Yerel yönetim seçimlerinin üzerinden sanırım 3 yıl geçti. 2019 yılında oldu en son yerel seçimler. Kaldı iki yıl. Beş yılda bir seçim yapılıyor ya. O nedenle kaldı iki yıl.
Mahalli idare seçimler 30 Mart ya da bu tarihe yakın zamanda gerçekleştirilir. Mart ayında içindeyiz. Yani 2019’dan bu güne tamı tamamına 3 yıl geçti.
Tabir caizse son dönem seçilen belediye başkanları yolun yarısını geçtiler. Şimdi önlerinde iki yıl var. Allah ömür ve sağlık verirse, mevcut başkanlar, iki yıl daha hizmet edecekler. İnşallah, hepsi de yerel yönetimlerdeki belediye başkanlığı görevini hakkıyla yerine getirirler. Temennim bu.
Şimdi bu dilek ve temenniden sonra, gelin birlikte bir hususu mütalaa edelim. “İyi bir belediye başkanı olarak tarihte yer almanın yolları nedir? Bu kolay mıdır? Zor mudur?” Hemen cevap vereyim. Bu çok kolaydır.
Herkes şuna akleder ve fark eder ki, bir belediye başkanının hizmet süresi, elbette gelip geçecektir. İster bir dönem, isterse iki dönem, isterse daha fazlası olsun, bu bir bayrak yarışı olduğu için, er ya da geç bir başka Başkana görevini teslim edecektir. Bir Belediye başkanı da bunu her an, her dakika aklında bulundurmalıdır.
Tarihte “iyi bir belediye başkanı” unvanıyla yer almanın, ilk kuralı budur. Bir belediye başkanı her zaman şu düşünce içinde olmalıdır. “Bu elde edilen makamlar gelip geçicidir. Bir imtihandır. Bir kısmettir.”
Bu ilk hususun yanında, bir belediye başkanı “5 N, 1 K” kuralını da hiçbir zaman aklından çıkarmamalıdır. “Hoppala, bu da ne şimdi? “5 N, 1 K”, gazetecilikte geçerli bir kuraldır. Gazeteci mi seçtik, belediye başkanı mı seçtik diye soranlar olabilir?” Evet doğru, “5 N, 1 K” gazetecilikte geçerlidir. Belediye yönetiminde de geçerlidir. Nasıl mı?
Bir belediye başkanı, yapmayı planladığı bir proje, neyi sağlayacak? Nasıl sağlayacak? Ne zaman sağlayacak? Niçin o projeye ihtiyaç var? Nerede o projeye ihtiyaç var? O projeyi kimler yerine getirecek? İşte bu noktalar itibariyle analiz yapmalı ve değerlendirmelerde bulunulmalıdır. Bu analizi de belde halkının menfaati noktasında gerçekleştirmelidir.
5215 sayılı Belediye Kanununun 3. maddesinde belediye şöyle tanımlanmaktadır: “Belediye, beldenin ve belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisidir.” Öyleyse, belediye başkanının temel mihenk noktası, “beldenin ve belde sakinlerinin mahalli müşterek ihtiyaçları” olmalıdır. “5 N, 1K” analizi de bu çerçeve içerisinde gerçekleştirilmelidir.
Makamların gelip geçici olduğu fikrini yüreğinde ve benliğinde taşıyan her belediye başkanı yukarıdaki analizi de sağlamış ise “iyi bir Başkandır.”
Görüldüğü gibi iyi bir belediye başkanı olarak tarihte yer almanın yolu bellidir ve çok da kısadır. Uzun uzun anlatmaya da gerek yoktur.
Yukarıdaki çerçeve içinde yer alan iyi bir belediye başkanı “dürüst, doğru, adaletli, yardımsever, güler yüzlü, şefkatli, fedakâr, hasbi ve samimi, tarafsız, eşitlikçi ve şeffaf, ve kamu yararını gözeten, tasarrufa riayet eden, devletine ve milletine sadık olan, demokrasiye yürekten inanan, Devletin ve milletin ortak malı olan bütçeyi şahsi menfaati için kullanmayan, tüyü bitmemiş yetimin hakkını gözeten, sosyal ve manevi gelişimi esas alarak bu alanda temiz, iyi, adil, doğru ve dürüst nesillerin yetişmesi için çalışan, ayrımcılık ve kayırma yapmayan ve benzeri manevi hasletlerle de anılma imkanına sahiptir.”
Bu saydığımız nitelikler, iyi bir belediye başkanının manevi veçhesidir. Belediye başkanının bir de maddi veçhesi olmalıdır. İyi bir belediye başkanının maddi veçhesinde “yol yapan, su getiren, alt yapı hizmetlerinde başarılı olan, park-bahçe yapan, fabrika ve sanayi tesisleri için teşvikçi olan, mesleki gelişim kursları açan, imar hizmetlerini geliştiren ve benzeri özellikler yer alır.”
Bu iki veçhe ile Belediye Başkanı adeta bir kartal gibi şahlanışa geçer. Göklerde süzülür ve iyi bir bahta ve yüksek bir tahta ulaşır. İşte bu iki noktayı esas alan belediye başkanları iyi namla ve güzel hatıralarla anılır.
Evet, en önemli husus her insanın hayırla yad edilmesidir ki, bu da gönüllerin tahtına oturmak manasına gelir. İşte asıl önemli olan da budur. Yani, bir belediye başkanı kendisine iyi, doğru ve adil bir başkan denilmesi için değil, arkasından hayırla yad edilmesi ve dualar gönderilmesi için çaba göstermeli ve buna çalışmalıdır. Bunun için samimi ve hasbi bir yürek taşımalıdır.
Bu noktada duamız şudur, İnşaallah tüm yöneticilerimiz, en başta da belediye başkanlarımız, yukarıdaki özelliklere sahip olurlar ve iyi ve hayırlı hizmetlere vesile olurlar. Ardından hayırla yad edilirler.
Gel gör ki uygulamada böyle olmuyor, sanki şiddetli bir rüzgara, sanki coşkun akan bir sele kapılmış gibi belediye başkanları hiç düşünmeye fırsat bulamadan, “harala-gürele” kendisini hengama ve telaş içerisinde buluyor. Bu ahval içerisinde 5 (beş) yıl çarçabuk geçiyor ve arkasına dönüp baktığında pişman olacağı çok şeyler yapıyor.
Gördüğüm kadarıyla söyleyeyim belediyelerde israf çoktur. Ve beledye başkanları israfa alet oluyorlar. Yazıktır, israftır. İnsaf edin Ey Belediye Başkanları.
İsrafçı belediye başkanları hayırla anılmazlar. Belediyelere her yıl tahsis edilen o bütçe kendilerinin babalarının bütçesi değil, milletin bütçesidir. Bunu başta belirteyim.
İyi bir belediye başkanı nasıl olur sorusunu sorduk ya.
Cevap şu: “İsraf etmeyen belediye başkanı iyidir.”
Tabi bunun yanında en önemli projeleri az bütçeyle gerçekleştiren ve vatandaşların en önemli ihtiyaçları için çalışan ve onları başaran belediye başkanları iyidir.
Yine gördüğüm kadarıyla birçok belediyede israf hâkimdir. Bir duayen belediyeci dostumun şu sözünü belediyeler bağlamında hiç unutmam: “Belediye başkanları neredeyse her şeyden kendilerini sorumlu tutuyorlar. Deseler ki, “uzaya astronot gönderilecek, yapar mısın?” Neredeyse “evet gönderirim” diyecek. Uzaya astronot göndermek benim işim mi diye hiç düşünmeden bunu gerçekleştirmek için çalışacak çok belediye başkanı vardır.”
Bir başka duayen belediyeci de bana şunu söylemişti: “Belediyeler iki şey yapmaz. Bir, para basamaz, iki, adam asamaz. Bunun dışında her şeyi yaparlar.” İşte b akış açısı bu olursa, mantık bu olursa israf da olur.
İsrafsız ve gerçekçi çalışan, halkın gerçek ihtiyaçlarını en az masrafla yerine getiren belediye yöneticilerine selam olsun.