5326 Sayılı Kabahatler Kanunu çıkarılalı yıllar oldu. Bu kanun neden çıkarıldı? Bu kanuna aykırı hareket edenler hakkında işlemler gereği gibi yapılıyor mu?
Toplumlarda ki düzeni genel ahlakı, genel sağlığı, çevreyi ve ekonomik düzeni sağlamak ve korumak amacıyla çıkarılan bu kanun maddelerine ne derecede uyuluyor? Bu kanunları çıkaranlar, kendileri uyuyorlar mı?
5326 sayılı kanunun 33-34-35-36-37-38-39-40-41-42 ve 43. maddeleriyle gelen yasaklar ihlal edildiği gibi, gerekenleri yapmakla sorumlu olan yetkililer de işin ucunu sıkı tutmuyorlar. Bu maddeleri içeren konulardan kısaca bahsetmekte yarar görüyorum.
Dilenciliği yasak eden 33. maddenin uygulandığına ben şahit olmadım. Dilencilik artık bir sanat oldu. Suriye'den ve başka yerlerden gelenler çarşılarda ve cami önlerinde rahatça dilenirlerken; bunlara, cezası olduğu halde nasıl bir yatırım uygulanıyor? Sosyal toplum olmak yerine sadaka toplumuna döndürdüler.
36. maddenin belirttiği gürültü konusunda çok şeyler söylemek lazım. Düğünlerde ki aşırı çalgı ve havai fişek kullanılması, düğün çadırlarıyla yolların kapatılması, hele düğünlerde silahların atılması, kurusıkıda olsa, büyük bir rezalettir. Asker uğurlamalarında ki çılgınlık gibi Haberlerde duyuyoruz. Magandaların, sarhoşların ve şişkinliği kendine övünç sayanların düğünlerde attıkları silahlarla sayısız insanın öldüğü ve sakat kaldığı ortada değil mi? Maddi durumları iyi olmadığı halde başkalarına emsal olsun diye paralar ödeyerek havai fişekler, maytaplar alarak attırmaları bir tarafa gürültü yasasını hiçe saymaktadırlar. Yetkililer bunların üstlerine mutlaka gitmelidirler.
38. maddede belirtilen caddeleri ve kaldırımları işgal edenlere karşı da gerekli sıkı önlemleri almayan, aldırmayan ve duyarsız kalanlar vebal ve sorumluluk altına girmiyorlar mı? Trafiğin tam bir curcunaya döndüğünü görüyoruz. Trafiğin tıkanıklığı, vatandaşların sorumsuzlukları ve sorumlu birimlerin bu konularda işi sıkı tutmayışları problemleri artırmaktadır. Görevlerini layıkıyla yapmak isteyen bazı memurların ve amirlerinde tepelerinde siyasi tokmağın etkisi olmaktadır.
41. maddenin özelliği de çevreyi kirletenlere uygulanacak cezai müeyyideyle ilgilidir. Bu konularda da yerel yönetimler, Çevre ve Şehircilik müdürlükleri bu konuların üzerinde hassasiyetle durmamaktadırlar. Başta vatandaşların temizliğe, çevreye vermeleri gereken önemi ciddiye almamalarındandır. İnşaatların bol olduğu yerlerde bozulan yollar, kaldırımlar, sokaklar baştan savma usullerle geçiştirilmektedir. İmar yasaları zaten evlere şenlik.
Kabahatler Kanununda belirtilen yasaklar ve tespit edilen para cezaları neden uygulamaya konulmuyor? Suçluya ve zalime merhamet, vatana ihanetle eş değerdir. Milli Eğitimde ve diğer birçok kurumlarda ki kılık, kıyafet keşmekeşliği nereye kadar sürecek? Kanunu yapanlar, önce kendileri örnek olup uygulamaları yapmalıdırlar. Bir kurumda disiplin bozulursa, orada bir huzursuzluk ve laçkalık hüküm sürer.
Türk Milletinin örf ve adetlerini bir tarafa bırakanlar, İslam'ın ahlak ve faziletini yozlaştıranlar bu ülkeye ve millete hiç bir şey veremezler. Dünya da ki başka inancı ve dini yaşayan insanların ülkelerinde ki kurallara uyma, tertip ve temizliğe özen gösterme, insanların bir birlerine karşı saygılı ve hoş görülü olmalarını gördükçe, duydukça üzülmemek elde değil. Halkımız, karamsarlığa ve ümitsizliğe düşmemelidir.
Yetkililerin sorumluluklarının idrakine varmaları, vatandaşlarımızın kurallar uyum göstermeleri, güzelliğin, temizliğin ve huzurun baki kalması dileklerimle.