Doğanın dengesine dokunmamak lazım. İnsanın olduğu yerde bu dengenin bozulmaması imkansız. Ya ormanı yok eder ya tarlaya bina yapar ya müdahalesiyle biyolojik çeşitliliği kuraklaştırır. Dokunmaması gereken her şeye de dokunuyor insanoğlu. Doğa, bozduğu dengenin bedelini mutlaka ama mutlaka ödetiyor kendisine.
Dünya, savaşların eşiğindeyken ülkenin derdi bitmiş gibi sokak köpekleri oldu gündemimiz. Kediler saldırmıyor diye onların nüfus patlaması gündemde değil. Sitemizde kıyamayıp bakıp beslediğimiz kediler, geometrik olarak artan bir nüfus patlaması yaşıyor.
Çevre siteler dahil bakıp beslediğimiz sokak köpekleri, bize iyi de mekanlarına sahip çıkmak için kime saldıracakları belli olmuyor. Bir mekanı sahiplenmeyen başıboş 8-10’lu çeteler ise birkaç gün, bazen günlerce çevrede terör estiriyor.
YÜZLERCE ÖRNEK VAR
Onlar da yaşama savaşı veriyor, doğa gereği bir günahları yok ancak milyonluk şehirlerde çıkarlarımız çok fena çatışıyor.
Konu, 2012 Mart ayında Ankara Eryaman’da sabah sporuna çıkan 60 yaşındaki İran uyruklu Majid Yahyakhani’nin ulusal çapta haber olan ölümüyle gündeme yeniden gelmişti.
Mart 2014’de Eskişehir’de, her gün beslemeye gittiği köpekler tarafından parçalandı 34 yaşındaki Doktor Erinç Pütün.
2015 Nisan başında Çorum’un Kargı ilçesine bağlı Halılar Köyü’nde, 65 yaşındaki Ünzile Yaman, köpeklerin saldırısı sonucu hayatını kaybetti.
2018 Mayıs’ı ortası, 21 yaşındaki Ömer Faruk Yıldıran, Ankara Yenimahalle Kent-Koop Mahallesi’nde 25 köpeğin saldırısına uğradı ve şans eseri çevredekilerin yardımıyla ölümden döndü. Vücudunda neredeyse ısırılmadık yer kalmamıştı.
Kasım 2023’te yine Ankara’da, Keçiören’de 4. sınıf öğrencisi Tunahan Yılmaz, ölümden döndü sokak köpeklerinin saldırısı sonucu.
Ulusal çapta haber olanlar bunlar. Biraz kurcalayınca yüzlercesi bulunuyor yerel basında.
HAYVAN SEVİYORUZ DA...
Bizim evle berber arası yürüyerek 2 dakika. Bir hayvansever, mama ve su koydu yolumuzun üstündeki sitenin dışına. Önceleri sesi çıkmayan hayvanlar, bize saldırmaya başladı bir süre sonra. Mekanı sahipleniyor, koruyor kendince. Berbere gitmeye korkar olduk.
Uzun bir süre sonra terk ettiler bölgeyi, büyük ihtimal çok şikayet oldu. 50 metre sonra da bir ilkokulumuz var çünkü.
Hasta olup sitemize sığınan iki sokak köpeğini iyileştirdik, sitede sahipsiz baktıklarımız var, kuşlarımıza, kedilerimize, 7-8’i bulan kirpilerimize 30 yıldır bakıyor, besliyoruz. Hayvan seviyoruz da çeteleşmiş sokak köpeklerine çare bulamadık.
NASIL ÇIKACAĞIZ İKİLEMİN İÇİNDEN?
Sahipsiz köpeklerle ilgili bir yasa tasarısı hazırlandı. Hayvanseverler de karşı hamleye geçti. Barınakla çözülecek iş değil; koşulları en iyisinde bile hapis gibi hayvan için, kötüsünü anmıyoruz bile, belediyelere maliyeti ise binlerce insanı besleyecek büyüklükte.
Nasıl çıkabileceğiz bu ikilemin içinden?
Hayvan seviyoruz ama öyle çözüm ve çare önermeden romantik hayvanseverlik de bir çıkar yol olmuyor. Hayvanın hayvanlığını unutup, doğanın dengesini bozunca böyle oluyormuş demek. İyilik yaparken kestirilemeyen bir kötülüğü sarabiliyormuşuz başımıza.
Doğanın dengesini bozmamak gibi, iyiliğin de ayarını kaçırmamak gerekmiş. Milyonluk şehirlerin göbeğinde, parçalanmak da normal değil çünkü.