Oysa ki İslam ve kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim daha ilk ayetlerinde
“iyyake na’budu ve iyyake nesta’in” buyurmaktadır.
Yani “ancak sana kulluk eder ve ancak senden yardım isteriz” buyurmaktadır.
Yani Müslüman kula kul değil, Allah’a (cc) kul olmalıdır.
Bir Müslüman günde belki yüz sefer tekrar etmiş olduğu ayetin manasından uzak yaşıyor.
“Ancak sana kulluk eder ve ancak senden yardım isteriz” der.
Saltanata, makama, sermayeye ve kula kulluk etmekten de geri durmaz.
Dahası inanan yaratılmışlardan yardım istenmez ve yaratılmışlara kulluk yapılmaz.
Ancak ve ancak Yaradan’a kulluk yapar. Lakin unuttukları bir hakikat vardır.
Dünya hayatı bize göre çok uzun olsa da aslında insan için o kadar kısadır ki.
Bugün önlerinde eğildikleri, şefaat umdukları ölümlü. Makamların süsünde kendilerini kaybedenler unutmasın ölüm yakın.
Makamın tadıyla etrafında dönenlerin rüzgârıyla sarhoş olanlar sizleri bekleyen son yakın.
Yaratılmış kuldan yardım umanlar yardımı Allah’tan bekleyin. Yaratılmışlara secde edip dua edenler secde ve dua Allah’a olandır.
Ölüm bir yok oluş değil, aksine yeni ve ebedî bir hayatın başlangıcıdır. Orada hesap vardır.
Bugün hesap vermem diyenlerin hesap günü çok yakın değil mi?
Kanun koyucuların kanunlarının esamisinin okunmayacağı bir hayat var unutmayınız.
“Kanun benim”, “devlet başkanı benim”, “dünyayı ben yönetirim” diyenler hepsi hesap gününe hazır kabirlerin köşkünde bekliyor.
O hesabın sonunda kitapları sağ taraflarından verilenler sonsuz bir mutluluğa kavuşacaklar, kitapları sol tarafından verilenler de sonsuz bir mutsuzluğa gömüleceklerdir.
Müslümanların Allah (cc) tarafından gönderilen kitaplarında (Kur’an-ı Kerim) daha ilk satırlarında insanlığa bu hesap gününden haber vermekte ve adımlarını zulüm düzenine göre değil hakkın düzenine göre atmaları tavsiye edilmektedir.
Biz buna ahiret inancı diyoruz. Ve bizler ahirete inanıyoruz.
Ama birçokları da Müslüman olduklarını söylemelerine rağmen hesap gününe layıkıyla inanamıyorlar ya da inanmıyorlar.
Yine mukaddes kitabımızın daha başında “onlar ahirete inanırlar ve kendilerine verilen rızıktan infak ederler” diye buyurularak Müslüman için bir tanım getirilmektedir.
Buna göre Müslüman dünya zevklerine kendini kaptırmamalı ve mutlaka kendilerine verilenlerden Allah yolunda harcamalıdır.
Müslüman hesaba inanıyor görünerek hesaba inanmayanlar gibi davranırsa bu durum güzel sonuçlar ortaya çıkarmaz.
O yüzden şunu unutmamamız lazımdır. Bir hesap ve hesap günü var. Dünyada yaşadığımız hayatın faturasını orda ödeyeceğiz.
Yaşamış olduğumuz imtihan sınavının sonucunu orda göreceğiz.