Dünya tarihinde çok katliamların yapıldığını biliyoruz: Hâlâ Mezopotamya’da Gutilerle Sümerlerin, Asurların arasındaki katliamda insanlarla birlikte tüm tarihi tapınakların da yok edildiğini biliyoruz.
Fransa’nın 1945’te Cezayirlilere yönelik Sefit katliam ve y Nazilerin 6 milyon Yahudilere Soykırım yaptığını biliyoruz.
Fakat 26 Şubat 1992 26 Şubatta Hocalıda Ermenilerin yapmış olduğu soykırım tarihin hiçbir sefasında bulunmamıştır. Gaddarca, vahşice bir gecede 613 sivil insan İlker yöntemlerle öldürüldü, evleri yakıldı…
Eski Sovyetler Birliği Kuvvetlerine ait 366. Rys Alay’ın desteği ile Ermeni Silahlı Kuvvetleri tarafından ve başlarında Robert Kaçaryan’ın olduğu Ermeni terörist çeteleri saldırı sonucu Hocalıda 613 insan o gece yok edilmiştir. Onların arasında 106 kadın, 63 çocuk, 70 yaşlı insan bulunuyordu. Hocalıda 8 aile bir anda tümüyle yok edildi; 25 çocuk öksüz kaldı, 130 çocuk velilerinden birini kaybetti. 487 kişi – bunlardan 76’sı çocuk, yaralandı. 150 kişinin kaderi hâlâ da belli değildir. 1275 esir alındı. Hocalı kenti dünya haritasından ebedi olarak silindi.
RUSLAR ERMENİSTAN’I SAVUNUYOR
Garabağ’da Rus Ordusu ve askerleri duruyordu, biz onlarla savaşamayız. Ruslar onlara siper olmuştur, bunu hepimiz biliyoruz.
Hocalıdaki vahim soykırım olayını, tarihi katliamı Ermeni şovenizminin bütün ayrıntılarıyla kaleme alan Ermeni katı Siyonist yazar, (kendisi “Interpol” tarafından kırmızı bülten ile hâlâ da aranmaktadır) “Büyük Ermenistan” ideolojisinin mimarı ve olmayan Soykırım teorisinin de usta “oyuncusu”, ırkçı, kendisi de Doktor, Zori Balayan 1996 yılında Ermeni dilinde yayınlanmış olduğu “Ruhumuzun Canlanması” adlı kitabında, Hocalıdaki Soykırımı büyük soğukkanlılıkla ve gaddarcasına yapıldığını kendi gözleriyle görmüş ve şöyle anlatır:
TÜRKLERİN DERİSİNİ SOYDULAR
“Biz çete üyesi Haçaturla zabt edilmiş evlerden birisine girdiğimizde bizim askerlerin 13 yaşında bir Türk çocuğunu pencereye çivilediklerini gördük. Haçatur çocuğun bağırmaması için anasının kesilmiş göğsünü onun ağzına soktu. Sonra ben bu Türk çocuğa onun babalarının bizim çocuklara yaptıklarını yaptım. Onun karnının, başının, göğsünün derisini soydum. Saatime baktım. Çocuk 7 dakika sonra kan kaybından yaşamını yitirdi. Sonra Haçatur çocuğun cesedini parçalara ayırdı… Akşam aynı şeyi 3 Türk çocuğuna daha yaptık. Kendi halkımın intikamının % 1’ini aldığım için ruhum mutlulukla dolmuştu”. Bu satırları İnternet sitesinde okuduğumuzda Ermeniler bir daha tarihin en gaddar, saldırgan, vahşi toplum olduklarını tüm dünyaya göstermiş oldular. Büyük Rus yazarı Aleksandr Puşkin, hâlâ 250 yıl önce haklı olarak şöyle yazmıştır:
“Sen korkaksın, sen kölesin, sen hainsin, çünkü sen Ermenisin”. Dünyanın neresinde oluyor ise olsun, hangi milletten oluyor ise olsun, bir çocuğa bu vahşeti yapan her kim ise bu millet vahşidir, kuduzlaşmış köpektir. Çünkü çocuğa yapılan, insani dışı bir olaydır; bunu insan olan kimse yapamaz.
KANIT-TARİHİ BELGELERDE
Ünlü Rus seyyahı, bilim adamı Vasil Veliçko, yazmış olduğu “Kafkas” kitabında (baskı San Petersburg 1904, çok değerli tarihi belgelere dayalı kıymetli eserdir ve 10 yıldır kapı-kapı dolaşıyorum ki bu kitabı çeviriyim, sahiplenen bulunamıyor) bir Fransız seyyahı grat de Şöle’nin sözlerini hatırladır:
“Onlara güvenim yoktur, hep dolap çeviriyorlar, ikiyüzlüler, sahtekâr ve şeytan gibiler”.
Alman bilim adamı Alfred Kört’ye yazmış olduğu “Anadolu Günlüğü” eserinde şöyle der:
“İç Anadolu’da yabancılar Türkleri severler, onlara değer veriyorlar. Yunanlıları hiç sevmezler, Ermenilere ise nefret ederler, insan gibi kabul etmezler…”.
BATILI DEVLETLER DOLAP ÇEVİRİYORLAR
1897 yılında Fransa’nın Türkiye sefiri Kambon yazıyor ki, İngiltere Türkiye Ermenilerini kışkırtıyor, olaylar çıkarıyor.
1894 yılı Ekimin 5-de Fransız Konsolosluğu Paris’teki şefine şöyle mektup yazıyor:
“Tiflis’teki olayları Londra düzenliyor. Ermeniler kendileri Türklere ve Kürtlere saldırıyor ki, olaylar tırmansın, katliamlar yaşansın”.
Ve son olarak Genelkurmay ATAŞE Başkanlığınca yayımlanan “Gördüklerim, Yaşadıklarım” adlı anı kitabında, birinci Dünya Savaşı sırasında, 1917 yılı sonları ile 1918 yılı ilk aylarında, Erzurum’da 2. Ermeni-Rus Kale Topçu Alay Komutanlığı yapan Rus Yarbay Tverdohlebov’un el yazısıyla tuttuğu günlükteki notlarına yer veriyor. Kitap İngilizce, Fransızca ve Rusça basılmıştır. Orada Ermenilerin Erzincan’da Türklere yapmış olduğu katliamın iki başlığını aynen sizlere aktarıyorum:
RUS YARBAYININ GÜNLÜĞÜNDE SOYKIRIM
“800’den fazla silahsız sivil Türk öldürülmüştür. Öldürülenlerin kendilerini korumak için karşı koyarlarken yalnızca bir Ermeni ölmüş. İnsanları koyun gibi kesmişler. Tutsak edip ölüme mahkûm ettikleri insanlara kendi elleriyle büyük çukurlar açtırmışlar. Bu çukurların başına insanları gruplar halinde götürmüşler ve hayvan boğazlar gibi kestikten sonra çukurlara doldurmuşlar. Çukur başındaki bir Ermeni arsız-arsız çukurdaki cesetleri sayarak, “Burası 80 kişi mi oldu? Bir 10 kişi daha alır! Bir 10 daha kes” deyince, on kişi daha kesip çukura atmışlar ve üstünü toprakla kapatmışlar. Bu Ermeni müteahit, sırt eğlence olsun diye bir binadan Türklerin teker-teker çıkmalarını emretmiş. Dışarıya çıkanların kafalarını keserek, böylece yaklaşık 80 kadar insanı katletmiş”.
“Erzincan’dan Erzurum’a ricat eden Ermeni sürüsü, yollarının üzerine, önlerine çıkan tüm Müslüman nüfusu katletmişlerdi. Lojistik destek hatlarından çekilen, muharebe teçhizatına dâhil toplar üstü kapalı at arabalarında naklediliyordu. At arabalarını, işlerini itina ile yapan liralık, sivil, silahsız Kürtler idare ediliyordu. Erzurum’a yaklaştıkça Ermeni kaçaklar ve askerler mola yerlerinde bu Kürtleri öldürmeye başladılar. Katliamlar hayvani bir şekilde yapılıyordu”.
“Ermeniler canlı bir Türk Kadınını duvarın önünde çarmıha germişler. Göksünü yarıp kalbini çıkarıp başının üstüne çivilemişler”.
TÜRKLERE YAPILAN SOYKIRIMIN BELGELERİ
Elimdeki belgelerde Ermeni cellâtlarının Türklere Soykırım yaptığına dair kanıtlar çoktur. Onlardan birkaç örneği sizlere ilettim. Fakat Ermenilerin tarih boyunca Türklere yapmış oldukları Soykırımı Hıristiyan dünyası ve dünya devletleri ne yazık ki tanımak istemiyor. Ermeniler olmayan bir Soykırımı dünyanın 31 ülkesinde Meclis kararına bağlamışlarıdır. Onlar 100 milyondan fazla kitap basmışlardır, tarihi gerçekleri tahrif ediyorlar. Müslümanlar yer kıtamızda nüfuz çoğunluğunu teşkil etseler bile Türklere yapılan Soykırımla ilgili çalışmalar yeterince yapamıyorlar. Haklı olduğumuzu Dünyaya tanıtamıyoruz. Bu da bizim eksikliğimizdir. Birleşemiyoruz, birlikte hareket edemiyoruz ve Türkiye Türk Dünyasında öncü role yükselmekte geç kalıyor.
Düşüncelerimi Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Sayın İlham Aliyev’in Almanya, Fransa’ya ve pek çok dış ülkelere olan seferlerinde söylemiş olduğu uyarı ile ifade etmek isterim. Sayın Cumhurbaşkanımız şöyle demiştir: “Biz diyalogla, barışla, hukuk çerçevesinde Garabağ probleminin hallinin taraftarıyız. Ama artık sabrımız aşıp taşıyor. Eğer Ermeniler karşılarında Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerini görmek istemiyorlar ise, topraklarımızdan çekilip gitsinler. Ben Garabağ’a dünyanın en modern kanunları ile üst düzeyde otonomi vermeye hazırım. Bunu iyi düşünsünler. O zaman iki ülke arasında sağlam diyalog da kurula bilir ve ilişkilerimiz yeniden şekillenecektir. Aksi halde bizim başka alternatiflerimiz de vardır”.
Devamı var…