İnsanın düşmanı şeytan   

Bahattin Demiray

Yüce Yaratıcımız: (Çünkü şeytan, insan için apaçık bir düşmandır. (Yusuf Suresi, 5) ) Bizim düşmanımızı olduğunu dediği halde ve 24 saat bu sinsi ve aldatıcı düşmanla olup da beş vakit namaz onunla mücadelede yeterli kılar mı? Bir de saatlerce şeytanın sevdiği hoşumuza giden yapılarla da olarak (Şeytanın fiilleri olan; şarkı sözlerinde şirkler, futbol, filmler, her türlü  oyunlar, siyaset, boş laf ve ahirete getirisi olmayan Ahlaksızlık v.s. filler ve malayanilikler) günümüzde Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin “Kardeşim, ben şeyh değilim, imamım. İmam Gazali, İmam Rabbani gibi, imamım. Zaman tarikat zamanı değil, imanı kurtarmak zamanıdır.”

Ruhun eğitimi, ıslahı ve yücelmesi şu yollarla kâbil olmaktadır:

a) İbadet ve zikrullah ile;

b) İlm-i hakîkî yolu ile;

c) Allah korkusu ile.

Bedenî ibadetleri îfa ve Mevlâ'yı zikretmek; sahibinin kemâline zemin hazırlar. Bu vazifeler, kişinin kötülük yapmasına set çeker.

Vücut, gıdasını temiz şeylerden alamadığı ve hayatı tehlikeye düştüğü zaman leş yemek suretiyle olsa bile, hayatını devam ettirmek ister.

Ruhun gıdası olan zikir (Allah'ı anma ve hatırlama), terk edilecek olursa, çırpınan ruh gıdasız kalmış; vücut, nefsânî arzuların tesiri altına girmiş olur.

Evlenmeye gücü yetmeyen genç kimselere Peygamberimizin tavsiyesi oruç tutmak olmuştur. Zira oruç ile, behimî arzular gemlenir ve pek çok kötülükler önlenebilir.

Sûre-i Ankebut'ta namazın insanı akla ve dine aykırı hareketlerden alıkoyacağı haber verilmiş bulunmaktadır. Namaz ve oruç her türlü kötülükten alıkoymuyorsa neye yaradı namaz ve oruç?

İbadet yolu ile insan, İslâm'ın emrettiği doğru hat üzerinde yürümüş olur.

İlm-i hakîkî sahibi olanlar, bir çok hataları, ilim nuruyla görür ve neticesi felaket olan şeylerden kendisini korur.

İlm-i hakîkî, iyiliğe âmil olan ve fiile bilgidir. Zira ilim, gaye için bir vasıtadır. Gayeye hizmette kullanılmayan ilim, hakîkî değil, sûrî bir bilgidir.

Allah korkusu; insanın ağzına kilit olup fenâ söz konuşturmaz.

O havf-i yezdan, göze perde olur harama baktırmaz.

O ilâhî haşyet, mü'minin eline kelepçe olur da ziyana uzattırmaz.

Bu mehâfet-i sübhânî, gönüllerde volkan olur mücrimi, vicdânî azablar içinde yakar, kıvrandırır ve gözyaşlarını sele çevirir.

Bunun içindir ki Efendimiz "hikmetin başı Allah korkusudur" buyurmuştur.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.