Dünyanın değişik bölgelerinde 4000 yıldan beri yetiştirilen Hünnap (Zizyphus jujuba Mill.); Doğu Akdeniz'den başlayarak, Güney ve Doğu Asya'ya, Çin, Kore ve Japonya'ya kadar uzanan geniş bir alana yayılır. Ülkemizde ise daha çok Güneybatı Anadolu'da deniz kenarından başlayarak 1500 metreye kadar yayılır. Daha çok kireççe zengin, drenajı iyi, derin toprakları tercih eder. Bölgelere göre değişmekle beraber haziran ayı başlarında çiçek açtığı için ilkbahar geç donlarından etkilenmemektedir. Ancak sonbaharda hasada geldiğinden sonbahar erken donları ve soğukları zarar verebilmektedir. Hünnap, Ünnap, Hinnap, İnnap, Çiğde, Kuran İğdesi gibi yerel isimleri bulunan şifalı bir bitkidir. Dikenli dallarıyla kolayca tanınabilen Hünnap 4-5 metre kadar büyüyebilir. İlkbaharda sapsarı çiçekler açar, meyveleri ise sonbahara doğru olgunlaşır. Genelde taze olarak tüketilir ancak kurutulup kışın da tüketilebilmektedir. Çay şeklinde hazırlanarak içilebildiği gibi reçeli de yapılabilir. Yapılan bir bilimsel çalışmada Hünnap çayının ateşi düşürdüğü, ağrı ve stresi azalttığı, zihinsel yorgunluk, fiziksel güçsüzlük ve uykusuzluk durumlarında etkili olduğu belirlenmiştir. Hünnap meyvesi kalsiyum, fosfor, demir, potasyum, brom, rubidyum ve lantan elementleri bakımından zengindir. Kemikleri güçlendirir. Düşük kalorisi ve yüksek protein miktarı sayesinde beslenme ihtiyaçlarını karşılar. Öğün aralarında atıştırmalık olarak tüketilebilir. Bu sayede yemeklerde az yemeyi sağlar. İçeriğindeki A ve C vitaminleri, organik bileşikler, antioksidanlar sayesinde vücudu hastalıklara karşı korur. Ciltteki kırışıklıkların ve yara izlerinin kapanmasına yardım eder. İçeriğindeki potasyum sayesinde kan basıncını dengeler. İyi bir antioksidan kaynağıdır. Bitkinin farklı organlarında farklı oranlarda yararlı maddeler bulunmaktadır. Antioksidan miktarı en fazla yaprakta, fenolik madde miktarı çiçeklerde, flavonoid madde miktarı yapraklarda ve C vitamini de kabukta en fazla bulunmaktadır. Arap hekimlerince göğüs yumuşatıcı, balgam söktürücü, öksürük kesici, müshil ve kan temizleyici olarak kullanılagelmiştir. Anadolu'nun çeşitli yörelerinde şeker hastalığına karşı da kullanıldığı görülür. Hünnap bitkisinin Antalya ve Amasya bölgesinde fidanı üretilmektedir ancak bu fidanlar aşılı değildir. Aşılı fidan satışı yoktur. Denizli Çivril başta olmak üzere, Kütahya, Çanakkale ve Amasya gibi illerde kapama hünnap bahçeleri kurulmakta ve üretim her geçen gün artmaktadır. Tazesinin fiyatı 7 TL ile 10 TL arasında değişmektedir. Kurusu ise 25 TL ile 40 TL arasında satılmaktadır. Üretimle tüketim doğru orantılı artmazsa yapılan tarımsal faaliyetin sürdürülebilirliği de ortadan kalkmaktadır. Bazı bölgelerimizde hünnap hiç tanınmamakta ve tüketilmemektedir. Üretilen ürün sadece birkaç ilde pazarlanabilmektedir. Hastalık ve zararlısı olmadığı için tarımsal ilaç kullanmadan yetiştirilebilen insan beslenmesi ve sağlığı açısından yeri doldurulamayacak kadar önemli olan bu meyvenin mutlaka tanıtımı yapılarak halkımızın beslenme programına sunulmalıdır. Hünnap konusunda Üniversite ve Araştırma enstitülerinde yapılan bilimsel çalışma sayısı yok denecek kadar azdır. Yetiştirme teknikleri konusunda bilimsel araştırmalar yapılarak üreticiler bilgilendirilmelidir. Hünnapla ilgili birlik veya dernek gibi sivil toplum örgütlenmesi hayata geçirilmelidir. Hünnap üreticileri ve Bakanlığımız el ele vererek, bu günün ve yarının sağlıklı nesillerini yetiştirmek amacıyla, hünnapın günlük çerez gibi tüketilen bir meyve haline gelmesi için çalışmalar yapmaları gerektiğine inanıyorum.