Meşhur bir söz vardır. “İnsanların güvenini kaybetmektense, paramı kaybetmeyi tercih ederim.”
Gerçekten çok doğru ve çok güzel bir sözdür bu.
Kaybedilen para tekrar yerine konulur. Ancak kaybedilen güven, bir daha yerine konulamaz.
Dürüst, güvenilir ve sözüne sadık bir esnaf, bir ticaret erbabı ve iş insanı işte böyle düşünür ve hayatını “her şeyden önce güven” üzerine inşa eder.
Gel gör ki, günümüzde iş ahlakı neredeyse kalmadı.
Esnafı, tüccarı, iş insanı, tesisatçısı, bakkalı ve ustası ne varda, hepsi, “para, para, para” üzerine işlerini inşa etmekteler.
İşlerini “güven temelinde yapmamaktalar.”
Maalesef, ustalara, esnafa ve ticaret erbabına güven kalmadı.
Nerede kaldı “güven”?
Evet, güven soru işareti olarak akıllarda kaldı.
“Kapitalizmde ahlaklı kalmak mümkün mü?”
Paranın her şey sayıldığı kapitalizmde ahlaklı olmak ve dürüstlük önemli midir?
Kapitalizmin alışveriş çılgınlığına kapılanlar, “nereden bulursan bul, harca, nerede olursan ol, tüket” mantığına sahip olanlar, hayatlarının temeline maddiyatı aldıklarında, iş ahlakı ve meslek etiği lafta kalıyor.
Meslek etiği, belirli bir meslek grubunun mensuplarına belli kuralları yerine getirmeleri ve belli davranışları göstermeleri, belirli davranışlardan kaçınmaları için içsel zorlama, kişisel eğilimleri sınırlamaya, iyi, güzel ve doğru davranmaya zorlayan kurallar ve standartlardan oluşur.
Meslek etiği, bu standart ve kurallara uymayan ve yetersizlik ve ilkesizlik içinde olan üyeleri meslekten dışlayan yaptırımlar içerir.
Ayrıca, mesleki rekabeti düzenler ve hizmet ideallerini korumayı hedefler.
Şimdilerde meslek ahlakı ve iş etiği desek de, bunun temeli bizim kültürümüzde ve ecdadımızın “ahilik” anlayışında mevcuttur.”
Günümüzde de bazı meslek odaları sözde “ahilik” üzerine konuşurlar, hatta “Ahilik Haftası” falan-filan etkinlikler düzenlerler. Ancak, hiç kimse şunu sormaz, “kapitalizmle ahilik hiç birbiriyle uyumlu mudur?” Elbette uyumlu değildir.
Ahilik nedir? Bunu herkesin öğrenmekten çok, idrak etmesi şarttır. Arapça “kardeşim” mânasındaki “ahi” kelimesinden ya da Türkçe’deki “akı” yani “cömert” sözcüğünden türetilmiştir. Ahilik tasavvufta önemli bir yer tutar. Ahi teşkilatları İslam’ın yayılmasında çok önemli bir görev üstlenmiştir. Çünkü dürüstlüğü, ahlakı, adaleti, doğruluğu, ihsanı, cömertliği ve benzeri güzellikleri bünyesinde bulundurduğu için dışarıdan gözlemleyenler için de etkileyici özelliklerinden dolayı İslam’ı seçmede çok mühim bir rol oynamıştır.
İş ahlakının kalmadığını başıma gelen iki olay ile anlatarak yazıma son veriyorum.
1-Evi taşıyacağım. Bir taşıma firmasıyla görüştük. Evdeki eşyaları görmek üzere eve geldiler. Bir fiyat verip filanca gün gelip taşıyacağız dediler. O gün erken saatlerde geldiler. “Geçen gün eve geldiklerinde eşyaların bu kadar çok olduğunu görmediklerini ve anlaştıkları fiyatla bu eşyaları taşıyamayacaklarını” söylediler. Sabahın erken vakti ve eşyaları evin içine yığmışız, o saatte nasıl tekrar bir firma buluruz gibi düşünceler içindeyiz? Şimdi ne yapacağız? O esnafın yaptığı adamı darda avlamaktır. Ve ahlâksızlıktır.
2-Başka bir yaşanmış hadise. Cep telefonu cihazımız bozulmuş. Yaptırmak için tamircisine bırakmışız. Sonradan öğreniyorsunuz ki, bataryalar orijinal değil. Muhtemelen tamircide orijinal bataryalar alınmış ve Çin malı batarya takılmış.
Kişi öncelikle kendisine ve mesleğine saygı duymalıdır. Kendisine saygısı olmayan kişiden iş ahlakı beklenmez.
Allah bu topluma ve bu Millete, iş ahlakı ve dürüst esnaf, dürüst iş insanı, dürüst meslek erbabı, dürüst ticaret sahipleri nasip eylesin. Amin.