayısı o kadar çok değil.

Kırşehir köylüsü altmışlı yıllarda traktörle tanışıyor.

Altmışlı yıllarda bizim köye bir traktör geldiğinde çocuklar olarak etrafına dolardık, meraklı bir gözle her yerine dokunmak isterdik fakat şoför başında kimseyi koymazdı.

Traktör sahibi olmak ağa olmaktı.

Bugün artık çiftçilik yapan her kapıda bir traktör bulunmakta...

Atatürk’ün traktör üzerinde başında foteri olan resmini hatırlıyorsunuz.

Gerçi bugün Atatürk Orman Çiftliği beton yığınlarıyla doldu, ne tahıl kaldı, nede çiftliğin adı.

Bugün bu resmi bir benzerini geçen gün televizyon kanaların haber programında gördüm.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı Polatlı Tarım hasat şenliğinde elektrikli traktörün üzerinde cumhurbaşkanı.

Cumhurbaşkanı hasat bayramında biçerdöver sürüyor, traktör kullanıyor hasat yapıyor.

Daha sonra Türkiye de ilk defe üretilecek olan elektrikli traktörü cumhurbaşkanı kullanıyor.

Bu resim bana yıllar öncesinin traktör üzerinde ki Atatürk’ün resmini hatırlattı.

Ülkemiz tahıl ambarı dense de son yıllarda tahıl ithal eden bir ülke olduk.

Çiftçinin umudu ülkenin tahıl ambarı bozkırın toprağında hasat sezonu sona erdi.

Çiftçi beklediği ürünü almadığını söylese de şükretmesini unuttu.

Tarlaya ürünü ekmek, bakımı, gübresi, suyu bizlerin eliyle olacak sonunda ürünü verecek olan Allah.

Nasipte ne varsa onun önüne geçilmiyor.

Bazı bölgede ekilen arazilerin verimi çok fazla iken bazı ekil alanlarda verim düşük bu ise belki mevsimlerin değişimde kaynaklanıyor ola bilir.

Gerçi çiftçilerimiz çok doyumsuz, tarla dolusu alsa da yine az diye biliyorlar.

Ülke olarak tarım politikası gözde geçirilmeli, ekile bilir alanlarda ürün çeşitlerine gidilmeli verim buğdayda yoksa başka ürünler denenmeli.

Atalar "Kar yılı var yılı" demişler. 

Geçmişte Kar yağdığı yıl ürün bol olurmuş.

Son yıllarda iklim değişikliğinden Anadolu’nun tahıl ambarı denilen illerde kar fazla yağmıyor.

Çiftçinin eline bol para geçer sözü de böylece tarih oluyor.