İnsanlar ve insanımsılar

Dursun Erkılıç

Bendenizin “insan değil insanımsılar” dediği tipler, türler yine çarpıcı hadise ve haberlerle gündemde…

Hayat bu kadar ucuz olmamalı! Hayatının baharında biri yolda yürürken ya da durakta otobüs beklerken, hayatını suça adamış biri veya birilerince öldürülmemeli… Bunlar aklı başında herkes adına dile getirilmiş temenniler elbette ama hayat öyle değil ne yazık ki…

SUÇ MAKİNELERİ ARAMIZDA…

23 yaşındasınız, İstanbul Teknik Üniversitesi mezunusunuz, elektrik mühendisisiniz, kendinize yeni bir hayat kurma telaşındasınız, İstanbul’un göbeğinde arkadaşlarınızla metro istasyonundasınız ve birileri gelip para istiyor. ‘Yok’ diyorsunuz, çekiyor bıçağı. Bulaşmak, dalaşmak yerine kaçıp hem kurtulmak hem de bir hadise yaşanmasına engel olmak istiyorsunuz ama siz kaçarken gözü dönmüş katiller sizi ve arkadaşınızı defalarca bıçaklıyor ve ölüyorsunuz…

Garip ama gerçek!

Sizi öldürenler kim?

Tam bir suç makinesi ve cezaevinden ‘izinli’ çıkmış iki gaspçı…

Haberi herkes gibi yakından takip ettim.

Herkes gibi ben de ‘böyle tipler izinli olarak nasıl dışarıya salınır’ isyanı içindeyken, (her şey kamera görüntüleriyle sabit olduğu için zanlılar demiyorum) cezaevi arkadaşı katiller, ‘yasal haklarını’ kullanmışlar!

Hale bakın… Cinayeti işleyenlerden biri hırsızlık, yaralama, uyuşturucu, tehdit ve gasp suçlarından 15 farklı kaydı varmış ve son olarak 2014 yılında ‘tehdit ve gasp’ suçundan tutuklanarak cezaevine girdikten sonra, 2016 yılında Kırklareli Açık Cezaevine gönderilmiş.

Sonra ne mi olmuş?

Cezaevindeki ‘iyi hali’ nedeniyle 2 Eylül’de ailesinin yanına izne çıkmış!

Güler misin, ağlar mısın?

Diğeri ise yaralama, uyuşturucu, gasp, polise mukavemet suçlarından toplam 10 kaydı bulunan bir ‘seri suçlu’! Cezasını tamamlamış, tahliye olmuş ve cezaevi arkadaşı ile bu alçak cinayete imza atmış…

‘İyi de kardeşim nasıl oluyor da sokağa salınıyor bunlar’ diyen çıkabilir. Dedim ya her şey yasal!

Neymiş? Bu tür suçlardan hüküm giymiş biri koşullu salıverilmelerine 5 yıl veya daha az süre kala açık cezaevine geçme hakkına sahipmiş ve böylelikle özel izinle dışarı çıkıp serbestçe dolaşabilme imkanına kavuşuyormuş. ‘mış’, muş’ da ne olacak şimdi toprağa verilen bu gencecik hayatın sona erişi?

Yazık, çok yazık…

***

İNSANLIK ÖLMÜŞ, AĞLAYANI YOK!

Yukarıdaki olayın can yakan, moral bozan sıkıntısı içindeyken, “Dünyada 40 milyon insan köleleştirildi” başlıklı haber ilişti gözüme…

Sıradan bir haber değil. Kaynak, Birleşmiş Milletler.

BM Özel Raportörü Urmila Bhoola, BM’nin Cenevre Ofisinde yapılan İnsan Hakları Konseyi’nin 42’nci oturumuna ‘modern köleliğe’ dair hazırlamış olduğu raporu sunmuş

Bhoola, dünyada 40 milyondan fazla insanın köleleştirildiğini ve kurbanların dörtte birinin çocuk olduğunu söylüyor.

Haberdeki bir ayrıntı ise ezber bozuyor!

Buna göre, dünya genelindeki modern kölelerin yarısından fazlası Asya Pasifik'te yaşarken, Afrika bu hususta ikinci sıradaymış…

Kurbanların dörte birinin çocuk olması ise insanlık adına utanç verici bir durum…

Kölelik suç mu? Suç!

Dünya genelinde yasak mı? Yasak!

Buna rağmen yaygın olması ve önüne geçilemiyor olması kapitalizmin doymaz gözü ve emperyalizmin bitmek bilmez sömürü ve işgal iştahı…

Haberde bir ‘dip not’ gibi yer alan şu bilgiler ne demek istediğimi anlatıyor:

“İngiltere’nin batısındaki liman kenti Bristol Afrika kaynaklı köle ticaretinde oynadığı merkezi rolle biliniyor. Kayıtlara göre 1698-1807 yılları arasında 2 bin 108 gemi ile Afrika’dan Karayipler’e köle ticareti yapıldı. İngiltere’de kölelik 1834’te yasaklandı.”

Eşref-i mahlukun hali bu işte
Kimi şerefsizmiş aslı bu işte
Ayırmalı temiz nesli bu işte
Acı yan hepsine insan denmesi

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.