Jesus’un intiharı

Ömer Aydos

Avrupa kupalarında Mart ayına kalarak yoluna devam eden 3 takımımız da Perşembe gecesi deplasmanda oynadılar. Sivasspor 1-0 mağlup olmasına rağmen tur şansını güçlü rakibi Fierontina karşısında kendi sahasına bıraktı. Rıza Çalımbay’ın ekibi zaman zaman zorlansa da skoru 1-0’da tutarak zor olan tur şansını yine devam ettirdi.

Medipol Başakşehir ise Fenerbahçe ve Sivas’a göre daha şanslı bir kura çekmişti ve bu şansını da deplasmanda 1-1 berabere kalarak iyice artırdı bence. Çünkü Belçika ekibi Gent, ne Sevilla ne de Fierontina kadar güçlü bir takım değil. Umarız ki Başakşehir bizi yanıltmaz ve kendi evinde oynayacağı maçı kazanır ve turu atlar. Çünkü şu anda üç takım arasında en avantajlı skoru alan ekip Başakşehir.

Fenerbahçe’ye gelecek olursak, her ne kadar Sevilla eski gücünde olmasa da yine bir İspanyol takımı ve iyi oyuncuları barındıran bir kulüp, fakat tarihin de en güçsüz Sevillası. Ama İspanyol ekibi UEFA kupasının tam bir gediklisi. Kendi liginde düşmemeye oynayan Sevilla UEFA kupasının tam tecrübe abidesi.

Aslında ilk yarı Fenerbahçe iyi de oynadı, golleri kaçıran ve ilk yarıyı 2-0, 3-0 bile önde kapatabilecek şansları da yakaladı. Fakat Sevilla kalecisinin iyi oyunu ve Fenerbahçe forvetlerinin şanssız veya beceriksiz vuruşları golleri yapamadı.

Şimdi Fenerbahçe’nin hocası Jorge Jesus’tan biraz bahsedelim. Her maç (özellikle güçlü takımlarla oynarken) yanlış taktik ve yanlış 11’ler çıkarmaktan usanmadı hoca, biz burada sürekli söylüyoruz bunu ve biz söylemekten yorulduk ama adam hala yanlış yapmaktan yorulmadı. Maçlarını kazanırken de yanlışlarını söylüyoruz ama maç kazanıldığı için bir türlü görülmüyor.

Arao ve Crespo aynı özellikleri taşıyan futbolcular, ikisinin bir arada oynaması, Fenerbahçe’nin oyun aklını sahaya yansıtamıyor, oyun yönlenemiyor, teknik kapasite olmayan bir orta saha kurgusu pozisyon çeşitliliği sunamaz. Bu ikiliden birinin olması ve yanında oyunu yönlendirecek, akıl koyacak, hızlı düşünüp, doğru hareketi yapacak orta saha oyuncusu şart. Bu Zajc, Arda, Lincoln olur. Mert Hakan da olabilir, İrfan Can da olabilir. Ama hoca ne hikmetse İrfan Can’ı sağ açık, Lincoln’ü sol bek, Arda’yı sağ açık oynatıyor. Gerçek kanat oyuncuları Emre Mor ve Rossi gibi oyuncuları kenarda bekletiyor.

Diğer bir yanlış ise King’in oynaması ve ne oynadığının belli olmaması, Valencia ile birlikte çift santrafor mu oynuyor, yoksa kanat mı oynuyor, anlamak mümkün değil ve Valencia ile çok kopuk oynuyorlar. Valencia santraforsa gerilere kadar veya kanatlara açılıp top alıp, çalımlarla gole gitmeye çalışması neden. Neden kendini bu kadar gerilerde yoruyor. King santraforsa neden kanatlara sıkışıp kalıyor, oralardan çıkamıyor. Ayrıca çok formsuz ve isteksiz, Valencia istekli ama kendini çok yorup, biraz da şahsi oynuyor. Tamam çok gol atıyor ama attığı gollere bakarsanız santrafor özellikli. Bence Valencia böyle oynamalı, fakat Batshuayi ile birlikte oynadığı zaman Valencia kanatta oynar. Batsuhayi santrafor oynar ama o da çok formsuz.

Gelelim Jesus’a. Portekizli hoca öyle büyük bir hoca falan değil, bu bir kandırmaca. İlk yarıdaki oyun hocayı çok yanılttı. Sevilla’nın hocası ilk yarıyı görünce ikinci yarı başı hemen müdahalesini yaptı ve oyunda orta saha üstünlüğünü ele geçirdi. Buna karşılık Jesus ise tam bir “İNTİHAR” hamlesi yaptı. Orta sahada oyun aklı olmayan takımının direnç gücünü Crespo’yu çıkarıp Osayi Samuel’i alarak kırdı. Osayi 3 yıldır Fenerbahçe’de. Şimdiye kadar ne bir orta yaptığını, ne bir gol pası verdiğini, ne bir final hareketi yaptığını gören oldu mu? Arı yapmayan bir arı misali, defansta oynadığı zaman da sürekli ofsaytı bozan bir görüntü veriyor. Teknik kapasitesi hiç yok, oyun aklı yok, oyunu yönlendirme, okuma yok. Adam da hiçbir şey yok, sadece sürati var. Bu futbol, atletizm değil ki, 1-0 geriye düştükten sonraki ilk hamlen Osayi mi olur. Hele hele Zajc ve Arda gibi teknik kapasitesi yüksek, oyun aklı iyi ve hızlı düşünebilen, oyunu yönlendirebilecek iki oyuncu dururken. 2. Yarıda oyun üstünlüğünü rakibe kaptıran F.Bahçe bu değişiklikten sonra tamamen durdu ve ikinci golü yemesi an meselesiydi.

Nitekim skor 2-0 olduktan sonra da “Büyük Hoca Jesus” oyuncu değişikliklerindeki yanlışlarına devam etti. Haftalardır İrfan Can sağ kanat oynayamayacağını göstermesine rağmen yine onun yerine yanlış değişiklik yaparak Batshuayi’yi, ardından Pedro’yu alması son intihar hamlesiydi. Fenerbahçe’nin ipi çekilmiş oldu artık.

Çünkü, hem Batshuayi, hem Pedro haftalardır oynamıyor, formsuz ve sakatlıktan yeni çıkmış iki oyuncu. Bu saatten sonra istersen 10 santrafor sür sahaya, gol atma şansın sıfır.

Netice olarak, Fenerbahçe ilk yarısını nispeten iyi oynayıp, goller kaçırdığı maçın 2. Yarısında Jesus’un intihar girişimi neticesinde 2-0 kaybederek, işini evinde oynayacağı maçında iyice zorlaştırdı. Buradan turu atlaması neredeyse mucizelere bağlı. Sadece bir şansı var, o da Sevilla’nın gerçekten eski gücünden çooook geride olduğu. Ama bu kupanın da en tecrübeli ekibi o, onun da o şansı yaver gidebilir.