SAĞLIKLI YAŞAMIN MİNİK SIRLAR MAKALE: 140
Alternatif Tıp:
Hipertansiyon belirtisel olarak şu bitkisel ilaçların biri ile kontrol altına alınmaya çalışılır. Yaygın olan tedavi protokolü şöyledir:
-Esansiyel yağ asitleri: linoleik asit, balık yağları, keten tohumu yağı
-CoQ10 – Günde 2 veya 3 kez 50mg
-C Vitamini – Günlük en az 2gr
-Magnezyum –Günlük 400mg
-Potasyum (diüretik olarak) – Günlük 400-3000mg
-Karnitin – Günde 3 kez 500mg
-Pantetin – Günde 2 kez 900mg
-Taurin – Günde 3 kez 500mg
İşte bu tür belirtisel yaklaşımların gerçek testi, ilaçlar bırakıldıktan sonra tansiyonun fırlayıp fırlamayacağıdır. Tabi ki bu yaklaşımların, hipertansiyonu belirtisel olarak kontrol altına almakta başarılı olmadığı vakaların da bulunduğunu unutmamak gerekir. Ayrıca, bazen yüksek tansiyona belirtisel olarak müdahale etmek hastaya zarar da verebilir. Çünkü hipertansiyon bir hastalık değil, başka sıkıntıların sonucunda oluşan klinik bir tablodur.
Prof. Dr. Ahmet Aydın şöyle der: “Esas sorun tansiyonu, kan şekerini, kolesterolü düşürmek değil, bunların nedenlerini ortadan kaldırmak. Hipertansiyon bir hastalık değil, HHA sisteminin uyum sağlamak üzere geliştirdiği, vücudun kendini korurken bir takım zararlara da maruz kaldığı klinik bir tablo. Yani sebep değil bir sonuç. Asıl neden, kasılarak içinde bulunan kanı vücudun organ ve dokularına gönderen atar damarların bir şekilde esnekliğini kaybederek sertleşmesi.… Çok yüksek, 180/110mmHg’nin üzerinde olan, kalıcı, inatçı tansiyonları makul bir seviyeye (180/110mmHg’nin altına) indirmek şartı ile (*) tabii ki ilaç kullanılabilir. Ama kronik hafif orta derece olan tansiyonlarda, tansiyon ilaçları pisliği halının altına süpürmekten başka işe yaramıyor. Çünkü bu ilaçlar altta yatan hastalığı tedavi etmiyor. Üstelik güvenli de değiller. Hipertansiyon ilaçları alan kişilerin %95’inden fazlası genellikle kendilerini kötü hissediyorlar. En hafif ilaçların bile çok sayıda yan etkisi var. Hipertansiyon damarı sertleşmiş bir hastada kanı hayati merkezlere (beyin, böbrek vb.) gönderen bir aracı. Sebebi ortadan kaldırmadan sonucu ortadan kaldırmaya çalışan tedaviler, faydasız olduğu gibi zararlı da olabilirler. Üstelik hiçbir çift kör-plasebo kontrollü çalışmada tansiyonun düşürülmesinin koroner kalp hastalığını önlediği gösterilmemiş. Ama şunu da belirteyim, son yıllarda görsel ve yazılı medyada karşımıza çıkan uzman ve uzman olmayan uzman beslenmecilerin dediği gibi ‘her gün iki diş sarımsak yada iki kaşık zerdeçal yiyin tansiyonunuz normale iner’ gibi söylemler çok doğru değil. Bunlar tedavinin sadece küçücük bir parçası. Tedavi bir bütün olarak görülmezse bu takviyelerin fazla bir yararı olmaz”.
Sağlıklı ve mutlu günler dilerim. Sevgilerimle…