Şehirler taşıyor, büyük kentler nefes aldırmıyor.
İnsanlar iş, aş için metropollere göç ediyor.
Göç veren Anadolu illerinde nüfus kayıpları yaşanıyor.
Büyük kentlerde barınma, oturma alanları artık göklere doğru yükseliyor.
Gök kubbeler her geçen gün çoğalıyor, şehirler tanınmaz oluyor.
Cumhurbaşkanı artık gök kubbeye doğru değil, toprak anaya doğru “yatay mimarı” istiyor.
Çok geç kalınmış bir proje değil mi?
Şehirler bir an önce yatay mimariye geçmeli.
Büyük kentlerde alan darlığında yüksek katlar oluyor fakat küçük illerde aynı projeler uygulanıyor.
Son yıllarda şehir gürültüsünde daralan ve sıkılanlar küçük bir ev yapmak isteyeler.
Tarım arazilerine yöneldiler.
Tarım arazilerini kapan şirketler bu işi birden rantta dönüştürdüler.
Bunun farkına varan hükümet hobi bahçelerini yeniden tarıma kazandırmak için harekete geçti.
Türkiye’nin belirli yerlerinde vatandaşlar dinlenmek ve boş vakitlerini geçirecek bir alana sahip olabilmek için hobi bahçelerine rağbet göstermişti.
Tarım Bakanlığı, Türkiye genelinde arsaların bölünerek satılması ile hobi bahçelerinin oluşturulmaması için arazi satışlarını yasaklaması..
Yasaktan önce tüm Türkiye genelinde vatandaşlar gerek fiyatının gerekse rahatlıkla vakit geçirebileceği bir alana sahip olabilmek için hobi bahçesi satın almak veya kiralamaya gitmiş, yaşanan rağbet karşısında arazi satışları da patlamıştı.
Son anda hobi bahçelerine bakanlık tarafından yasak gelmesi arazi satışlarını bıçak gibi kesti.
Tarım arazilerinin üzerlerindeki hobi bahçesi sahiplerine para cezası uygulamaya ve yıkmaya başladı.
Toprak Koruma Kanunu ve İmar Kanunu’nundaki kararın yürütmesinde verilen cezalar neticesinde; tarım arazileri üzerine hobi bahçeleri kuran mülk sahipleri, ilgili tarım alanlarını eski haline getirecek yeni bir yapılanmaya gidiliyor denmekte.
Türkiye’nin önemli üretim havzalarından olan, bölgelerinin verimli tarım arazilerine “hobi evleri” kurulması tehlikeli hale getiriyor.
Her mevsimde tarıma elverişli alanlar üzerinde yapılan talanlara elbette dur denmeli.
Anadolu’nun bazı ilerinde tarım alanı olarak kullanılan alanlarda yılda tek mahsul alınmakta.
Buralara yapılan küçük hobi evlere izin verilmeli.
Sulak, verimli altın değerinde olan topaklara yönelen hobicilerde engellenmeli.
Ankara’da bir araya gelen ortakların aldığı tarım arazileri üzerinde hobi bahçeleri oluşmaya başlamıştı.
Hobi bahçeleri değil artık her biri birer villa olduğu görülmekte.
Hobi bahçesi amacında çıkmaya ranta dönüşmeye başladığı söyleniyor.
Bugün “eskiden ruhsat alanlara ses çıkmadığından bahseden hobi bahçe sahipleri bize gelince yıkım kararı verenler bir başkalarını neden görmüyorlar” deniyor.
Adalet varsa uygulanacaksa ahbap, çavuş ilişkisi içerinde değil hepsi için geçerli olmalı.
“Birilerine yakın olanlara neden dokunulmuyor” deniyor.
Birilerine yakın olmak adaletten uzak olma hakkını kimseye vermiyor.
Birilerinde referans almak kanunlardan uzak olmak değil.
Adalet zengin, fakir, yoksul, ağa, paşa, bey ayırmaz.
Kanunun adı bu adalet her kişi için aynı seviyede olandır.
Adaleti kaybeden bir toplum yok olmaya mahkûmdur.
“Hobi Bahçeleri'nde kurallara uyan ve sadece üstünü başını değiştirmek için yaptıkları mütevazı barakaları kullanan vatandaşlar ise, "Bizler burada koyulan kurallara sonuna kadar uyuyoruz.
Villaya benzer bina dikmedik.
Ama şimdi bu sorumsuz insanlar nedeniyle bizler de cezalandırılıyoruz” demekteler.
Tarım arazilerine yönelik yapılan hobi bahçe sahipleri devletin ağzında çıkacak en son sözü bekliyor.