İstanbul Zirvesi dünyada yankı uyandırdı (2)

Eflatun Neimetzade

İsrail askerleri saldırganlar, Gazze’de terör estiriyorlar, Filistin sokaklarında kadın, erkek, ihtiyar, çocuk, hasta bakmadan öldürüyor, istediklerini içeri alıyorlar. Fakat bu gaddar, katil askerlerin yüzlerinde bir korku hissi olduğu aşikârdır. Örneğin, 14 yaşlı çocuğu yakalayıp gözlerini kapattıkları resmi dünya basınında her kes görmüştür. Ee, elinde silahı olmayan bu çocuğu yirmi asker etrafını sarmış, korku içinde etrafı gözlemliyorlar? Çocuk ise başını göklere kaldırmış, bu jestiyle yirmi askeri korkular içinde saklıyor. Hür bir çocuğun bu hareketi görmeye değer. Resimde ayrıca İsrail askerlerinin korkak, sinsi, yırtıcı olduklarını görüyoruz.

İSRAİL ASKERLERİ KORKAKTIRLAR

Gerçekten de Hamas’ın füzeleri İsrail askerlerinin canına bit salmıştır gözüken. İsrail sempati duydukları Ermenilerden hiç farkları yoktur; çünkü her iki ırk işgalci devlet olarak dünyada tanınırlar. Bakınız haritalara, Çar Rusya’sı, ta bin yedi yüzlü yıllardan Ermenileri Garabağ topraklarımıza yerleştirmeye başlamıştır. Günümüze dek topraklarımız parsel-parsel Ermenilere hibe edilmiştir; ya satılmış, ya da soydaşlarımız zor kullanılarak ezeli dede-baba topraklarından kovulmuşlar. Bu köşemde tarihi belgeleri çok açıklamışım ve bol-bol bunları yazmışımdır. Bu gün topraklarımızın yüzde yirmisi hala da Ermenistan Silahlı Kuvvetleri tarafından işgal edilmiş durumda, oradaki tarihi abideler yok ediliyor, tahribata uğradır.   BM almış olduğu 4 kararı uygulamıyorlar, çünkü BM, Amerika’nın “kuklası haline gelmiş, püflenmiş”; BM ve Güvenlik Konseyi hiç ne yapamıyor? Neden mi? Söyleyeceğim. Şimdi Filistin olayına bakalım.

İbraniler MÖ (4000 ile 2500 yıllarında) Sümerlerden ayrıldılar ve kendilerine yeni toprak arayışına çıktılar. Bu arada Sümer şarkılarını, örf adetlerini, geleneklerini de götürmüş oldular. Çünkü ırk olarak kendi müzikleri ve milli gelenekleri bile yoktur. Bu başka bir konudur. Filistin topraklarından geçtiklerinde Filistinliler: “Nereye gidiyorsunuz?” sordular. “Yaşamaya yeni toprak arıyoruz”, dediler. “Gelin, bizimle birlikte oturalım, hep beraber yaşayalım”. Böylece İbraniler, yani Yahudiler Filistinlilerin davetiyle onların topraklarına yerleştiler (Bak: S. Kramer, “Tarih Sümer’de Başlar” kitabı, ABD-de basılmıştır). Bu Yahudiler de tıpkı Ermeniler gibi hortumlarını ileriye uzattılar ve Filistin topraklarını işgal ettiler. Kudüs müftüsü Faysal da zamanında Hitler ile buluştuğunda büyük paralar karşılığında Filistin topraklarını satmıştır ve buralara Yahudiler yerleştirilmiştir. Yakın geçmişte bunlar hakkında “Hürriyet” gazetesi de yazdı. Yanı Filistin toprakları satılsa bile, dünya İsrail’in Filistin topraklarını ve Gazze’yi nasıl işgal ettiğini de iyi biliyordur. Vahşice, ağır silahlarla, ibadet zamanı Müslümanların topraklarını işgal ettiler. Bunu Allah size bağışlamaz ey, İsrail devleti? Hatta İsrailliler – Gazze işgali zamanı Müslümanların nasıl öldürüldüklerini TV-de izleyen İsraillilerin nasıl sevindiklerini, halay ettiklerini, şarkı söylediklerini ben de izlemişimdir. Akıl almaz olaydı. Demek ki, bütün Yahudiler Müslümanlar öldürüldüklerinde bayram ediyorlar; şarkı söylüyor, dans ediyor, ailece toplu halde halay söylüyorlar? Çok vahim…

ERMENİLER YAHUDİLERLE AKRABALAR

Ermeni cani-yazarı Zori Balayan’ın “Ruhumun Canlanması” kitabından okuyoruz: “…Ben de vatandaş namusunun ve kutsal erkek görevinin emri ile bu kötü koku yayan Moğol çocuklarıyla (Hocalıdaki Azerbaycan Türklerini Moğol adlandırır bu katil-yazar) hesaplaşıyordum. Tutuldukları bodruma biz Haçatur’la girdiğimiz zaman askerlerimiz bir çocuğu pencereye çivilemişlerdi bile. Çok fazla gürültü yapmasın diye Haçatur ağzına öldürülen annesinin kesilmiş göksünü soktu. Daha sonra bu 13 yaşındaki Türk’ü kafasından, göksünden ve karnından derisini söktüm. Yedi dakika sonra kan kaybından öldü. İlk uzmanlığım doktor olduğu için hümanistim ve bu yüzden bu çocuğa yaptıklarımdan dolayı mutluluk duydum… Haçatur vücudunu parçalara ayırdı ve bu Türk’ün kökü olan köpeklere attı. Akşamleyin aynı şeyi üç Türk’e daha yaptık. Ancak ben bir Ermeni vatansever sorumluluğunu yerine yetirdim…” Bu Hipokrat yeminini etmiş bir doktor mu, yoksa cani, baş kesen mi? Aslinde bir katil, vahşi, nazist kuyruğu canavar… Bir çocuğa bu nasıl yapılır? Peki, Filistin çocuklarına Yahudilerin yaptıkları vahşilikle aynı mıdır? Evet, aynıdır. Demek ki, konu Müslüman Türkleridir. Ermeniler ile Yahudilerin Türk-Müslümanlara karşı yaptıkları uygulamalar da aynıdır. Her iki akraba ırkların tek amaçları Türkler olduğu anlaşılır.

Elimde, Yahudi-Ermeni akrabalığını kanıtlayan V. L. Veliçko’nun “Kafkas” kitabı vardır (I. Cilt, Saint-Petersburg 1904, Rusça). Ünlü bilim adamı-araştırmacı-yazar şöyle der: “Ermeniler dağ Yahudilerinden ve Çingenelerden dönmeler…”(3. 49). “Rus Çarı Nikola Kafkas’tan Ordularını geri çekmiş olsalar Ermeniler derhal toz olup buharlaşacaklar. Kemikleri bile kalmaz” (sayfa 96). “Otuz yıldır Almanya devamlı Ermeni konusunu Kafkas’ta ateşliyor. Ermeni Vakıfları Berlin’de, Münih’te faaliyettedir. Almanlar Kafkas’ta Ermenileri besliyorlar, onları kışkırtıyorlar…” (s. 98). “1894 yılı 5 Ekim’de Fransız Konsolosluğu Paris’teki şefine şöyle mektup yazıyor: “Tiflis’teki olayları Londra düzenliyor. Ermeniler kendileri Türklere ve Kürtlere saldırıyorlar ki, olaylar tırmansın, katliamlar yaşansın…” (s. 99). “Azerbaycan Türkleri kadim Turanlılardır ve kadim Oğuz boyundan olup her iki toplum – Türkler ve Kürtlerden (kardeşlerden) oluşuyor… Azerbaycan Türkleri, fevkalade insancıl, samimi ve barışçıl Müslümanlardır. Manen yüksek zekâya sahipler, kahramandırlar. Onlar tek varlık olarak Allaha inanıyorlar, insanları yöneten Allahtır diyorlar, insanlara iyilik, şeffaflık seperler…” (s. 114-115).

AZERBAYCAN TÜRKLERİ İNSANCIL, SAMİMİ MÜSLÜMANLARDIR

Dünkü yazımda Yahudilerin Türklere karşı İngilizlerle ajan olarak işbirliği yaptıklarını belgeledim. Bu gün Ermenilerin dağ Yahudiler ve Çingenelerden dönme olduklarını belgeledim (V. L. Veliçko). Aslinde Ermeni-Yahudi akrabaları Osmanlı döneminde de Türklere karşı aralıksız hile-fesatlar üretmişler, savaşmışlar. Çağımızda da Azerbaycan’da, Garabağ-Hocalıda ve Filistin topraklarında Müslümanlara, Türklere karşı katliamlar devam etmektedir. Ama Azerbaycan belki, de dünyada tek devlettir ki, bütün dinler devletin olanaklarıyla azattırlar, barış, huzur içinde yaşamaya devam ediyorlar. Fakat ne oldu da bin 54 yıl buluşmayan Vatikan ile Rus Patriği aniden Küba’da buluştular? Gündemde tek konu-“Müslüman Araplar” oldu. “Arap Baharı”. Sonuç Libya, Suriye ve Irak’taki savaşlar, milyonlarla Müslümanların öldürülmesi. Ve bütün bunların perde arkasında Evanjelistlerin, yani Siyonistlerin(Yahudilerin) amaç ve niyetleri saklıdır. İsrail topraklarını büyütmek istiyor. Bunun için para akıtıyor, Başkan seçiyor, dikte ediyor. Her gün yüzlerce Müslümanlar öldürülüyor ve dünya susuyor bu vahşete. Bunu yapanlar ise İsrail’dir. Netanyaho, basın önünde gözüktü, samimi olmayan alaylı bakışlarıyla Cumhurbaşkanı, Sayın Erdoğan için sert ve kaba konuştu. Canında Türk ekmeği ve kanı dolaşıyor, ama… Aslinde Netanyahu gerçek diktatördür, işgalci ve Müslüman düşmanıdır.

Siz Yahudiler İspanya topraklarından sürüldünüz ve Osmanlı tüm Yahudilere kucak açtı, bizler sayesinde yaşıyorsunuz, bizim topraklarda barındınız, ekmeğimizi yediniz, zengin oldunuz, bunları ne tez unutuyorsunuz? Bu gün Türkiye topraklarında yüzlerce zengin iş adamları Yahudiler rahat yaşamaktalar. Sianist, ırkçı İsrailliler nankörler, iyiliği anlayamazlar, ikiyüzlülük yapıyorlar, Filistin Müslümanlarının topraklarını işgal etmiş, oradaki Müslüman kardeşlerimizi öldürüyorlar. Akrabaları olan Ermeniler ise Garabağ ve Hocalıda soykırım yaptılar, Azerbaycan Türklerini nankörce, haince, vahşice öldürdüler;  yirmi faiz topraklarımız işgal altında. Çağımızda insanlık dışı dram yaşanmaktadır.

HEDEF ARAP TOPRAKLARIDIR

Bu gün hedef Kudüs’tür, yarın Mekke, sonra Medine olacağından kimse şüphe etmesin. Vatikan Papasının Rus mevkidaşı ile Küba’daki konuşmalarının hedef noktası buydu. Arap Baharı başladı. Yahudiler kademe-kademe ilerliyorlar hedeflerine doğru. Bu hainler hedeflerine ulaşmamalılar, onlar durdurulmalılar. Bu nedenle İstanbul’daki İslam İşbirliği Teşkilatının almış olduğu tarihi kararı BM Güvenlik Konseyine götürmeliyiz. Bütün Türk-Müslüman Dünyası bir yumruk haline gelmelidir. Çünkü önümüzde Türk-Arap topraklarına göz dikmiş Evenjelist-Siyonist Yahudiler vardır ve kademe-kademe Müslüman topraklarını işgal ediyor. Öte yanda kan kardeşli Ermeniler ise Azerbaycan topraklarını işgal etmiş, hala da ellerinde tutuyor.

Sayın Erdoğan’ın tarihi çağrısını idrak etmemiz lazım. Çünkü Dünyada Müslüman-Hıristiyan (Siyonistlert ve Evanjelistler) savaşı adeta başlamış gözüküyor ve bu savaşa dünyadaki aklı-salim insanların birleşerek son vermeleri herekir. Güç, zafer yalnız birliktedir.

Yaşasın Türk-Müslüman kardeşliği ve iş birliği!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.