Büyük bir devlet olmanın ilk kuralı, nedir?
Söyleyeyim mi? Cevabı;
Sorunun içinde aslında. Kanunlar, yönetmelikler, kurallar; sistemin teminatıdır. Kurallar bir ülkenin temel direğidir. Çünkü kurallar, düzenleyici, insanları rehabilite eden. Devlete güvenini sağlayan en önemli şeydir. Ancak kurallar, toplumun temel direkleri ile bağdaşan adaleti ve devlete güveni tesis eden en değerli olgudur. Ayrıca kuralları en detaylı bir şekilde gözden geçirmeli, eksik aksak yönleri giderilmeli. Uygulama zaaflarını giderip, yeniden düzeni ve devletimize güveni tesis etmelidir.
Gelin sizlere kredi kartı aidatı ve banka komisyonuna ve geri iadesi nasıl oluyor anlatayım. Buna örnek olarak ta benim A bankasından alınmış kredi kartı senelik üye aidatım ve aynı bankadan aldığım kredi komisyonuna ait itirazım olsun. Bakın bu süreç nasıl gelişti ve sonuçlandı; onu anlatayım. Kredi kartı aidatı ve komisyon itirazımı bankadan aldığım belge ile Tüketici hakem heyetine müracaat ettim. Mahkeme sonucunda bir kaç ay sonra bana ödediğim paralar iade edildi. Ama param iade edilmeyebilirdi. Çünkü banka karşı dava açıp o paranın verilmemesine ait hükümde çıkabilirdi de. Peki kanun öyle olmasaydı da, benim aklımdan geçen tarzda çıksaydı nasıl olurdu. O zaman o kanun sayesinde; inanın ne mahkemeler bu kadar davaların içinde boğulurdu ne de insanlar mağduriyetini kısa bir sürede halledebilirlerdi. Benim düşündüğüm kanun metni şöyle desem; ne dersiniz?
Bankadan kredi kartına ait veya bankadan alınan kredi komisyonlarına kişinin bankaya müracaatı halinde, bankalar 15 gün içerisinde kişiye banka defaten (Tek seferde taksitlendirmeden ) öder. Aksi halde kişinin bankaya müracaatı sonucunda kredi kartı aidatı veya kredi komisyonu ücretini alamamışsa. Mahkemeye müracaatı halinde. Hem kişinin alacağını öder. Ve kişinin alacağını ödememesinden dolayı, banka kişinin alacağının 10 katı bedeli adaleti geciktirmekten dolayı cezai müeyyide olarak maliyeye öder.
Yani 100 lira kredi kartı parası ve 1.000 TL. komisyon bedelini ödeyen banka, kişiye 100 TL + 1.000 = 1.100 TL’yi kişiye öderken. Devlete 11.000 TL devlete ödemek zorunda kalır.
Peki o zaman kişi mağdur olur mu? Olmaz tabi ki! Peki devlete ve adalete güven artar mı? Tabi ki artar. İnsanlar devletine güvenmek ister. Dürüst vatandaş yaşadığı problemlere çözüm ister, adalet ister. Devlet önüne çözümü koymasını, devletinin arkasında olmasını ister.
Kanunlar, kurallar insanlara zaman içinde neler kazandırıyor görelim. Yabancı bir ülkede bir arkadaşımın yaşadığı bir olayı anlatayım. Murat halı konusunda uzmanlaşmış bir arkadaşım.
Murat devamlı halı konusunda işlerini yaptığı, Norveçli bir vatandaşın kendisine gelerek; halısında bir sorun olduğunu söylemiş. Murat'ta getir o zaman halını iki saatte bitirir sana geri iade ederim. Deyince: yok olmaz! Sende benimle gel; Norveç'e bir hafta misafirim ol deyince; arkadaşımda kabul etmiş ve Norveç'e gitmiş. Bir gün Murat; Norveçli vatandaş ile arabayla gezerken, bir geyiğe vurmuşlar. Geyiğe vurunca adam hemen geyiği, arabaya yüklemişler. Geyiği büyük bir özenle taşıyarak veterinere götürmüş. Tedavisini yaptırırken başında beklemişler. Daha sonra, oradan çıkıp doğruca polise gidip olayı anlatıp kendisine ceza yazdırmış. Bunun üzerine bizim arkadaş, eğer bizim ülkemizde o geyiğe çarpsaydık. Geyiği arabaya atar bir güzelce yerdik. Polise de haber vermezdik deyince.
Biz bu kuralları kanunları, yaşamımız içindeki dürüstlüğü, siz Türk'leri örnek alarak yaptık. Ancak siz özünüzü kaybetmişsiniz.
Haydi özümüze dönelim.
Özümüz ve sözümüz bir olsun….