İnternet; kullanıcıların ne gibi gereksinimlerini karşılamaktadır? Onları daha çok internette zaman geçirmeye iten nedenler nelerdir? İnternet bağımlığının gelişmesine hangi etkenler öne çıkmaktadır? Bu bağımlılığa yol açan psikolojik ve sosyolojik etkenler var mıdır? Bütün bu sorulara cevap verebilmek için aşağıdaki etkenlere göz atmak yararlı olacaktır.
Kişilik Özelliği:
İnternet her bireyi aynı şekilde etkilemez. Her bireyin amaçları ve gereksinimleri farklılıklar içerir. Bir birey için ihtiyaç olan bir şey, bir başka bir birey için, ihtiyaç olmayabilir. Bazı bireylerin kişilik özellikleri; internet kullanımına sosyal açıdan daha yatkın olabilmektedir. Örneğin; sosyal açıdan dışlanmış ve savunmasız kişiler için, gündelik yaşamda sosyal ilişki kurmak görece daha zordur. Bu yapıdaki kişilerin, sosyal ilişiklerini sanal ortamda kurma ve bu ilişkileri sürdürme çabası, onları kompülsif ( saplantılı) internet kullanımı için daha da savunmasız hale getirebilmektedir. (Ögel,2012)
Yine içedönük, duygusal dengesi değişken ve uyumlu olmayan ergenler, kişiler arası ilişkilerde daha az başarılıdırlar. Bundan dolayı sosyal çevreleri yok gibidir. Kendilerini daha çok yalnız hissederler. Bu tür ergenler yalnız kalmayı önlemek için, sanal dünyadaki ilişkilere yönelebilir. Bu yönelme sonucu, sanal dünya da kendisine önemli bir sosyal yaşam alanı açabilir. Bu durum onun internete daha çok bağlanmasının önünü açarken, yalnızlık duygularını da gidermiş olur. Dışadönük, iletişim becerileri gelişmiş, sorumluluk duyguları güçlü ergenler, sosyal yaşamlarını daha güçlü bir şekilde kurabilmekte ve geliştirebilmektedirler. Bundan dolayı; bu tür kişilikler sosyalleşme aracı olarak interneti, fazla kullanma gereksinimi duymayabilmektedir. (Ögel,2012)
Haz Almak:
İnternet pasif değil aktif bir eğlencedir. Bütün kontrol kişidedir. İstediği zaman alır ve verir. Tıklar ve yönlendirir. Kontrol duygusu bireye her zaman keyif vermiştir. Kontrol duygusu, her zaman bireye güvende olma hissi uyandırır. Televizyonda ise birey pasif bir eğlence yaşanmaktadır. Ne varsa onu izlemek zorundasındır. Kontrol kendisinde değildir.
Evrimsel psikolojiye göre, birey her zaman acıdan kaçınır, hazza yönelir. Haz sağlayan davranışlar beynimizde ödül hormonları salgılanmasını sağlar. (dopamin gibi) Kısaca, “beynimiz ödülle çalışır.” Sürekli ödül beynimiz için bir “havuç” tur. Beynimiz bu havucun peşinde, düşünmeden koşar durur. İnternet oyununda her zaman bir ödül vardır. İnternette ödül boldur. Kişi kazandıkça bir “level” atlar.
Bir “ilaç” olarak internet:
İnternet bağımlıları internette elde ettikleri başarıyı gerçek bir başarı hikâyesi gibi görmektedirler. Bu elde ettikleri, zihinsel haz duygusunu tekrar tekrar yaşabilmek adına, bu bağımlık içeren davranışlarını devam ettirmektedirler. Örneğin; alkolik birinin stresli anlarında daha çok alkol alarak stresle baş etmeye çalışması gibi bir durum. Aynı şekilde internet bağımlıları da, zihinsel gerginliklerden ve yaşadıkları karmaşık durumlardan kurtulmak ya da bastırmak için internete yönelebilmektedirler. Bir nevi ruh halini düzeltme aracı olarak, interneti ilaç niyetine kullanarak psikolojik kaçış ve bastırma çabası denilebilir. Bazen de internet bağımlıları hayatlarında yüzleşmekten korktukları pek şeyden kaçmak için internet kullanımına yönelebilmektedirler. (Örneğin: mutsuz evlilikler, iş stresi, depresyon, ekonomik sıkıntılar, sosyal yalnızlık ve kaygı durumlarında) Bütün bu yaşanan sorunlar ve korkular bireyleri internet kullanımına daha da çok hapsedebilmektedir.
İlişki Kurma:
İnternet kişilerin ait olma ve ilişki kurma ihtiyacını karşılayabilen önemli bir araçtır. Bilgisayar aracılığı ile uzun süre iletişim kurulan ve etkileşimde bulunan kişiler arasında “sosyal destek” ağı oluşur. Kişilerin sanal ortamda ortak vakit geçirme süresi arttıkça, duygusal destek sağlama ve destek görme ihtiyacı karşılanmış olur. Ayrıca bu durum, yeni ortak dostları da bir araya getirmeye başlar. Sonuç olarak; bu alanın genişlemesiyle birlikte, internetin kullanım alanı ve internete ayrılan süre de artmış olur. Özellikle ailesi ile ilişkisi zayıf olan çocuk bilgisayara yönelir. Çünkü oyunlarda ilişki ihtiyacını karşılar(Bolat,2016; Ögel, 2017).
Sorunlu internet kullanmanın nedenlerinde birisi de, sanal ortamda gerçekleşen iletişimin “anonimliği” dir. Özellikle sosyal kaygılara sahip bireyler için, internet aracılığı ile iletişim kurmak, daha güvenli bir alan olabilmektedir. Çünkü bu alandaki yapılan tüm etkinliklerin, kim tarafında nasıl yapıldığının bir anlamı ve önemi yoktur. Kişiler ön planda değildir. Yine sanal ortamda yapılan iletişimin “herkesin etkileşimine” açık olması, bu alanı çekici kılar. Her zaman çevrimiçi kişilerin orada olduğunu bilmek, kişiye yalnız olmadığı duygusunu verir. İstediğiniz zaman o kişilerle iletişim kurabilir, etkileşime geçebilirsiniz. Televizyonda böyle bir olanak yoktur. (Ögel. 2017)
Arkadaş Ortamı:
Diğer madde bağımlılıklarında olduğu gibi internet bağımlılığında da; arkadaş ortamına uymak ve merak duygusu etkili olmaktadır. Pek çok genç, arkadaş aracılığı ile internetle tanışabilmekte ve bağımlılık gelişebilmektedir.(Can,2007) Çünkü bireyin arkadaşlarının çoğu internette ya oyun oynamakta veya sohbet odalarında görüşmektedir. Yine arkadaş ortamından dışlanmamak ve onlar tarafından kabul görmek için internete yönelebilmektedirler. (Ögel. 2017).
Başarı ve Hâkimiyet:
İnternetin kişilerin başarı ve hâkimiyet ihtiyaçlarını karşılama kapasitesi de vardır. Herkesin öğrenmeye, başarmaya, çevresini kontrol altına almaya ve bu başarılarıyla özgüvenini artırmaya ihtiyacı vardır. Edimsel koşullanma teorisi, en etkili öğrenmenin, küçük başarıların hemen ödüllendirmesiyle sağlanabileceğini ortaya koyar. Gerçek hayatta gelişim ihtiyacını karşılamayan çocuk bilgisayara yönelir. Çünkü oyunlarda seviye atlayarak gelişim ihtiyacını karşılamış olur (Bolat,2016).
Bilgisayarların bu kadar bağımlılık yapmalarının nedeni; ödüllendirmenin hızlı ve verimli çalışmasıdır. Yine internet ortamında pek çok bilinmeyen ve çözülemeyen sorunlarla karşılaşırsınız. Bunları aşmak için sürekli değişik varyasyonları denersiniz ve sonunda başarırsınız. Bu başarma duygusu ve kontrol edebilme hissi, bireyi daha çok güdeleyerek interneti daha çok kullanmaya sevk eder. Kişiye daha büyük işlerin üstesinde gelebilme cesareti ve gücü kazandırır. İnternet başında geçen süre arttıkça uzmanlığı artar. Bu da bireyde “her şey parmaklarımın ucunda, ben her şeyi kontrol edebilirim, pek çok şeyi değiştirebilirim” özgüvenin oluşmasına yol açar. Bunun sonucunda birey, büyülü bir şekilde internet dünyasında kendini kaybeder. (Ögel. 2017)
Can Sıkıntısı:
Kişinin yaşadığı çevreden duygusal destek alamaması sonucu, duysal yoksunluk yaşaması, arkadaş ortamından dışlanması, yetersiz sosyal alanın olmaması ve destek görmemesi; can sıkıntısı yaşamasına yol açar. Buna benzer durumlarla karşılaşan bireylerin, can sıkıntısından kurtulmak için, internete yönelmesi ve internetin çekiciliğine kapılması daha kolay olabilmektedir. Sonucunda da can sıkıntısından kurtulmak isteği ile internette yönelen kişi, internette daha çok zaman geçirmeye başlamaktadır (Ögel. 2017).