Türkiye’nin ekonomik gerçekleri, her gün değişen gündemin gölgesinde maalesef görünmez hale geliyor.
Ekim ayında açıklanan resmi verilere göre, enflasyon oranı aylık %3,1; yıllık ise %62,1 olarak belirlendi. Peki, bu tablo neyi ifade ediyor?
Özellikle emekliler ve asgari ücretliler, artan yaşam maliyetleri karşısında ciddi bir geçim savaşı veriyor. Kiraların en düşük 15.000₺ kadar çıkması, 12.500₺ maaşla geçinmeye çalışan bir emekli veya asgari ücretli için neredeyse imkansız bir durum yaratıyor. Yıllık enflasyon oranına göre, yani %62'lik bir kira artışı, 15.000 ₺ olan kira bedelini yaklaşık 24.300 ₺ yükseltiyor.
Bu durumda mevcut gelirleriyle kirasını bile karşılamakta zorlanan vatandaşlar, artan diğer yaşam maliyetleriyle nasıl başa çıkabilir?
Emekliler ve asgari ücretlilerin maaşlarının yeniden düzenlenmesi, acil bir gereklilik haline gelmiştir. Emekli maaşlarının en düşük asgari ücret seviyesine çekilmesi ve asgari ücretin insan onuruna yaraşır bir seviyeye yükseltilmesi şarttır. "Asgari" kelimesi, bir kişinin en az yaşam standardını ifade etmelidir; oysa ki şu anki durum bu standartların çok altında kalmıştır. Halkın talebi açıktır. Emekli maaşı, en az asgari ücret kadar olmalıdır.
Ekonomik krizden çıkış için, halkın bu taleplerine kulak vermek ve maaşlarda yapılacak artışların yanı sıra, yaşam standartlarını da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir gelir düzeyi sağlanmadan, toplumsal huzurun sağlanması zor gözükmektedir.
Gündemin karmaşasında unutulan, ancak göz ardı edilmemesi gereken asıl mesele budur. Halkın geçim mücadelesi ve temel sorunlara dikkat çekmeye devam edeceğim.