ASALA’nın kurucusu başında Mikoyan olmuştur
İşte bu zevat her beş yılda Politbüro’da yeni fitneler, fesatlar uydurmuştur. İlk önce Ermenistan adında kukla devletini bu adam kurdurmuştur. Daha sonra cellat Stalin’in de onayını alarak Azerbaycan’ın bin yıllarca dede-baba topraklarından parsel-parsel kopararak Türklerin topraklarında Ermenistan arazisini genişletmiştir. Ermeni ırkından olanları Kremline yerleştirmiş, bütün Sovyet Bakanlıklarında uç görevlere dek yükseltmiştir. Kısacası Ermenileri Moskova, Leningrad’ın üst kademelerinde, İç İçleri, Dış İşleri, Savunma, KGB gibi üst görevlerine atamıştır. Türk düşmanı Anastas Mikoyan, Türkiye’ye karşı Fransa’da ASALA terör örgütüne bizzat maddi yardımlar yapmıştır.
Ama A. Mikoyan’ın en önemli görevi, topraklarımızın işgali ve Ermenilere peşkeş edilmesi ile tanınıyor. Bu zevatın ilişkileri sayesinde ölümünden sonra XXII. yüzyılda bile Azerbaycan’daki iktidar boşluğundan faydalanarak Garabağ’ı ve Azerbaycan topraklarının beşte birini işgal etmişlerdir. Bir milyon dan fazla soydaşlarımız evlerinden topraklarından kovuldular ve öldürüldüler.
Doğru, devletimiz, Cumhurbaşkanımız, Sayın İlham Aliyev devamlı kaçkın ve göçkünlerin yaşamlarıyla yakından ilgileniyor, onlar için kasabalar, evler inşa ediliyor, devletten maaş alıyorlar. Fakat, yirmi beş yıldır topraklarımızın beşte biri işgal altında. Dünya bu acı katliamı görüyor ve susuyor. Tarihte en saf millet, hoşgörü ve sevgi dolu Türklere karşı kıyam ve sert tavır vardır. Bizler ne yaptık? Bunun idrak edemiyorum.
BM’NİN 4 KARARINA ERMENİLER UYMUYORLAR
Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Sayın ilham Aliyev, dünya devletlerini dolaşıyor, her gittiği ülkelerde Garabağ sorununu, Hocalı katliamını dile getiriyor ve dünya devletlerinin de desteğini alıyordur.
Fakat Ermenistan, Rusya ve Batı devletlerinden güç alıyordur ki, dünyanın dev ülkelerini bile dikkate almıyor. Ermenistan, dünya devletleri içerisinde işgalci devlet olarak tanınıyor ve ülkesinde açlık, rezalet, ölümler yaşanmakta ve ülkeden gidenlerin sayı her gün çoğalıyor. Ermenistan filen boşalıyor ve sefalet içindedir. Işık yok, gaz yok, su bile yoktur. Bütün bu nimetleri daha önceleri Azerbaycan devleti, hoşgörü sergileyerek, iyi komşu ülke gibi Ermenistan’a parasız veriyordu. Besle kargayı, oysun gözünü….
Dehşet verici bir olay yakınlarda basına sızmıştır: Ermenistan, Türkiye’den Güneye dağılan PKK terör destelerini Garabağ’a yerleştirmeye başlamıştır. Pek çoğunu Ermenistan vatandaşı yapmış ve ateşin kökünü dede baba topraklarımıza yerleştiriyor ki bu çok korkulu ve vahim olaydır. Ta Osmanlı’dan başlayan düşmancılık, Naziler zamanında Adolf Hitlerin safhasında devam etmiş ve Sovyetlerin çöküşüyle günümüze dek vahşileşerek, hainleşerek devam etmektedir.
Ermenilerin Azerbaycan topraklarında yapmış oldukları soykırımla ilgili belgeler ve kitaplar son yıllarda yayılmağa başlamıştır. Haydar Aliyev Vakfının Başkanı, UNESCO’NUN İyi Niyetli Sefiri, Milletvekili, Sayın Mehriban Aliyeva’nın teşebbüsü ile Hocalı soykırımı ile bağlı renkli broşürler, kitaplar ve haritalar İngilizce, Fransızca, Rusça, Türkçe basılarak dünya devletlerinde yayılmıştır. Bu kitapçıklarda renkli resimler, ölmüş, mermiyle başı, vücutları dağıtılmış insanların, kadın ve ihtiyarların, çocukların, derisi soyulmuş gençlerin, tecavüz edilmiş yeniyetme çocukların resimleri yer alıyor. Olayların 26 Şubat 1992 yıl, gece vaktiyle yapıldığı belgelenmiştir.
HOCALIDA VAHŞİCE KATLİAM YAPILMIŞTIR
Evet, soykırımın dünyada tanımı, bir ırkın temizlenmesi demektir. Bunu biz değil, BM almış olduğu kararına göre söylüyorum. Bir ırkın Almanya’da, Naziler tarafından temizlenmesi sonucunda 6 milyon Yahudi insanı, Almanlar tarafından öldürülmüş, yakılmıştır. Bu tarihi bir gerçektir ve Almanya Federal Devleti bundan dolayı dünya Yahudilerinden özür dilemiş oldu ve büyük miktarda İsrail’e para ödedi (45 milyar dolar).
Şimdi Bakü’de, Haydar Aliyev Vakfının bastığı ve dünya ülkelerine dağıttığı kitaplardaki tarihi gerçekleri Soykırım olarak nitelememiz ve BM Teşkilatına yazılı şekilde iletmemiz gerekmektedir. Ermeniler, katliamı Anadolu illerinden başladığı ise başka bir tarihi gerçektir. Baltalarla, çeşitli ilkel vasıtalarla milyonlarla Türk insanımızı Kars’ta, Kahramanmaraş’ta, Erzurum’da, Iğdır’da, Erzincan’da ve başka illerde toplu mezarlarda milyonlarla Türk insanını katletmiştir. Gazetedeki resimlere bakınız, iç acısı resimlere; çocuklar, yaşlılar, sivil insanlar nasıl da katledilmişler; bunları sanki vahşi hayvan yapmıştır; Nazilerin yaptıklarından farkı hiç yoktur Ermeni cellâtları sadece öldürmüyorlardı, onlar bin türlü işkencelerle sağ insanlar üzerinde deneyler yapmışlardır; tıpkı Nazilerin yaptıklarını tekrar etmişlerdir. Canlı kadının kalbini bıçakla açıyor, kalbini çıkarıyor, ucu sivri ağacın üzerine sancıyor; 12 yaşında genç erkeğin derisini diri diri soyuyor, 7, 10 dakika sonra gencin öldüğünü tespit ediyor ve not ediyorlar ve bütün bu vahşilikleri ise kitaplara öykü olarak yazıyor Ermeni yazarı Zori Balayan’ın kitabında. Kendisi İnternet sitesinde savaş muhabiri olarak Garabağ savaşlarında iştirak etmiş, bu olayları kendi gözleriyle gördüğünü soğukkanlılıkla yazıyordur. Hamile kadının karnını yarıyor, canlı-canlı minicik bebeğin başını kesip, annesinin gözleri önünde kesik başlarla futbol oynuyorlar. Bütün bu olayları kendi öykülerinde, hikâye olarak yazıyor, Z. Balayan.
AZERBAYCAN TÜRKLERİ, MERT, CESUR, ŞEREFLİ TÜRKLERDİR
Çünkü bu vahşiliği, gaddarlığı yapan Ermenilere yüz yıllar boyunca parasız petrol, gaz ve su vermiş bir halktır Azerbaycan Türkleri. Şimdi soruyorum: hangi tarihte Türkler, aynı yöntemle toplu halde insanları öldürmüşler? Yahut ta, hangi tarihte, Azerbaycan Türkleri, başka ırktan olan insanlara böyle vahşiliği yapmıştır? Zaten Azerbaycan devleti tarih boyunca hiç bir komşu devletin toprağına, malına tecavüz etmemiştir. Tam tersi Ermenilere topraklarına davet etmiş, onlara toprak vermiş, ev dikmelerine bile yardımda bulunmuşlardır. Çünkü Türk insanı mert, samimi, dürüst, misafirperver, saygılı olmuşlardır. Kafkas’ta Gürcülerle sırt-sırta yaşıyoruz, hiçbir zaman sorun yaşanmamıştır. Kardeşçe, dost olmuşuz. Bu gün de kardeş gibi yaşıyoruz.
Kuzey Kafkas’ta Çerkezler, Çeçenler, Avarlar Kabardin Balkarlar, Asetiya ve İnkuşetiya Özerk Cumhuriyeti vardır. Daha nice-nice Topluluklar vardır ki, Bakü’ye vatanları gibi giriyor, alış verişlerini yapıyor, geri dönüyorlar. Bakü’de Özbekler de, Türkmenler, Kazaklar, Kırgızlar, Ruslar, Yahudiler huzur içinde yaşıyorlar, kendi vatanları olarak geliyor ve gidiyorlar. 550 bine yakın Rus vatandaşları Azerbaycan’da bizler gibi yaşıyor ve okulları, Üniversiteleri bile vardır. Azerbaycan, beynelmilel (uygar) ülkedir. 40 bine yakın Ermeni yaşıyor Azerbaycan’da. Devletimiz bizim kadar onları da koruyordur. Bizler kadar hukukları vardır, Üniversitelerde Rus Dili ve Edebiyatı Fakülteleri bile vardır. Aramızda sorun yoktur. Zaten Azerbaycan halkı dünyada barışçıl, saf ve cesur millet olarak tanınıyor. Rus yazarları, dünya seyyahlarının onlarca elimde kitapları vardır, orada Azerbaycan Türkleri hakkında övgüler yazılmıştır. Biz çok uluslu devlet gibi dünyada tanınırız.
Yakınlarda Bakü’de Rusya Devlet Üniversitesinin Bakü’de Şubesi açılmıştır. 1990’da cellât Gorbaçov’un emri ile Rus Ordusu Bakü’ye girişinde, bizim safhamızda Ruslara karşı Bakü’deki Ruslar da savaştılar. Garabağ’da helak olan Rus askerleri Şehitler Hıyabanında mezarları vardır.
Dünyada tek bir devlet mevcuttur ki, kendi ırkından başka ırklar topraklarında yaşamıyor, oda Ermenistan kukla devletidir. Şimdi yorumu siz değerli okurlara bırakıyorum.
Ermeniler dünyada, özellikle Kafkas’ta tek kalmış, köşeye sıkışmış, vahim durumdalar. Onların geleceği hiç de parlak değildir. Siyasiler orada yaşayan suçsuz insanları da köle yapmışlar. Her ikinci Ermeni cellât gibi eğitilmiş, yetiştirilmiştir, katil gibi davranırlar. Asker çocukları öldürülüyor ve ya intihar ediyorlar. Bu günkü Ermeni siyasileri hainler, acımasızlar, kendi çocuklarını öldürüyorlar, insanlar aç ve sahipsizler.
Tanrı, Ermenilere akıl versin.
Tanrı, Azerbaycan Türklerini korusun.
Tanrı, Dünya Türklerini korusun!
Amin!