Geçenlerde TV’de bir doktor antibiyotik kullanımı konusunda bilgi verirken “ağır hastaların kurtulması için antibiyotik yüksek dozda verilir” diyordu. “Bu antibiyotiğe dayanıklılık ve bağışıklık kazandıran durum zamanla hastane enfeksiyonuna sebep olur” diyordu. Bir başka doktor arkadaş da “ucuz malzeme, Çin malı sağlık gereçlerinden meydana gelir hastane enfeksiyonu” diyordu. Neden özel hastanelerde enfeksiyon yok? İşi iyi yapıyorlar,kaliteli malzeme kullanıyorlar,doktorunu dikkatli seçiyorlar...vs. Biz enfeksiyonla mücadele ederken bazı mikropların da yürür- gezer oldukları ortamdan bahsedeceğiz.
Hastanelerdeki mikroplar yaygın adıyla hastane enfeksiyonu ameliyattan yeni çıkmış hastaların ölüm sebepleri arasında ilk sırayı alır. Hasta tutulduğu ve operasyon geçirdiği hastalıktan kurtulmaya doğru gitse de en tehlikeli dönemin enfeksiyon riskinin olduğu dönemdir. Yani askeri tabirle “eğitim vakası” olarak adı söylenmese de kayıtlara geçer.
Düşünüz ki bir eski tarihi hastane. Elbette enfeksiyon yayan mikrobun en bol olduğu yer. Kapı kolunu tutmaya dikkat ediyorsunuz. Zaten her odada her koridorda dezenfekte sıvıları var. Hastane mikrobundan bunca korunmaya çalışırken gezen mikroptan kurtulmak mümkün olmayacaktır. Üstelik daha tehlikelidir. Doktor hastaya yanlış tedavi uygular. Bunu hasta doğrudan anlamaz. Bir başka doktor “Bu kadın ne yapmak istiyor üç defa yapılmaz bu iş” dediğinde anlıyorsunuz. Oysa Prof. ünvanlı bu insan, havalardan geçilmiyor. Çalışana damak tadımda çay demlemedin diye uluorta bağırıyor, hasta yakınını kovuyor hastanın yanında azarlıyor hatta koridorda dolaşmasına dahi yüksek sesle bağırarak hasta işiterek bir tavır sergiliyor. Cemaatten desteklendiği söyleniyor. Bu kural tanımamazlığı oradan geliyor muhtemelen. Ama bir de yemin ettiniz mezun olurken. TBMM’de yemin edenlere benziyor.
Sağlık çalışanlarına kaba kuvvetin kaynağı ekseriyetle kendini beğenmiş doktorun yanlış yaklaşımındandır. Daha çok aşiret mensubu olup kendini beğenmiş güçlü zanneden ahmakların dışında kötü muamelede bulunmayan doktora saygı duyulur. Bir siyasiye sırtını dayayan doktor, bir cemaatten desteklenen sağlıkçı, bir güç odağınca kollanan doktora güç mü yeter? Yanlış tedavi de uygulasa ya öleceksin adına hastane mikrobu diyecekler veya bu hastanedeki mikroptan öldü diyen olmayacak asla. Yanlış tedavi uyguladığı bir başka meslektaşı tarafından söylenen aynı hastanedeki doktor hanım laf dinlemez. Söyleyince iyice olumsuz işlere baş vurur endişesiyle ses çıkaramaz hasta ve yakını. Bu doktor mu daha tehlikeli yoksa hastane mikrobu mu?
Bir hastane yaptırıyorsunuz. Milyar dolarlık muhteşem yapı. Dünya mikyasından da üstte… İçinde yaya olarak bir yerden diğerine gitmeye takatinizin yetmeyeceği mükemmel hastane. İçinde gezen taşıtlarla ulaşım sağlanmakta. Bu hastaneye yine milyar dolarlık alet edevat, tıbbi malzeme ve aparatlar aldınız. Bazıları eski hastanelerden getirilmiş olsa da orada da yeni alınmıştı. Anlaşmaya uyar uymaz onu bilmeyiz. İçerisinde ne enfeksiyon var ne de mikrop. Siz buraya daha tehlikeli olan yukarıda anlattığım doktoru getirip korsanız o milyar dolarlık yatırımın ne hayrını göreceksiniz. İnsandan kaynaklı enfeksiyonu buraya da bulaştıracaksınız.Bunun için eğitimde nasıl ilk hedef öğretmeni iyi yetiştirmekse, sağlıkta da yine öncelik hastane fiziki yapısından içerisindeki donanım ve cihazlardan önce doktorların yetiştirilmesi gerekir.Mesleki açıdan da beşeri ilişkiler açısından da.Yardımcı sağlıkçılar bunların emrinde oldukları için onları hastalar da sever.
Memleketimde muhteşem doktorlar yetişmektedir. İnsani yönü mesleki yönünden aşağı kalmayan doktorlarımız var. Bunları tenzih ederek işittiklerimizden yola çıkarak dikkat çekmek için bu yazıyı yazmak durumunda kaldık. Maksadımız miktarı ekseriyeti teşkil eden bu harika insanların içerisinde maalesef “hastanedeki mikrop”lar da var fikrini aşikar etmektir.