“Fotoğraf Okumalar” ve “Niyet Okumalar ‘Sosyal bilimler, özellikle psikoloji, ile ruhumuzun sınırlarını araştırmaya başlayan parapsikoloji bilimi belli modern aletlerle ölçümler yapmayı ve bunları geliştirmek için yöntemler üretmeyi başarmış, insanın biyolojik bir makine olduğunu kendini keşfetmesi yönünden fotoğraf ve niyet okumalardan yorumlar çıkarabilmekte. Bir insanın suça teamülü olduğu çocukluk fotoğrafına veya kişinin organlarındaki ölçümler ve verileriyle yaptığı işteki niyetindeki samimiyeti davranışıyla, giysisine, şekline ve ruhsal haliyle hayata küsmüş veya yaşama bağlılığı gibi durumlarına bakılarak değerlendirilebilmektedir.
Kadın veya erkeğin, arkadaşlığı, samimi mi, aldatan mı? Güvenilir mi? İçten mi? İnançsal veya Duygusal bağlılık mı? İdeolojik mi? Karşı cins için zor mu, kolay mı, emeli mi – ameli mi var… Gibi bir takım sorular sosyal bilimler ve günümüz iletişim araçlarıyla rahatlıkla değerlendirildiği erkek veya kadının içsel ve fiziksel, görünümüyle, farklı bakış ve anlayışlara neden olduğu bunun sonucunda da daha çok kadını toplumda ikincil varlık haline getirmiş, değersiz konuma indirgemiş insanlar çoğunlukta bulunmaktadır. Oysa dinimizde yaratılanı severiz yaradan ötürü, açık kapalı bizim kardeşimizdir ve başımızın üzerinde yeri vardır. Zaten Tevbe suresi 71 de (Erkek ve kadın bütün müminler birbirlerinin dostları ve velileridirler. İyiliği emrederler, kötülükten vaz geçirirler, namazı kılarlar, zekâtı verirler, Allah'a ve Resulüne itaat ederler. İşte bunları Allah rahmetiyle yarlığayacaktır. Çünkü Allah azizdir, hakîmdir.) buyurmaktadır. Okuduğu ilmine bakılmadan sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerce ötekileştirme nedeniyle kadına gerekli değer verilmemiş topluma kazandırmadan da uzak kalınmıştır. Kadınlarda açık veya kapalı giyimlerinden dolay ön yargılı bakış ve kişi hakkında niyet okuma hemen gerçekleşmektedir.
Çeşitli cephelerde kara Fatmalarımızın, Nene hatunlarımızın ve inancından dolayı tesettürlü kadınlarımızın savaşlarda yaptıkları fedakârlıkları başarı hikâyeleri milli bayram günlerimizde övgüyle anlatılmaktadır. Kurum ve kuruluşlardaki yöneticilerin görevinden olma korkusu veya kendi ideolojisine uymadığından dolayı ön yargılı bakışı, iş yeri sahibinin müşteri kaybı olur endişesi, medyanın kapalı kadına karşı ön yargılı bakışı yaptığı haberlerde ve programlarda linci, Romanlarda, filmlerde, tesettürsüz kadına karşı cahil halkın bağnazlığı, kadının tesettüre bakışından uzaklaştırmakta, Tesettürlü kadının da ailesini getireceği helal kazançtan mahrum bırakmaktadır. Bazı köşe yazarlarının yazdıkları yazılarında kaleminden kan damlamasından dolayı, ilahi emir gereği Yüce Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla örtünen, başörtülü kardeşlerimizin yüreğine ağır bir hüzün ve endişe ve karamsarlık kaplamasına neden olduğu muhakkaktır.
Bir takım jakoben (Toplum imkanlarını zor kullanarak kendi siyasi görüşlerini yerleştirme tepeden inmeci ve aydın despot olarak tanınan şiddet taraftarı insanlar) zihniyetli faşizan dayatmacıların, kadını, zavallı, ikinci sınıf vatandaş, köle, zihniyeti kabul görmez, çağdışı kıyafetli, cinsel obje aracı olarak gören, saygınlığına, gölge düşüren, anlayışı, onca baskılara, okuma ve çalışma haklarının gaspları, hamdolsun kırılmakta, inancının gereği örtünen ahrette Yüce Allah’ın rızasını ve sevgisini kazanmanın üniforması Nur suresi 31 (Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunan (köleleri), erkeklerden, kadına ihtiyacı kalmamış (cinsî güçten düşmüş) hizmetçiler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye, ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz.)’e göre giyinmesini yapmaktadır.
Kuranın ayetlerinden habersiz erkek ve kadınların cehennemde olacağı (Yunus 7 - Bize kavuşmayı ummayanlar, dünya hayatına razı olup onunla tatmin bulanlar ve bizim ayetlerimizden gafil olanlar da vardır muhakkak. 8- İşte bunların kendi elleriyle ettikleri yüzünden varacakları yer cehennemdir.) den dolayı örtünmeyi ilahi emir olarak, özüne koyan ve Yüce Allah’ın katından atılırım endişesiyle yerine getirmeye çalışmaktadırlar.
Bağımsızlığımızı kazanmada pay sahibi olan kadının inancı, geleneği, öz kültürü, örf ve âdetimizle bütünleşerek giydiği tesettürü, yönetenlerin iktidar ve muhalefeti sivil toplum kuruluşları ve yüce mahkemelerimizin şehitlerimize karşı bir vefa borcu ve medeniyetin bir parçası olan kadınların bu önemli isteklerini saygı ve sevgiyle yerine getirmeleridir. İster tesettürlü ister tesettürsüz ötekileştirenlere de mahkemelerin Anayasanın 20. maddesine göre; "Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz." Bu ilkenin ihlali halinde, yani özel hayatın gizliliği ihlal edilirse artık yeni Ceza Kanununa göre fiil suç sayılacaktır. Hükmü gereğince özel hayatın gizliliği çerçevesinde hukukun bu tür haber yapan medya ve yazarlara savcıların dava açarak mahkemelerce cezalandırılmasını beklemektedirler.
Kadının örtünmesine laf edenler, Cumhuriyetten övgüyle bahsederken O gün tesettürlü inanç yüklü kadınların maddi ve manevi vatanımızın kalkınmasında, kendileri, eşleri, çocukları ve dedelerinin şehit kanları ile yıkandığı, Bir misyonu kuşanarak gelecek kuşaklara neslin devamında Rabbani boyut katma çabası içinde yüreğinde sevgi tomurcuklarıyla hayırlı ve vatansever inançlı çocuk yetiştirmede bugünkü nesillerinde oluşmasında pay sahibi oldukları, diriliş ve özgüven aşısı yapan, elleri öpülesi nasırlı ve cefakar kadın kardeşlerimize ne kadar teşekkür etsek azdır. Selam ve duayla…