İnsanlık saygıyı yitirdi

Zafer Çam

Toplum olarak hoşgörüyü, saygıyı, sevgiyi yitirdik. Hısımca değil, hasımca yaşar olduk. Azgın boğalar gibi burnumuzda soluyoruz. Her an saldıracak, dövecek, sövecek birilerini arıyoruz.

Nefretimiz, şiddetimiz her zaman hoşgörümüzün ve sevgimizin önüne geçiyor. Her an patlamaya hazır, kavgacı, dövüşçü, küfürbaz bir millet olduk.

İnsanlar olarak sevgiyi, hoş görüyü kaybediyoruz. Etrafımıza nefret tohumlarını ekiyoruz. Çevremizdeki ve etrafımızdaki insanlara kin güdüyoruz.  

Son yıllarda maalesef toplum olarak birbirimize karşı sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü ve tahammülü yitirir olduk. 

En ufak bir meselede kavgaya tutuşarak, hemen silaha veya bıçağa sarılıyoruz. Her gün gazetelerde ve televizyonlarda, cinayet haberlerini takip ediyoruz. Hoş görüyü, sevgiyi, yitirmiş, insanlık dışı yaratıklar, her an aramızda geziyor.

Aslında hoşgörü, insanların birbirine olan saygı ve sevgisini, olumsuz şartlar altında dahi koruyabilmesi, gerekli durumlarda karşısındaki kişinin yaptığı hataları görmezden gelebilmesi olarak ifade edilmektedir. 

Bugün içinde bulunduğumuz koşullar itibariyle yaşanan sinir harbi içerisinde kimi zaman isteyerek kimi zaman ise istemeden insanlar birbirlerine sert tepki verebilmektedir.

İnsanların yaşadığı bu hoşnutsuzluğun en net görüldüğü yerlerden, resmi daireler, bankalar, trafik, çarşı, pazar toplu taşıma kuyrukları, hayatın içinde her an patlamaya hazır bomba gibiyiz. 

Son yıllarda ülke genelinde kavga dövüş arttı. Yaşadığımız şehirlerde insanlar arsında saygı, sevgi, büyük, küçük kalmadı.

Şehirlerde sokak çeteleri çoğalıyor. Mafyacılığa özene gençlerin sayısı artıyor. Gün geçmiyor gençler arasında kavgaları sosyal medyada görüyoruz.

Düşüne biliyor musunuz iki gurup karın keyfini çıkarıyor kartopu atışları birden silahlı çatışmaya dönüşüyor altı yaralı.

Sen bana nasıl yan bakarsın, kız arkadaşıma neden söz edersin diye sokak ortalarında kavgalar görülüyor.

Öğretmenin bana kızdı diye öğretmen darp ediliyor. Babaya, anneye ve yaşlılara karşı geçlerin sevgisi, hoş görüsü değil nefreti artıyor. Annelerini, babalarını öldüren geçler çoğalıyor.

Hastane köşelerinde her gün bir sağlık personeli dövülüyor ya da bıçaklanıyor. Sokak ortasında bıçaklı, nacaklı, baltalı, sopalı, tabancalı kavgalar kırıla gidiyor.

İktidar ve muhalefet partileri arasında kıyasıya söz düellosu sürüyor, kendi aralarında saygı sevgi yok en çirkin sözler kullanılabiliyor, halkın meclisinde bazen yumruklar konuşuyor. 

Siyasiler insanları kutuplaştırmaktan, ötekileştirmekten, milleti birbirine düşürmekten başka işleri yok..

Sevgisiz, saygısız, hoşgörüsüz toplum nereye gidiyor dersiniz. Trafik de insanlar hepten hoşgörüyü yitirdi. Trafikte insanlarımız bir anda hoş görüyü yitiriyor tabancalı, bıçaklı ölümcül kavgacı oluyor.

İnsanların özellikle çarpık kentleşmiş şehirlerde yaşayan kişilerin sürekli karşılaştığı problemler, artan hoşnutsuzluk ile birleştiğinde büyük bir patlamaya neden olmakta, kimi zaman can ve mal kaybı ile sonuçlanan istenmeyen olaylar yaşanmaktadır.

Bugün, insanların yaşadığı ekonomik buhranlarda dahi en büyük patlamanın toplum içerisinde yaşandığı görülmektedir. 

Hayatın her alanında hoşgörüyü, saygıyı kaybetmiş bir nesil üretiyoruz. Halk olarak her an patlamaya hazır bir durumdayız. Hükümetler gençliğe Allah’ı unuturdular şimdi nefret tohumlarını üretiyorlar.

Allah sevgisini yitiren her insan, zaman la bir savaş makinesine dönüşüyor. Önüne geleni yok ediyor. İnsana saygı "Yaratılanı Severim Yaratandan ötürü" sevgisi toplumuzda yok oluyor.

Millet olarak yaratılmışları yaratandan ötürü sevme kültürünü yitirmekteyiz. Bunun sonu hoş değil dostlar….