Kadınları yaşarken gömüyorsunuz

Zafer Çam

Dünya da ve ülkemizde kadınlara yönelik şiddet ne zaman duracak dersiniz. Yine dünyada ve ülkemizde kadına kaldırılan eller kırılsın şiddet yürüyüşleri yapılır, konferansla verilir.

İnsanlık yeryüzünde Allah’ın yaslarını, kanunlarını kaldırdığı günden beri kadınlar, çocuklar adalet arıyor. Kanunlar ve yasalar için kitapçıklar hazırlanıyor. Yine de adaletin doğru işlemediğinden bahsediliyor. İnsanların hazırladığı adalet bir noktaya kadar...

Ülkeler kendi yaşam standartlarına göre kanunlar yasalar hazırlıyor. Bu kanunlar yasalar her ülkeye uymuyor. Avrupa’nın yasaları kanunları bu coğrafyaya uymuyor. Uymayan gömleği zorla vücudumuza giymeye çalışıyoruz.

Adalet olmayınca kanunlarda çok işe yaramıyor. Öldüren hak etiği cezayı almıyor. Sapıkların, katillerin ömrü ceza evlerinde çürümüyor, çürütülmüyor. Devletin şefkatli kollarında, halkın vergisiyle konforlu ceza evi konutların da ağırlanıyorlar.

Gıdanın her türlüsünü yiyorlar, devletin eliyle besleniyorlar. Hükümetler çıkarları uğruna af la bunları tekrar suç işlemeye salıyorlar. Sonar tekrar aynı suçu işliyorlar.

Allah ne güzel söylüyor “sizler için kısasta hayat var”. Niye uymuyoruz bırakın suçu işleyen cezasını canıyla ödesin. Ödesin ki, bir daha bu suçu işlemeye kimse cesaret etmesin.

Ülke genelinde katledilen kadınları çocukları konuşuyoruz. Her gün haber programlarında bir değil onlarca kadına yönelik şiddet yazılıyor. Katil elini, kolunu sallayarak, gülücükler saçarak ceza evine konuluyor.

Katilleri televizyonlarda, basında, haberlerde gördüğümüzde lanet okuyoruz bu katiller asılmalı diyoruz. Kanunlar buna müsaade etmiyormuş, neymiş idam cezası hükümlülükte kaldırılmış. İdam cezası olmayınca bu sapıklar ve katilerde elini kolunu sallayarak sokaklarda geziyor.

Kadınlar şiddet ve ölüm korkusuyla sokaklara çıkamıyor.

Niye bu korku...

Gülünce yüzünde güller açan, kadınlar kimlerin eliyle öldürülüyor. Zalim sapık katilin kollarında öldürülüyor. Melek yüzlü kızlar kadınlar neden öldürülüyor.

Aşkına, sevgisine, karşılık vermedi diye mazlum zayıf güçsüz kadınlar katilerinin ellerinde can veriyor.

Ya da hiç tanımadığı birleri tarafında insanların gözleri önünde hunharca katlediliyor.  Bugünde katileri koruyan devletlerin ileri gelenleri kadınlar gününde mesajlar yayınlıyor.

Koruyamadıkları kadınların günü kutluyorlar. Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki.

Yaşadığı dünya, açlık sınırının çok altına düşmüş, fakirliğin pençesinde kıvranıyor, ekmeyi taştan çıkarmayı gerektiren hayat şartları, güçlünün zayıfı acımasızca ezdiği, yetimin itilip kalkıldığı, fakirin horlandığı, korumasız insanların öldürüldüğü bir dünya. 

İnsanların sudan sebeplerle öldürüldüğü, hırsızlar, soyguncular ve kan davaları, töre cinayetlerinin yaşadığı bir dünya. 

Olmadık sebeplerle kavgaların çıktığı, sıradan kavgaların cinayetlerle sonuçlandığı, kavgaların kan davası ve savaşlarla bittiği bir dünya. Kulların adalet sunduğu bir dünya, kadınlara yer yoktu. 

Kuran’da, cahiliye devrinde kız çocuklarının diri diri gömülme geleneğine atıfla, kıyamet gününde yaşanacaklardan bahsedilirken denir ki “diri diri toprağa gömülen kıza, hangi günah sebebiyle gömüldüğü sorulduğunda…”

Ey yöneticiler cevabımız ne olacak hiç düşünüyor musunuz?

Kuran’ın dediği gibi, bizim de bir kıyamet günümüz, bir hesaplaşma saatimiz vardır. Kanunlarda, yasalarda, korkmayan sapığın, ellerinde katledilen kadınlara mezarlar kazıyorsanız, onları besliyorsanız.

Kadınları yaşarken gömüyorsanız. O kız çocuklarına suçlarının ne olduğunu soracağı gün gelecektir. Bunların bir sahibi var, hesap er ya da geç sorulacaktır.