Her şey değişiyor siyaset direniyor!

Dursun Erkılıç

Arşiv gezisine çıkınca hem kendimi hem de birilerini ve bir şeyleri buldum!

Ve gördüm ki siyaset denen ‘yaratık’ içine aldığı herkesi kendine benzetiyor ve doğruya ‘doğru’ eğriye ‘eğri’ demekten men ediyor… Deprem acısıyla yanan Türkiye’de sosyal medya paylaşımları ve siyasetçilerin açıklamaları demek istediğime son örnektir.

                                                                      8 MAYIS 2007 SALI

Bu tarihte, o saman ‘İl’ olan bu gazetede yani Anadolu’da çalışıyormuşum ve Türkiye’de siyaset bugünkü gibi baş döndürüyormuş.

Bizim nesil sağ ile sol diye ayrışan siyasete aşinadır. ‘İslamcı’ diye tabir edilen siyaset alanı da yelpazenin sağ’ında yer alırdı.

Öyle gelişmeler yaşanmış ki bana “Sağ’ımızı Sol’umuzu şaşırttınız feleksizler!” dedirtmiş. Bakın neler yaşanıyormuş:

■ DYP ile Anavatan birleşme kararı aldı da siyaset arenasındaki kargaşanın dışına attı kendini…

■ MHP, sonuçlarına katlanacağını gösterdiği bir tavır takındı. Hiçbir parti ile birleşe ya da seçim ittifakı yok. BBP ile SP arasındaki görüşeler ise sürüyor…

■ Genç Parti’nin CHP’ye ilgisi belli ve görüşmeler gizlilik içinde sürüyor.

■ Birleş(e)meyen Sol ise ittifaka yönelmiş durumda. Birleşe birleşe bölünme gibi harika bir formül geliştiren Sol’da CHP lideri Deniz Baykal, “Birleşmeyi teklif ediyoruz, tekliften de öte talep ediyoruz” diyor…

■ DSP lideri Sezer’den yanıt gecikmiyor: Parti kapatmak hariç her türlü iş birliğine varız. Ve Rahşan Ecevit devrede: Bu partiyi biz kurduk, DSP’yi kapatıp Baykal’a teslim olmayız… Karayalçın durur mu: Bizim olmadığımız birlik sol değildir…

■ Politik gelişmelerin Sağ’ını, Sol’unu vatandaşa sordum…

Dün bir araya gelemeyenlerin bugün ne tür ittifaklar içine girdiğini görünce manşetteki cümleyi nakarat haline getirdim!

                                                                           20 HAZİRAN 2007 ÇARŞAMBA

Bezginlik, yılgınlık, karamsarlık yıllarıymış demek ki. Tıpkı bugün! “Ne felaket senaryoları ne de bir başkası; asıl tehlike bu…” deyip “Tavsadık” tespitinde bulunmam, yetmezmiş gibi “Evet, Türkiye’yi tavsattılar” vurgumun sebepleri vardı.

■ Bu; Beyoğlu’nda 50 kişinin ölmesinden de Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmesinden de siyasi istikrarsızlıktan da genel seçimden de cumhurbaşkanı seçiminden de ekonomik sorunlardan da önemli! ÇÜNKÜ...

■ ‘Çünkü’sü karışık, hayat memat meselesi!

Siyaseten ayrışmanın insanları birbirine düşürdüğü, dostların arasını açtığı, kin ve nefret söylemlerinin arttığı bugünlerde, “hayat memat meselesi” geçerliliğini koruyor ne yazık ki. Hem de dünden beter…

Sadece Elazığ ve Malatya’yı değil Türkiye’yi vuran depremde hayatını kaybedenlere rahmet, yaralananlara şifa diliyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.