Hayatın iki yüzü!..

Uğur Böceği

Yarınlarımız, çocuklarımız. Onlar bizim her şeyimiz. Kim ister ki! Çocuğunun avuçlarından kayıp gitmesini. Onları her zaman en güzel mevkilerde görmek isteriz. Ancak; çocuklarımızı takip etmek, onları zararlı arkadaş ve alışkanlıklardan korumak zorundayız.

Bu tehlikelerden en büyüğü ise uyuşturucu batağıdır. Bu gün on üçlü yaşlara kadar inmiş maalesef. Onun için çok kapsamlı bir mücadele şart. Bu mücadele olmadığı takdirde çocuklarımızın, gençlerimizin hayatı büyük risk altında. Okul köşelerine kadar gelip uyuşturucu satmaya gelen insanlar var. Peki bunu önlemenin en kolay yolu nedir? Onu inceleyelim mi! Ne dersiniz?

Uyuşturucu satan insanlar maalesef o çocukları ölümüne sebep olan uyuşturucu maddeleri satıyorlar. Ve çocuklarımız ölüyor. Eğer bu uyuşturucu çocuklarımızın ölümüne sebep oluyorsa; Bu uyuşturucuyu üreten, aracı olana pazarlayan kişiler yakalandığında, tasarlayarak kasten adam öldürmeye teşebbüsten yargılanmalı ve kesinlikle iyi hal gibi ceza indirimleri asla uygulanmamalı. Bu uygulamada kişinin ölmesi şartı bile olmamalı. Üretmesi, satması, taşıması veya aracı olması kasten adam öldürmeye teşebbüs sayılmalı.

********

Sabahın erken saatlerinde kurulmaya başlar, meyve sebze pazarları. Meyve sebze pazarı dediysem sadece sebze meyveden ibarette değil elbet. Giyim ve diğer ürünlerde pazarlanıyor. Sonbaharı yaşadığımız şu zamanlarda özellikle yerli ürünleri tezgahlarda görmekteyiz. Kimisi normal alışverişini yaparken kimisi de turşuluk, kışlık patates soğan alışverişlerini de yapıp, kışa hazırlanıyor. Pazar tezgahında satış yapanlar, arada sıcak bir çay içip yorgunluklarını atarlar. Öğlen vakitlerinde aperatif bir şeyler yerler. Bu bazen bir pide bazen ekmek arası döner bazende balık olabilir.

Sabahın ilk saatlerinde fiyatlar biraz yüksek olsa da; günün ilerleyen saatlerinde fiyatlar  düşmeye başlar. Hele pazarın dağılma zamanlarında ellerinde kalan az ürünleri daha ucuza verip, evine dönmek isterler. o ürünü toplamak zorunda kalmayıp, pazarcı elinden çıkaracaktır. Ayrıca üründe bekleyip bayatlama, çürüme gibi risklerini de ortadan kaldıracaklardır.

Geçen gün pazar dağılmaya yakın pazara şöyle bir bakayım dedim. Bazı çocuklar gördüm. Tezgahların altından yere düşmüş sebze meyveleri toplayan çocuklar. Belli ki! O ürünleri alacak paraları bile yok. Sayıları küçümsenecek kadarda değil. Yaşları 5-15 yaş aralığındaydı sanırım. Bir kaçının telefonumla resmini çektim. En son resmini çektiğim çocuklardan birisi de yüzünü kapattı. Belli ki! Utanıyordu! İşte! Hayat manzaraları bunlar. Kimileri sadece karnını doyurmak için pazardan topladığı üç beş sebze meyve için utanır. Kimisi de o halkı soyar soğana çevirir. Bir dirhem utanmaz.

Hayat işte! Hayat…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.