Gündem Kudüs olunca herkesten duyduğum cümle şu oldu: “hadi, Kudüs’ü yazsana, ne duruyorsun!” işin aslı içim kan ağlarken yazacaklarım ya romantik bir el- Aksa yazısı olurdu ya da birçok yerini noktalayarak geçmek zorunda kalacağım sansür dolu bir isyan yazısı. Oysa benim istediğim ikisi de değildi, bekledim…
Şimdi sırası gelmişken artık bir şeyler yazmalı! Bu süreçte ve bunun gibi birçok zamanda klavye mücahitleri türedi neymiş efendim Kudüs’e gitmek için İsrail’den vize almak caiz değilmiş, ama Kudüs bizimmiş. Sonra vay efendim İsrail oyunuymuş sarı kubbeli yer Kubbetüssahra imiş, Mescid-i Aksa gri kubbeli yermiş İsrail bizi hedeften şaşırtıp başka bir mescidi el- Aksa diye göstermek istiyormuş.
İşin aslı ise şöyle: Mescid-i Aksa 144 dönüm ve o gri kubbeyi de sarı kubbeyi de onun gibi bir çok mescidi de içine alan bir bölge! Şimdi bu kadar bilmezlikle Kudüs’ü savunan bizler şu cümleleri duyar olduk “Doğu Kudüs İslamındır!” Hadi oradan! Yüce yaratan ayeti kerimesinde çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa demiyor muydu? Yoksa o, doğusunu mübarek kıldığımız el-Aksa şeklinde miydi? Daha düne kadar İsrail diye bir oluşum yokken Kudüs’ün tamamı bizim değil miydi? Ne zaman doğu-batı ayırdık da Batısını israiloluşumuna verdik? Salih Turhan’ın deyimiyle “bırakın Kudüs’ü, biz Tel Aviv’i bile israilin başkenti olarak görmüyoruz”
ABD, Kudüs’ü israilin başkenti olarak tanımış bak sen! ABD’yi biz tanımış mıyız? Daha Washington yokken Kudüs vardı. Trump’ın açıklamasının ardından sordular neden böyle oldu? Cevap basit, adam misyonunu tamamladı, bunlar onun seçim vaatleriydi.
Şimdi malumunuz BM, Trump’ın kararını kabul etmedi. Milletçe zafer çığlıkları attık. Kudüs bizimdir bizim kalacak dedik. Böyleyiz zaten anlık cezbeye geliyoruz bir süre sonra geçiyor hepsini unutuyoruz. Bosna Savaşı sırasında Bosna halkı Sırplara galebe çaldığında BM olaya el attı. Dedi ki pis Sırplar siz neden katliam yapıyorsunuz püh size. Sonra döndü Bosna halkına biz onları kınadık, silahlarını bırakacaklar siz de bırakın da hadi barışın gaari. Bosnalı Müslümanlar ne zaman bu çağrıya kulak verip silah bıraktılar, o zaman Sırplar tekrar tüm gücüyle saldırıp halkı katletti.
BM aynı BM. Onun Kudüs kararı bizim gönlümüze su serpmesin! Kudüs bizi diri tutan en büyük dava, rehavete düşmeyelim. Bir de doğu Kudüs bizim demek, batısını vermeye canı gönülden razı gelmek demek! Küdus’ün doğusu, batısı, kuzeyi ve güneyi, toprağının altı ve hava sahası bunların hepsi İslam’ındır. Değil ki batısından vazgeçmek, bir avuç toprağı siyonistin postalına yapışsa o toprak benimdir deyip postalı çıkarıp almak gerek! Yazacaklarımın sonu yokken sözün hitamını bağlamak zor ama son söz olarak gönlümüzdeki Kudüs’ü doğu- batı diye parçalamadan, ümmetin başkenti kabul edeceğimiz günlere tez zamanda ulaşmak duasıyla. Selamette kalın…