Hayatımız ve medya

Bahattin Demiray

Allah’ın Rabbimizin halifesi olarak gönderilen bizler, imanlı, ahlaklı, güler yüzlü, sözüne, özüne emanetlere sadık, huzur ve barışı sevgisini hayata veren, ölüme kadar yaratan, yaşatan ve yöneten Allah’ın emirlerine kayıtsız şartsız teslim olmuş, O’nun sevgisiyle yoğrulmuş, değerimizi insani kimliğimizi gönderdiği din ile bulmuşuzdur. Ömrümüz oldukça sorunlarımızda da olacaktır. Asıl mutluluk, sorunlarla kırmadan dökmeden namaz kılarak, sabır ve şükür etmek.

Günümüzde fesat çoğalmış, her işte her amelde zorluk sarmış, kirli oyunlara alet olmada, her yolu meşru sayan, yalan ve iftirada birbiri ile yarışan psikolojik savaşı yürüten, asılsız, haksız ve gerçek dışı kara propagandalarla toplumun kin ve nefret duygularını ortaya çıkaran, kahroluyorum, içim kan ağlıyor'' diyerek ajitasyon yapanlar. Öncelikle bu millete geçmişte yaptıklarına baksınlar. Topluma karamsarlık umutsuzluk duyguları yüklemesinler. Bin yıllık tarihi süreçte kaynaşmış kardeşlik duyguları ile günümüze kadar gelmiş dertleriyle, üzüntüleriyle sıkıntılarıyla kader birlikteliğimiz olmuş, akrabalık bağları kurmuşuz. Bu birlikteliğe karşı kim ne amaçla zarar verirse bilinmelidir ki dahili ve harici insanların emellerine alet olur. İnsana musallat olan Nefs ve şeytandan; başka bütün küfür alemi, insanın malına ırzına, yurduna, dinine, imanına düşman, bunların yaptıklarından kurtulmak ancak, manevi ilimleri, öğrenme, Allah ve Peygamberini sevmeyle olur.

Ahkaf suresi 5-Allah'ı bırakıp da kıyamet gününe kadar kendisine hiç bir cevap veremeyecek olan putlara dua eden kimseden daha sapık kim olabilir? Oysa taptıkları şeylerin, onların yalvarışlarından haberleri bile yoktur.

6- Kıyamet günü insanlar bir araya toplandığı zaman taptıkları şeyler kendilerine düşman kesilirler. Ve onların kendilerine tapmalarını inkâr ederler..

Taha  16 - Sakın kıyamete inanmayıp, kendi heva ve hevesine uyan kimse seni, ona iman etmekten alıkoymasın; sonra helak olursun.

“Müslümanlar bir vücudun azaları gibi, azalardan birisi acıdığında bütün vücut onu hissedecekti'' Başımıza gelenlere seyirci kalamayız, duyarsız olamayız. Duaların kabul olduğu zamanlardan biride, sabah namazlarında, arşa en yakın olan kurtuluş kapısı camilere dayanalım. Sabah namazı ile ilgili hadislerinde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Sabah namazını kılan kimse Allah'ın himayesindedir. Dikkat et, ey Ademoğlu! Allah, bizzat himayesinde bulunmanın, güzelliğini ve mutluluğunu yaşayalım." "Kim sabah akşam camiye gider gelirse, her gidip gelişinde Allah Taâlâ o kimseye cennetteki ikramını hazırlar." "Yatsı namazını cemaatle kılan kimse, gece yarısına kadar namaz kılmış gibidir. Sabah namazını cemaatle kılan kimse ise bütün gece namaz kılmış gibidir" "İnsanlar yatsı namazı ile sabah namazındaki fazilet ve sevabı bilselerdi, emekleyerek bile olsa mutlaka camiye, cemaate gelirlerdi." "Münafıklara sabah ve yatsı namazından daha ağır gelen hiçbir namaz yoktur. İnsanlar bu iki namazda ne kadar çok ecir ve sevap olduğunu bilselerdi, emekleyerek de olsa cemaate gelirlerdi." “Kim sabah namazını kılarsa o, Allah’ın himayesindedir.” “Yatsı ve sabah namazında göremediğimiz adam hakkında iyi düşünmezdik kötü zanda bulunurduk.” “Allah-u Teâlâ himayesinden başka,, sizden bir şey talep etmez.” Buyurmaktadır. İnsanların çoğunun, günah ve kötülüklerden dolayı geceyi uykusuz geçirmelerine neden olan sabah namazından gafil ve cahil eden televizyon ise; Zararlarına baktığımızda;

1.Zamanı yok eden araç. (amel kazanmayı yok eden, kalplerde kara leke oluşturan)

2. Aklı ve gönlü kirleyen bir araç.

3. Zeka geriliğine sebep oluyor,

4. Eleştirel düşünceyi engelliyor,

5.Sağlığa uygun olmayan reklamlarla programlarda ki istekle de aile kavgasına ve boşanmalara neden olmaktadır.

6. Donuk çocuk sendromuna sebep oluyor,

7. Otizme sebep olabiliyor, 8.Gelişmekte olan beyin hücrelerinin kapasitesini daraltıyor,

9.Dikkat dağınıklığı ve dikkat eksikliğine sebep oluyor, 10.Bencilleştiriyor,

11.Sosyal, aile, akraba, arkadaşlık, komşuluk ve dostluk bağlarını, zayıflatıyor ve koparıyor.

12. Kabalaştırıyor, tartıştırıyor. Kin ve nefret tohumu ekiyor.

13. Gerçek dünyadan koparıyor.

14.Çocuklara yiyecekler ve içeceklerdeki reklamlarla obez yapıyor.

15.Tüketim çılgınlığı ve marka tutkusu yapıyor.

16.Birilerinin bohem hayatını imrendiriyor, yaşayışını model ve hedef ediyor.

17.Anne baba kardeşlerine de düşman ediyor.

18.İsrafı da malayaniliği de teşvik ediyor.

19. Fitne fesat yayarak da fecr suresindeki akıbetle karşı karşıyayız.

20. Ayet ve hadise uymayan resimlerle, ahrete imansız gitmeye de neden olmaktadır. (Tegabun suresi 10)

21.Yabancı filmlerin senaryolarıyla da, imtihan için gönderildiğimizi ve kulluk görevlerimizi de unutturuyor.

22.25 kare tekniği subliminallerle dizi, film ve çizgi film bağımlısı ediyor.

23. Ahlaksızlığı normalleştiriyor, filmlerde ki oyuncuların aldığı zararlı içecekleri ve yasalarda suç olana bağımlılıklara özendiriyor.

24. İdeolojiyi, insanların inanç yönünden, ırkçılığı, etnik yapıyı hem pekiştiriyor hem de artırıyor. Arkasında bulunan güçlerde; gerçeklerden uzak kalacaksın, bizim gibi düşüneceksin, biz ne dersen onu yapacaksın, ne yapman gerekeni bilmeyeceksin, yaşamına bizim irademizle yön vereceksin, bizim yazarlarımız senin duyguna uygun diyecek ama bizim dediğimizi ideolojik düşüncemizi sonunda kabul edeceksin. İnsan eğer ki 10 TL sadaka verecek olsa bu miktarı çok bulur ama 10 TL ille mağazadan bir şey almaya gitse alacak bir şey bulamaz. İnsan 10 dk zikir ve ibadet edecek olsa bu zamanı çok bulur ama bir film veya maç olsa bir buçuk saatlik zaman onun için hemen geçiverir. Bir futbol maçının uzaması insanın hoşuna gider ama Cuma namazında hutbenin birkaç dakika uzaması hiç de hoşuna gitmez. İnsan duyduğu dedikoduya hemen inanır ve kabullenir ama kesin doğru olduğunu bildiği bir ölüm ve kabir azabını inat ederek hemen kabullenmez. İnsan modayı her an takip eder ama Peygamberimiz (s.a.v) sünnetini bilmez veya bilse de uygulamaz. İnsan camide bir saat ibadet ederek vakit geçirecek olsa onun için zaman geçmek bilmez ama bilgisayar televizyon cep telefonu başındayken zaman onun için çabucak geçer. * İnsan namaz kılarken, ibadet esnasında dünyevi ideoloji, malayanilik, film v.b. konuları düşünmeyi sever, manevi şeyleri bir surenin anlamını düşünmekten kaçınır. İnsana bir sureyi veya surenin anlamını okumak zor gelir, O’nun karşısında saatlerini heba etmede hoş gelir. Ama bir romanı okumak onun için kolaydır. İnsan konserde ilk sıralarda olmak için çaba sarf eder ama camide ilk sıralarda olmak için çaba sarf etmez. Aksine namazın sonunda hemen çıkıp gideyim diye son sıralarda olmak ister. Oysa ilk sıralarda olmak feyizce daha büyük olduğunu bilmez.. İnsan her gün birinin ölüm haberini alır, ama bir gün kendisinin de öleceğini düşünmez. Bir ayet ya da hadis ezberlemek insanın zoruna gider ama müzik listesi top 10 da olan şarkıların, filmlerin, futbolcuların, artistlerin isimlerini, ezbere bilir. İnsan İslami konuları dinlemeyi ve anlatmayı zor bulur ama dedikoduları, malayanilikleri, ideolojiyi, particiliği, futbolu, dinlemeyi ve anlatmayı çok sever. Ama ne yazık ki insan hiçbir şey yapmadan da CENNET'e girmeyi ister.Bundan sonra Rabbimize karşı kulluk, Peygamberimize karşı ümmetlik, Müslüman kardeşlerimize karşı kardeşlik, Devletimize vatandaşlık, yaşadığımız zamana insanlık, görevimizi gücümüz nispetinde yerine getirmiş olalım. Bilesiniz ki, ''Bir kul, Müslüman kardeşinin, kurtuluşu için, çalıştığı müddetçe, Allah’Ta (cc) o kulun hacetini giderecektir.'’ (Tabarani) Sen ki Allah’ın oku, bakıp, akıl etmez, düşünmez misiniz, diye hitap ettiği varlıksın.

Niçin bu yoldan körler gibi yürüyüp geçiyorsun?"

Selam ve duayla…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.