ASIM ATABEY
Bir varmış. Bir yokmuş. Evvel zaman içinde bir Kırıkkale varmış. Kırıkkale’de bir de Çelik Çekme Boru Fabrikası varmış. Efendim bir de Kırşehir varmış. Kırşehir’de bir de Şeker Fabrikası varmış. Masal bitti. Şimdi gerçekleri anlatalım. Kırıkkale Çelik Çekme Boru Fabrikasına ve De Kırşehir Şeker Fabrikasına bakalım. Size önce Kırıkkale’yi anlatayım.
Anlattıklarım, bizzat yaşadığım ve kulağımla duyduklarımdır. Çelik Çekme Boru Fabrikasının, özelleştirilmeden önceki fabrikanın müdürünü anlattı. Özet olarak söyledikleri. “Fabrika 1974 de temeli atıldı. 1978 de üretime başladı. Fabrikada çalışan sayımız iki bin kişiye çıktı. Müdür diyor ki bizim üretimin kalitesi, üretim maliyeti ve satış fiyatımız, Almanya’nın yaklaşık aynısıdır. Çelik Çekme Boru Fabrikası sadece Kırıkkale’de vardır. Orta Doğu ülkelerinin hiç birinde, bizim yaptığımız üretimi yapan başka ülke yoktur.”
Anlatmaya devam ediyor. “Fabrikamız özelleştirilme kapsamına alındı. 2002 yılına gelindi. Ülkemizin ihtiyacı olan malı üretemiyoruz. Ürettiğimiz malı da satamıyoruz. Zarar ediyoruz. Sadece Petrol Ofisi ihtiyacının onda birini bizden alsa, sıkıntımız olmaz. Bir de diyor ki, piyasada çok ucuz mallar mal. Almanya’nın hurda dediği malları ithal ediyorlar”. Arkasından da ekliyor. “Bizde işçi maliyetleri de çok yüksek.” Oysa son yıllar çalışan işçi sayısını beş yüze düşürmüşlerdi.
Dikkat eder misiniz? Fabrika iki bin kişi çalıştırırken, Almanya kalitesinde mal üretiyor. Almanya kadar bir maliyetle mal üretiyor. Almanya fiyatına eşdeğer bir fiyatla mal satıyor. Fabrika özelleştirme kapsamına alınınca suçlu bulunmuştu. İşçi fazlaydı. Almanya’dan kalitesi olmayan ucuz mal ithal ediliyor. Petrol Ofisi bile ihtiyacının onda birini, Kırıkkale’de üretilen malı almıyor. Anlattıklarımı kimden dinledim. Fabrikanın özelleştirilmesinden önceki müdürünün anlattıkları bunlar.
Yıllar geçti. Fabrika satıldı. 50 milyon dolara. Kim aldı? Fabrikayı Erdemir Gurubu satın aldı. Bu para fabrikanın arsa parasının karşılığı bile değil. Düşünebiliyor musunuz iki bin kişi ile üretim yapılan fabrika, kapalı alanlarıyla, içindeki alet ve mallarıyla sadece elli bin dolara satıldı. Amaç. Fabrika zarar ediyor. Özelleşirse fabrika daha iyi çalışacak. Fabrika kâr ederek çalışacak.
Fabrika satıldıktan sonra, bir açılış töreni yapıldı. Bu toplantıya ben de katıldım. ÇEBOR amblemli güneşlik şapka bile giydim. Açılışta konuşan fabrikanın yeni müdürüdür. Müdür Kırşehirli imiş. Biraz da can kulağıyla dinledim. Müdür diyor ki “Biz fabrikayı satın aldığımızda, fabrikanın yıllık üretimi bin iki yüz ton. Yıllık zararı 4,5 trilyon. Biz bu üretimi on iki bin tona çıkardık. Yıllık kârımız da bir trilyon oldu. Bir yıl sonra üretimi 25 milyon tona çıkaracağız. Kârımız da bir o kadar artacak.”
Yeni genel müdür anlatmaya devam ediyor. “Kurumda iyileştirme, yenileşme, çabalarımızla ve de fabrikada çalışan işçi ve teknik elemanlarının önerileri dikkate alarak üretim yaptık. Piyasa fiyatlarının üçte bir maliyetle üretim yaptık. Ve çok kâr elde ettik. Biz sadece dört milyar dolar yatırım yaptık. Karşılığında on iki milyar dolar kazandık.” Müdür anlatmaya devam ediyor. “Ülkemizin yıllık ihtiyacı yüz elli milyon ton. Yüz bin ton da Orta Doğu ülkelerinin ihtiyacı var. Toplam iki yüz elli milyon ton. İşte bizde planlamamızı yapıyoruz. Kısa zamanda üretimimizi iki yüz elli milyon tona çıkaracağız. Ürettiğimiz malı da aynı yıl içinde satacağız”. Allah. Malların girişini, çıkışını, satışını, çalışacak işçisini, vergisini, para trafiğini, ihracatınızı vs. düşünün.
Sonra ne mi oldu? Erdemir Gurubu fabrikayı çok yüksek fiyatla bir başka guruba sattı. Onlar da fabrikanın kapısına kilit vurdu. Fabrika çalışmıyor. Çalıştırılmıyor. Olanların hepsi 2005 yılı ve sonrası. Kim iktidarda? Onu da mı söyleyeyim. Siz bilin canım.
Gelelim Kırşehir Şeker Fabrikasına. Şeker fabrikamızı özelleştirecekler. İktidarda kim var? Bunlar varken Kırıkkale Çelik Çekme Boru Fabrikasına ne olmuş? Fabrika kapatılmış. Kırşehir Şeker Fabrikası ne olacak? Onu zaman gösterecek. Yaşayarak göreceğiz. Ey Kırşehirli. Üzerinize ölü toprağı mı serpildi? Menderes iktidarına direnerek, Osman Bölükbaşı ve partisine oy veren Kırşehirli, Kırşehir’i, ilçe yaptırma pahasına, iktidara karşı çıkan Kırşehirli neredesiniz? Hele Kırşehir’de belediye başkanlığı ara seçimi yapıldı. Bir tarafta Özal hükümeti var. Bir tarafta yerey yönetimler desteği var. Özal’ın ve hükümetinin tüm baskılarına, sınırsız vaatlerine rağmen, SHP’li Cahit Gürses’İ belediye başkanını seçen siz değil misiniz? Lafı fazla uzatmayım. Kırşehir Şeker fabrikasının satışını durdurma zamanıdır.