Geçmişle geleceğin köprülerini yıkarsanız, geçmiş unutulur gelecek ise harabeye dönüşür.
Toplumun bir kısmında batıya özenti hiç bitmedi. Geçenlerde sosyal medyada gezinirken çok güzel bir söyleşiye denk geldim.
Anlatan Amerika’lı nakleden Türk “Avrupa da düzen var insan yok, Türkiye de insan var düzen yok.
Amerika’lıya bir sual soruluyor siz yıllarca Türkiye’desiniz ülkenizi hiç özlemiyor musunuz?
O da cevaben burada kaldırımda yürüyorum yolda inşaat tamiratı yapan işçiler kâğıt sermiş üzerinde yemek yiyorlar geçerken afiyet olsun diyorsun seni buyur abi beraber olsun diyerek gönülden çağırıyor ve otursan sofrasına asla gönülleri daralmaz mutlu olurlar…
Fakat New York’ta aynı kaldırım da yürürken kalp krizi geçirsem ya da başıma bir şey gelse yerde yatsam millet oralı olmaz hatta üzerimden atlar geçerler peki size sorarım hangi ülkede yaşarsınız diyor Amerika’lı!
Tâbî ki İnsanlığın olduğu yerde yaşamak arzu eder insan…
Peki böyle bir ülkede yaşarken neden kıymetini bilmeyiz? İnsanlığın olmadığı ülkelerde demokrasi adı altında kan ve gözyaşı hatta zalimlik yapan toplumların ülkelerinde yaşamak mı güzeldir, bir düşünmek ve fikretmek lazımdır.
Batı ülkelerinde düzen var diyenlere o ülkeye gittiğinizde oranın düzenine harfiyen uyarken, kendi ülkenizin düzenini bozmak için var gücünüzle neden çalışırsınız.
Demek ki düzen her yerde aynı fakat düzeni bozanlar biz insanlarız.
Tıpkı siyasette olduğu gibi bizdeki muhalefet düşman başına…
Sosyal medyalarından o kadar yalan ve algı yapmak için kendi insanlıklarını unutup Avrupa da insanlığın olmadığı gibi davranmaları hatta safi zihinleri bulandırmak için dezenformasyon yapıp bunu da kendilerine inananları da inandırıyorlar.
Görseniz bizdeki muhalefetin yaptığı algıda bizim ülke batmış Dünya refah içerisinde yüzüyor sanırsınız…
Hâlbuki Dünya ekonomik ve sosyolojik bakımdan buhran içerisinde patlamaya hazır volkanik bir dağ gibi, her an infilak edebilecek duruma geldi…
Cephe savaşları bitti kısa bir dönem siber savaşlar yapıldı. Bir dönem virüs savaşları yapıldı.
Lâkin şimdi ise en ağırı ekonomik savaşlar yapılmakta. Yıkılan ve batan ülkeler masanın dışında kalacak! Ayakta kalan ülkeler ise masaya oturup haritayı tekrar çizecekler.
Kim ne derse desin o masada artık TÜRKİYE de var olduğunu asla unutmayınız.
Biz insanlığın olduğu yerde düzeni çabuk kurarız asırlarca Dünya’ya nizam vermiş bir milletiz, mazimiz temiz, gönlümüz rahat, beslendiğimiz kaynaklar çok temiz inandığımız yol ilâhi kelimetullah yoludur…
Bundan ötürü biz istikbâlden ümîd varız… Suçladığınız Z- kuşağı ve yeni nesil kimin çocukları acaba hiç kendinizi sorguladınız mı?
Yahu bu yeni nesil geleceğimizin teminatı olacak çocuklar bizim çocuklarımız eğer ki bir hata varsa suçun hepsi yeni kuşakta değil hatanın bir kısmı da bizde olduğunu hatırlatırım.
Bizi kimler yetiştirdi Anne ve Baba’mız peki bizim çocuklarımızı kim yetiştiriyor bizler. Sorarım size suç kimde şimdi?
Sahip çıkacak onlara yön verecek geçmişle geleceğe köprü olacak yine bizleriz.
Öncelikle yeni nesli dezenformasyona uğratılmış sosyal medyadan uzak tutmak elzemdir… Oku emri olan kitaba yönlendirmek önem arz ediyor.
Sahabeler Âişe validemize (ra) gelip Peygamber efendimiz (SAV) ahlâkını sormuşlar vâlidemiz cevaben derki siz hiç Kur’ân okumaz mısınız?
İşte bizim ahlâkımızın ve Dünya görüşümüzün ana temelinde Kur’ân ve Sünnet olmazsa toplum bozulacaktır…
Ha bundan da rahatsız olanlar var… Fakat şimdi şirin gözükmek için bazı saçma sapan üzerlerinde eğreti duran yalan işlerde yapıyorlar. Fakat şunu unutuyorlar bu necip millet ferasetiyle onlara gereken cevabı verecektir.
Toplum fertlerden oluşur her fert kendini düzeltirse toplum düzelecektir.
Z kuşağı tabir edilen gençliği sakın ola ki batıdan beslenen batıya hayranlık duyan muhalefetin eline teslim etmeyiniz.
Gelecek neslimize hep birlikte sahip çıkalım. Ön teker nereye giderse arka teker oraya gelir.
Çünkü Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür… Geçmişi çabuk unutmayalım yoksa geleceğe yön veremeyiz.
Muhalif kanatta geçenlerde hdpkk vekillerinden biri paylaşmış diyor ki güya Kürtlerin hakkını savunuyor, Kürtçe şunumuz yok, bunumuz yok diye yazmış cahil olmasa o yazdıklarının hepsini bu ülkede Müslüman Kürt kardeşlerim yapmakta TRT Kürdiyi bile inkâr etmiş daha ne istiyorsa?
Şunu sormak lazım siz bırakın bu yalan ve algı propagandayı dağa çıkarttığınız masum halkın çocuklarını geri verin…
Samimi iseniz batıya maşalık yapmayın… Eğer davanız hak gözetmek ise dağ kadrolarına kendi çocuklarınızı neden çıkartmıyorsunuz? Yıllarca yalandan mücadele sadece masum halk’la mı yapılır?
Hükümete düşen görev ise biran önce Sayın Cumhurbaşkanımızın kürsüden söyledikleri ekonomik mücadele çalışmalarını ve stokçulara karşı yaptırımları fiiliyâta geçirip milleti rahatlatmaktır…
Bizler devletimize liderimize güveniyoruz. Ülkemizi seviyoruz, gelecek yarınlar daha güzel olacak, bizler istikbâl için ümîd varız!
Bu sancılar büyük Türkiye’nin doğum sancıları, ülkeni sev liderine sahip çık, yalan ve algı yapanlara asla pirim verme… Sen iyi olursan her kes iyi olacak… Vesselâm…