Derdi büyütmek değil derdi eğitmek lazım!.. Birisi bana dertlerini anlatınca dikkat ediyorum on derdin dokuzunu kendisi icat etmiş. Aslında derdi bir tane...
Bunu kendi hayatımda da yaşadım. Mesela hastalandım, derdim bir tane. Şimdi diğer dertleri icat edeyim: "Eyvah! Mahvoldum bittim artık bir iş yapamam hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!"
Bunların hepsi icat edilmiş dörtlerdir bir de şu yol var: " İnsan halden hale girecek ki Allah'ın hakimiyetini anlasın hastalık olacak ki Allah'ın Şafii sıfatı tecelli etsin hasta şifa bulsun. Felaket zannedilen haller belki rahmettir. Her halde Allah'a iman edip ona itaat edersen dünya imtihanını kazanırım kul olarak ahirete giderim."
Bakınız ben icat etmek yerine hadiseyi olduğu gibi kabul edince hasta yatağı bile tekkeye döndü hasta Zakir oldu teslimiyetin huzurunu yaşadı. Demek ki derdi büyütmek yerine derdi eğitmek lazım...
Diğer yandan derdini büyüten kalp doktoru kriz geçirince dedi ki: "Bu kalp krizinin nelere sebebiyet vereceğini bildiğimden dolayı çok huzursuzum. Ölüm kapıda..."
İşte bu doktor arkadaşta kendine dert icat etti, bilgisi ile mantık yürütürken çile çekti...
Bir şehirde afet yaşandı. Adamın biri, "Biz bittik artık! Bu memleket düzelmez bir daha!" Diyerek her şeyini bırakıp göç etti. Bazıları da "Evimiz yıkıldıysa tarlamız duruyor" diyerek çadırda yaşayıp tarlayı ekip biçtiler. Devlette yardım edince hallerini düzelttiler.
"Biz bittik!" Diyen adam bitti gittiği yerde belki istediği düzeni kuramadı...
Sakat bir akrabam ayakkabı tamir ederek geçinirdi. Başkaları onun halini üzülürdü ama ben onun isyan ettiğine hiç rastlamadım. "Allah’ın rahmeti merhameti sonsuzdur. Bu halime sabredersen dünyamı da ahiretimi de cennet ederim" diyordu.
Bir imamın kızıyla evlendi. Çocukları evi oldu çok iyi bir hayat yaşadı. Bu akrabam derdini dert katmamış olduğu gibi kabul etmişti.
Dış dünyayı zor ama iç dünyasına cennet havası vermişti Allah!...
Bir arkadaşım vardı aşırı sinirliydi. Bu sinirli hali ile her türlü derdini birden bine çıkarıldı. Çocuğu en ufak bir kabahat işlese şiddet uygulardı. Bir gün ona dedim ki:
"Kardeşim iri yarı aslan gibi adamsın karşındaki zavallı aciz bir çocuk.
Terbiye ruhu işidir dayakla olmaz. Hem camiye gidiyorsun hem çocuğunu dövüyorsun.
Hangi dine göre bunu yapıyorsun?
Beni dinledi ona çay ikram ettim. Biraz sakinleşti sonra tatlıcıya götürdüm 1 kg baklava aldım.
"Bunu Al evine git gel evladım baklava yiyelim de havayı yumuşat" dedim.
Aile hayatında celalle müdahale edilirse ufak sorunlar büyür. Ev çocuklara da eşlere de çekilmez hale gelir. Evet değerli dostlar. Derde odaklanacağına hayatın iyi taraflarını görmek lazım. Yangın yerinden geçen başını çevirip bahçelere bağlara bakmalıdır. Bilmelidir ki bu yangın yeri de yarın bahçe olacak... Selam ve dua ile...