Ne yazıktır ki bizim dışta değil, içimizdeki hainler çoktur, diyorum. Biz Türkler tarih boyunca dünya halklarına kötülük yapmadık. Kocaman Osmanlı İmparatorluğu elinde tuttuğu 32 devletin insanlarına barış, özgür hakları getirmiş, yıllarca onların hak ve özgürlüklerini korumuştur, tüm olanakları onlara da tanımıştır. Çocuklarını askere almamış, ayrıca bu azınlıkları vergilerden muaf tutmuştur. Bu azınlıklardan biri de Yahudiler olmuştur. Bu gün devletleri olsa bile Osmanlı İmparatorluğuna borçlular. Neden mi dersiniz? Açıklıyorum.
YAHUDİLER İSPANYA’DAN NEDEN KOVULDULAR?
XVI. yy. İspanya Devleti bir karar alıyor. Ülkesinde meskûnlaşan bütün Yahudileri topraklarından kovuyor. “Hadi ülkemizin topraklarından çıkın gidin”, diyor. Dünyanın hiçbir devleti Yahudilere kucak açmadı o yıllarda. Her halde ne “zat” olduklarını bildikleri için mi, ya da “baş belası” olduklarına göre mi, bilmem? Gerçek şu ki, dünyadaki hiçbir devlet, hiç bir halk bu zavallıları kabul etmek istemedi. Nokta. Bu tarihi bir gerçektir.
Dünyada hayırseverliği, mertliği, kahramanlıklarıyla tanınan Osmanlı İmparatorluğu barış elini “zavallı” Yahudilere geniş açmış, onları ezeli Türk topraklarına davet etmiştir. Ayrıca Yahudi ve Ermeni çocuklarını askere almıyor, azınlıklar, diye; onları vergiden de muaf tutuyor. Burada nokta koyuyor ve şimdiki Başbakan Netanyahu’ya soruyorum; bu tarihi gerçeği neden unutuyorsunuz, söyler misiniz, Benyamin Netanyahu? (21 Ekim 1949'da Tel Aviv'de Zila ve Benzion Netanyahu çiftinin oğlu olarak dünyaya geldi). Soruyorum sizden, siz ey dik kafalı, iyiliği anlamayan zat, eğer Osmanlı Hanedanı siz Yahudileri, XVI. yy. İspanya’dan Türk topraklarına davet etmiş olmasaydı, nereye gidecektiniz, söyler misiniz? Hiçbir ülke, hiçbir halk, kendi topraklarında sizleri görmek istemiyordu, anlıyor musunuz yoksun zekâlı? Olsa-olsa sizleri, Okyanusa iteceklerdi ve siz Yahudi ırkı (tarihten bilinen İbraniler), ebediyen tarih sayfalarından silinecektiniz. Tarihten silinmeyesiniz diye, Osmanlı Hanedanı zavallı Yahudileri ana vatanımıza, Türk topraklarına davet etmiştir. Ayrıca size yurt, toprak iskân vermiştir, sizi adam bilmiş ve tüm olanakları açmıştır yüzünüze. Siz Yahudiler Türk topraklarında çoğaldınız, ticaret yaptınız, sayemizde zengin oldunuz ve saire. Şimdi bu tarihi gerçeği dünyada hemen-hemen her halk biliyor. Öyle ise neden kalkmış Osmanlı evlatlarına kafa tutuyorsunuz?
YAHUDİ LEJYONU DA OSMANLIYI ARKADAN SALDIRMIŞTIR
Dünya devleti olan Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı, Sayın Tayyip Erdoğan’a dil uzatıyorsunuz? Siz ne tez tarihi unutuyorsunuz? Kafanız mı bozuldu? Neden nankörlük yapıyorsunuz? Siz şimdi kaç milyonsunuz? Biz Türkler, Dünyada toplam 500 milyonuz. Siz bu davranışınız ile bütün Türkleri rencide ediyorsunuz. Bunu anlıyor musunuz? Sizde anlayacak kafa olsaydı bu nankörlüğü yapamazdınız. Çünkü benim epey Yahudi dostlarım vardır ve ne diyorlar biliyor musunuz? Diyorlar ki, Netanyahu kafasını yemiştir ve ülkesinde nüfuzu da kalmadı. Çünkü ne yaptığını, ne konuştuğunu bilmiyor bu adam. Atalar doğru demiş: “Besle Kargayı, oysun gözünü”. Başka bir gerçeği de söylemeden geçemem. İlk Yahudi Lejyonu İngilizlerin yardımıyla İngiltere’de yaratılmıştır. Ve Osmanlıyı arkadan vuranlar arasında ilk Yahudi Lejyonu da vardı. Öten yazılarımda bu tarihi gerçekleri, Osmanlı İmparatorluğunun çöküşüne sebep olan ülkeler hakkında geniş yazmışım. Ayrıca İngilizlerin yarattıkları ilk Yahudi Lejyonu hakkında ayrıntılı yazmışım. Tekrar etmek istemem, fakat şunu söylemek isterim: İngilizlerden tek istediğiniz Osmanlı topraklarında kendinize devlet kurmak isteği olmuştur. Fakat dünya Emperyalizmi kocaman Osmanlıyı çeşitli borçlara soktu, çökmesini saklarken bu iki azınlıklar – Yahudiler ve Ermeniler de Osmanlıyı sırtından vurmaya kalktılar. Tarihi belgeler bunun ispatıdır. Osmanlı tarihini okuya bilirsiniz. İlk Yahudi Lejyonu İngiltere’nin denetiminde kurulduğu yazılıyor kitaplarda. Ve bu Lejyonun askerleri de Osmanlı’yı arkadan vurmuştur. Böyle nankörlük, böyle ikiyüzlülük görülmemiştir. Şimdi de Cumhurbaşkanımıza dil uzatıyorsun? Sizi rahatsız eden konuya açıklık getiriyim.
BÜYÜK İSRAİL DEVLETİ KURMAK ARZUSU
Amerika’daki, Evanjelistler (Büyük Masonlar) Başkan Trump’a baskı yapıyorlar, “Büyük İsrail Devletinin yaratılmasına yardım etsin”, diye. Sizin devlet Bayrağınızda iki nehrin çizgisi aydın gözüküyor. Bu iki nehrin arasında Büyük İsrail Devleti kurulacaktı. Türkiye’nin Güney Doğu illeri, Suriye, Irak ve İran’dan da toprak iddianız vardır. Başkan Trump “Suriye’den askerlerimizi geri çekiyoruz” derken planlarınız baş tutmadı, çünkü Türkiye, sınırlarında yuvalanan PKK, PYD ve başka unsurların, terör örgütünün yuvalanmasını doğal olarak istemiyor ve Münbiç’e mutlaka girecektir. Orada yuvalanan ve sizin de destek verdiğiniz terör gruplarının başını ezecektir, bu bir. Çünkü Türkiye, Suriye’nin ve İran’ın topraklarının bölünmesine karşıdır ve Suriye topraklarının parçalanmasını istemiyor. Hiçbir devlet kendi sınırlarında düşman gruplarının yuvalanmasını istemez, bu doğaldır. Türkiye gibi kadim tarihe sahip güçlü bir devletin sınırları ötesinde terör gruplarının yuvalanması ve topraklarımıza yayılması hala-hala hiç mümkün olamaz. Sizin ezeli müttefikiniz olan Amerika kendi askerlerini geri çekiyor ve planlarınız bozuluyor ise burada Türkiye’nin hiçbir suçu yoktur.
İSRAİL’İN İRAN VE SURİYE TOPRAKLARINDA GÖZÜ VARDIR
Fakat siz Netanyahu, Osmanlı’nın yapmış olduğu iyilikleri unutarak nankörlük yapıyorsunuz ve Türkiye Cumhurbaşkanından özür dilemeniz lazım. Çünkü bu gün Türk topraklarında yaşayan Yahudilere karşı da saygısızlık yapmaktasınız. Güzelim Türkiye’de zengin Yahudiler vardır ki sizinle aynı görüşte değiller ve sizi hiç de sevmiyorlar. Hırslı, bozucu ve itici davranışlarınızla tepki topluyorsunuz. Unutmayın, seçimler yaklaşıyor ve Yahudiler sizin de dersinizi verecekler karşıdaki seçimlerde.
Fransız Napolyon Bonaparte güzel demiştir: “Bizi, tarihin değişmesinden daha fazla üzen şey nedir bilir misiniz, insanların korkunç nankörlüğü”. Alman yazarı Wolfgang Van Goethe ise şöyle der: “Nankörlük zayıf insanların işidir, kudretli insanlar içinde asla nankör olana rastlanmadım”. Ben de diyorum ki zayıflar kıskanç ve sinsi oluyorlar. Siz zayıf, nankör ve hain adamsınız, Netanyahu. Çünkü dün sizin halkınıza hayırsever elini uzatarak bütün Yahudi halkını topraklarımızda, yurdumuzda barındıran Osmanlı evladına dil uzatıyorsunuz? Ayrıca İran devletinin topraklarına da göz dikiyorsunuz. Unutmayın ki İran, komşu ve dost ülkedir. Orada kan kardeşlerimiz yaşıyor ve gerektiğinde sizin dersinizi güzel de vermeye gadir güçlü kardeş devlettir. Unutmayın, Türkiye-İran-Rusya dostluğu daima güçlenecektir, bunu unutmayın.
O ki kaldı Suriye konusu? Türkiye Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyor ve komşu devletin topraklarının bölünmezliğini savunacak güce sahiptir. Siz ise Filistin topraklarını işgal etmiş, oturduğunuz toprakların gerçek sahiplerine soykırım uyguluyorsunuz. Sizin cezaevlerinde binlerce suçsuz Filistinliler inildemekteler. TV kanallarında her gün izliyoruz, askerleriniz gencecik Filistin çocuklarını kurşunluyor, öldürüyor, ya da içeri atıyor. Bu kadar zalimlik, bu kadar ızdırab, bu kadar hainliğe sebep nedir, bilir misiniz? Osmanlı ruhunu taşıyan Müslüman Filistinliler de size ellerini uzattılar, “buyurun gelin topraklarımızda oturun, komşu olalım”, dediler. Ve siz canilik, gaddarlık yapıyor, zor kullanarak Filistin topraklarına parsel -parsel sahip oluyorsunuz. İşte nankörlüğün faturası.
Unutmayın ki, bu adaletsizliği, bu gaddarlığı, bu vahşiliği, bu zalimliği Tanrı kabul etmez. Er ya geç Tanrının gazabına geleceksiniz, çünkü elleriniz kan içindedir, çünkü zalimlik yapıyorsunuz.
Tanrı Filistin kardeşlerimize yardım etsin. Allah onları korusun! Allah size akıl versin. Yaşayın, ama adam olun. Amin!