Siyasal, dinsel ve/veya ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere; resmî, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanımını ifade eden terimin adı terördür.
İslamiyet, her türlü terör, zulüm ve ihaneti yasaklar; her türlü anarşiye, bozgunculuğa şiddetle karşı çıkar. İslam dini, adaleti tesis etmek, azgın nefislerin tahakküm ve istibdadını kırmak ve insan vicdanını itidal haline getirmek için son din olarak gelmiştir. Bugün dünya gündemine baktığımızda çoğu kez akademik altyapıya sahip olup uluslararası arenada diplomasi çalışmalarında yer alan, bazen çok uluslu şirketlerin yardım kuruluşu, bazen de çok büyük ulusal ve uluslararası basın gruplarının elit müdavimleri arasında köşe kapıp entelektüel akım içinde yer alan bir kitle kontrolör grubu var.
Genel olarak sivil toplum çalışmalarının aranan simalar içerisinde bulunan bu kitle kontrolörleri kendi inanç hususundaki sosyolojik ve patolojik sorunları çözemediklerinden zihinlerindeki hastalıklı düşüncelerle bölge, ülke ve kıta bazında olmakla birlikte dünya genelinde terörün ideolojik oluşumunu bir salgı gibi coğrafyaya yaymaktadırlar. Bu eğitimli ve deneyimli kitle kontrolörleri;
Toplum psikolojisinde sevgi duygusunu zedeleyip nefret duygusunu inşa ederler.
En önemli erdem olan sükûnet ve sabır duygusunu yok edip kin duygusunu inşa ederler.
Ruhun derinliklerindeki kardeşlik duygusunu zedeleyip öfke duygusunu inşa ederler.
Örfi paylaşma ve bölüşme duygusunu yok edip kıskançlık duygusunu inşa ederler.
Rıza içerisinde süren barış duygusunu yok ederek düşmanlık duygusunu inşa ederler.
Terörün ideolojik oluşumunu sağladıktan sonra elde ettiği insan ve kitle düşünce gücünde psikolojik ve psikiyatrik erozyonlarla zedelenen sosyolojik dokuyu tahrip ederek onarılmaz bir hale sevk edip sömürerek bölge, ülke, coğrafya veya hedef gördüğü kitle üzerine gizli operasyonlar icra ederek;
- Yalnızca kendilerininim kontrol ettiği dengeli kaos oluştururlar.
· Sahip oldukları medya ve reklam gücünü kullanarak gündem değiştirirler.
· İdeolojik eylemler ve kara propaganda ile insanlar üzerinde korku teorisi uygularlar.
· Devlet ve millet arasındaki bağları zedeleyerek cesaret kırılmasını oluştururlar.
· Toplum genelinde yalnızlık duygusu ile kaybetme korkusu aşılarlar.
· Yaşanılan hadiseleri psikolojik hamlelerle yansıtıp intikam duygusu canlandırır.
- Çıkar odaklı hedef gösterip süreci sorgulamaksızın talan edip güç kırılması yaptırırlar.
Bu yasadışı zararlı faaliyetler ve örgütsel operasyonlar ile hedef ülkede;
- Medeniyetleri hedef almak
· İslam dini hedef alınmak
· Devletin güvenliği sarsmak
· Milletin selameti bozmak
- Ülkemin bütünlüğü zedelemek
Eylemleri ile yıkıcı ve yıpratıcı çalışmalar icra ettirmektedirler.
Kitle kontrolörleri, Taşeron terör örgütlerine dünya ülkelerinin gizli servislerinden hedef ülke ve bölgelerde eylem ve kara propaganda ihaleleri almaktadır. Bu zararlı faaliyetler üzerinden;
- Uyuşturucu kaçakçılığından istifade etmek
· Silah kaçakçılığından istifade etmek
· Organ kaçakçılığımdan istifade etmek
· Tarihi eser kaçakçılığımdan istifade etmek
· Kalpazanlık faaliyetlerinden istifade etmek
· Fuhuş ve kumar faaliyetlerinden istifade etmek
- Dilencilerden istifade etmek
Yukarıda belirtilen zararlı faaliyetlerin işletilmesi hususunda aktif olup bu alanlardan çok büyük bütçede gelir elde edip örgütsel yaşamın devamlılığını temin etmek istemektedirler.
Buradan anlaşıldığı üzere terör ideolojisi, insan ruhunda ve sinir sistemindeki sıhhat dengesini sarsarak bozulan psikolojik dengelerle inşa edilen hastalıklı vizyon tanımlamaları içerisinde yabancı istihbarat merkezli casusluk ağı ve acem oyunlarının sergilendiği yıkıcı ve bölücü eylemlerin merkezi haline gelmiştir. Bugün dünya konjonktürünü gözlemlediğimizde EL KAİDE, DEAŞ, PKK ve uzantıları, HAŞTIŞABİ, FETÖ vb. terör örgütleri İslam dinine leke sürerek İSLAMOFOBİ algısını inşa etmektedirler. Böylelikle gerçek İslam yara alarak uluslararası arenada zararlıymış gibi anımsatılarak toplumun algısının zedelenmesi ve düşünce değişikliği içerisine sevk ederek manevi değerlerde oluşturulan boşluk ile milli değerlerin etkisiz kılınması hedeflenmektedir.
30 yılı aşkın bir süredir PKK ve uzantıları, son olarak 15 Temmuz 2016’da FETÖ/ PDY ile ülkemizin yaşadığı kaos bunun açık bir örneğidir. Olağanüstü durumlar için olağanüstü önlemler alınarak terörle mücadelede yeni bir milli strateji vizyonu içerisinde kalıcı ve başarılar elde eden milli ve manevi plan ve programlar inşa edilecektir. Terörü var eden ana unsur düşüncesizliktir. Düşünmeyi sağlayan unsur insanoğlunun ruhunda taşıdığı inanç ve manevi değerlerdir. Bu manevi değerlerin merkezi Kuran- ı Kerim ve sünnettir. Eğer ülke olarak milletinin sahip olduğu inanç ve manevi değerleri sahih bir şekilde koruyup topluma arz etmeyi sağlarsak terörle mücadelede en büyük başarı elde edilmiş olunur.
Bu güzel değerleri inşa etmek için sosyolojik ve psikolojik açıdan konuyu ele almak adına genç nesillere kuran eğitimini küçük yaşlarda aşılamak ve sahih olan bilgiler ile yaşam sürmeleri için milli eğitim sistemi, milli sosyal politikalar sistemi, Diyanet İşleri Başkanlığı din eğitimi ve Kuran-ı Kerim hafızlık eğitim sistemi ve Diyanet İşleri Başkanlığı halkla ilişkiler çalışmalarında yeni bir konsept ve yeni bir vizyon ile daha aktif olunması sağlanmalıdır.