İfade özgürlüğü ne kadar güzel bir şey değil mi sevgili Anadolu Gazetesi okurları? Fikirlerimizi özgürce ve rahatça beyan etmemiz ne güzel bir şey. Ama bu kime göre neye göre derseniz orada uzun uzun düşünmemiz gerekiyor.
Son günlerde Türkiye gündemini meşgul eden bir konu var Türkiye Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı üzerinden yeni bir algı operasyonu devam ediyor. Neymiş efendim ifade özgürlüğünü kullandı fikirlerini söyledi.
Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Türk askerini suçlayarak kimsayal silah kullanıp teröristleri öldürdü diyerek alenen iftira atıp Mehmetçiğimizi töhmet altında bıraktı.
Bu olayın üzerinden birkaç gün geçtikten sonra Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla gözaltına alındı. Vay sen misin bu Mehmetçiğimize iftira atan kadını gözaltına alan, vay sen misin bu kadını ifadeye çağıran.
Haklısınız bize özgürlük o kadar fazla geliyor ki askerine iftira atabiliyorsun değil mi? Düşünün bir hekim üstelik temsil ettiği grup doktorlar. Hangi doktor Mehmetçiği için bu ifadeleri kullanıp onu katliam yapmakla suçlayabilir?
Hiç şaşırmadım Şebnem Korur Fincancı’yı sahip çıkanları. Çünkü bu kadına sahip çıkanlar zaten ülkesinden yana, askerinden, polisinden yana olamayanlar elbette Mehmetçiğe iftira atanların yanında olacaktır. Bunda şaşılacak bir şey görmüyorum doğrusunu söylemek gerekirse.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kimyasal silah kullanmakla suçlayan TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın evinde yapılan arama sonunda kalaşnikof mermisi, tabanca mermisi ve örgütsel el kitabı çıktı.
Bunlar CHP'li Canan Kaftancıoğlu, bugün gözaltına alınan Türk Tabipler Birliği Başkan Fincancı'nın evinden çıkan mermilerle alakalı açıklama yaparak Fincancı'yı savundu. Kaftancıoğlu, "Adli tıpçının evinde kemik, başkasına ait kıl, tüy, kesici-delici alet ve ateşli silah materyalleriyle karşılaşabilirsiniz. Korkmayın onlar sizin iyiliğiniz içindir." dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kimyasal silah kullanmakla suçlayan TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın evinde yapılan aramada kalaşnikof mermisi, tabanca mermisi ve örgütsel el kitabı çıktı.
Vay efendim bir hekimi nasıl gözaltına alırsınız diyerek ilk tepki kimden geldi dersiniz? CHP İstanbul İl Başkanı malum kişi Canan Kaftancıoğlu’ndan. Şaşırdık mı hayır. Beklediğimiz bir durumda tam da kendisine yakışır şekilde.
Hanımefendi twitter üzerinden bir açıklama yaparak Fincancı'ya destek verdi Kaftancıoğlu Fincancı'nın evinden çıkan mermilerin normal olduğunu dile getirip, “Sevgili emniyet mensupları bir Adli Tıpçının evinde, iş yerinde arama yaparsanız eğer ayı haricinde (adli olaya karışmışsa o da olabilir:) kemik, başkasına ait kıl, tüy, kesici-delici alet ve ateşli silah materyalleriyle karşılaşabilirsiniz Korkmayın onlar sizin iyiliğiniz içindir”…
Haklısın Sayın Kaftancıoğlu bizim iyiliğimiz için. Demek fırsat bulsanız ülkesinden, askerinden ve polisinden yana olanların iyiliği için her türlü iyiliği düşünüyorsunuz ne güzel… Sonra sizin lideriniz kalkıp helalleşmekten bahsediyor.
Kaftancıoğlu’nun ardından neredeyse bütün marjinal ne kadar muhalif, ne kadar CHP’li varsa hemen hemen hepsi Fincancı’nın yanında olup ona destek mesajları verdiler. Askerine iftira atanların yanında olanlara bakıyorsunuz gerçekten üzülüyorsunuz ve kızıyorsunuz.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi milletvekilleri ne acı bir durum ki Mehmetçiğine iftira atan bir insanın yanında olup ona destek veriyorlar gel de üzülme, gel de kızma, gel de bunlara saygı duy.
Benim demem o ki hangi ülkede bir tabipler birliği başkanı çıksın desin ki benim ülkemin askeri teröristlerle mücadele ederken kimyasal silah kullandı deyip ifade özgürlüğümü kullandım diyebilir.
Hani özgürlükler ülkesi Amerika diyorsunuz ya. Hadi orada bir tabipler birliği başkanı çıksın desin ki Amerika, DEAŞ ile mücadele ederken onları kimyasal silahla öldürdü. İnanın sizi orada bir dakika görevde tutmadıkları gibi sorgusuz sualsiz kodese tıkarlar.
İşte bizde bu kadar fazla ifade özgürlüğü var bilmem anlatabildim mi? Bizdeki ifade özgürlüğü karşısındakine nefret kin kusmak, devletine, askerine ve polisine saldırmak ve onu itibarsızlaştırmaya çalışmak. Onlar ancak bunu ifade özgürlüğü olarak görüyor ki asıl acı olan tarafı bu.